29 Kasım 2013 Cuma

Toplum, Bilim ve Yöntem

FELSEFE Ders Notları
Sosyolojiye Giriş


Sosyoloji Nedir?
Sosyoloji insanların birbirleriyle ilişkilerinin bilimsel açıdan incelenmesidir. Sosyoloji “sosyal davranış”a yönelen “bilimsel” bir yaklaşımdır. Sosyolojinin konusunu oluşturan “sosyal davranış” insanlık tarihi boyunca varolagelmiş; bir süreklilik göstermiştir. Bu anlamda sosyologların ilgi alanına giren sosyal davranış laboratuarda icat edilmemiş ya da astronotların ayın yüzeyini keşfetmesi gibi  keşfedilmemiştir. Sosyal yaşamın  “özsel oluşturucuları” (sosyal olanı mümkün kılan davranış örüntüleri olarak düşünülebilir) insanlık tarihi kadar eskidir ve bazen görece ilksel ve basit formlarda basen de oldukça karmaşık sofistike ( formlarda var olagelmiştir. Söz konusu özsel süreklilik ve temelde benzer olma gerçeği, sosyal yaşamın  bilimsel açıdan incelenmesini olanaklı kılmaktadır. Belirli düzenlilikler ve tekbiçimlilikler her zaman vardır. Bunlar gözlemlenebilir, betimlenebilir, analiz edilebilir ve yorumlanabilirler.

Sosyolojinin Bireye Kazandıracağı Özellikler
Toplumsal sorunları görebilme
Daha farklı bir dünya olabileceğini görmek
Bildiklerimizi yeniden inceleme
Kesin doğruları çözümleme ve sorgulama alışkanlığı kazanma ...

Sosyolojinin Konusu
İnsan davranışlarının sosyal yönünü oluşturmaktadır. Sosyoloji insan birlikteliği gerçeği üzerinde durur ve sosyal etkileşimin örüntüleşmiş düzenliliklerini inceler. Sosyoloji bir bilgi gövdesi olarak, insan ilişkileri gerçeğini alır ve bu merkez üzerinde yoğunlaşır. Söz konusu insan birlikteliğine katkıda bulunan veya ondan çıkan her şey sosyolojiktir.

Gelir Dağılımı ve Yoksullukla Mücadele

FELSEFE Ders Notları
Sosyal Politika



Gelir Dağılımı ile ilgili Temel Kavramlar 
Gelir Dağılımı : Bir ülkede belirli bir dönemde üretilen gelirin kişiler, gruplar yada üretim faktörleri arasındaki dağılımına denir.

Gelir Dağılımı Türleri: 
Kişisel Gelir Dağılımı :  
  • Bir dönemde üretilen milli gelirin, kişiler aileler ya da nüfus grupları arasında dağılımı 
  • Önemli olan gelirin kaynağı değil miktarıdır. 
  • Bu gelir dağılımının ölçülmesinde iki yöntem bulunur.
Lorenz Eğrisi
Kutu şeklinde bir diyagram olarak gösterilir. 
Diyagramın dikey ekseninde toplam gelirin, yatay ekseninde nüfus kümülatif yüzdeleri yer alır. 

Gini Katsayısı : Eşitsizliğin derecesini ölçen bir katsayıdır. 0-1 arasında bir katsayı almaktadır. Katsayı 1 e yaklaştıkça gelir eşitsizliğinin arttığını, 0 yaklaştığında gelir eşitsizliğinin azaldığını gösterir. 

İstihdam, İşsizlik, Ücretler ve Çalışma Koşulları

FELSEFE Ders Notları
Sosyal Politika


İstihdam ve İşsizlik 
Geniş anlamda istihdam; üretim faktörlerinin belirli bir dönem içerisinde kullanılma derecesidir.
Dar anlamda istihdam; emeğin üretimde kullanılması ya da gelir sağlamak amacı ile çalıştırılmasıdır.

İstihdam Türleri
Tam İstihdam: Geniş anlamda tam istihdam; bir ekonomide üretim faktörlerinin tümünün üretime katılmasıdır. Ekonominin mevcut üretim potansiyelinden tam olarak yararlanılmasıdır.
Dar anlamda tam istihdam; mevcut çalışmakoşulları ve cari ücret düzeyinde çalışmak isteyen herkesin iş bulduğu istihdam düzeyidir. Genel olarak %3-5 düzeyinde bir işsizlik kabul edilir.(doğal işsizlik oranı)

Eksik İstihdam: Bir ülkedeki mevcut emeğin tamamının kullanılmamasıdır. Eksik istihdam kendi içinde ikiye ayrılır:
  1. Görülebilir Eksik İstihdam: Normal çalışma sürelerinin altında çalışılmasıdır. Bireyler, arzu etmedikleri halde kısmi süreli çalışmaktadır. Bu tip eksik istihdamın başlıca sebebi talep yetersizliğidir.
  2. Görülemeyen Eksik İstihdam: Çalışma sürelerinde bir kısıtlama yoktur.Çalışma karşılığında elde edilen gelir düşüktür.Çalışılan işin niteliği,bireyin nitelikleri ve üretken kapasitesini kullanmasına imkan vermez. Bu tip eksik istihdamın başlıca sebebi talep ve sermaye donanımı yetersizliğidir.
Aşırı İstihdam: Bir ülkedeki mevcut emeğin tamamı kullanılmasına rağmen,talebin karşılanamamasıdır.

Sosyal Politikaların Tarihsel Gelişimi

FELSEFE Ders Notları
Sosyal Politika


Hangi koşullar altında oluşan ortam işçi kesiminin doğmasına yol açmıştır?
Sanayi Devrimi’nin koşulları altında oluşan ortam, işçi kesiminin doğmasına yol açmış, bu kesimin iş ilişkileri ve yaşamında korunma zorunluluğunun duyulması ile devletler sosyal nitelikli politikalar izlemeye başlamışlardır.
Sanayi Devrimi’ne dek süregelen dönemlerde de köleler, sefler, yamaklar, çıraklar, imalathane çalışanları, askerler, tutsaklar, gönüllüler gibi çalışma yaşamında yer alıp, ekonomik faaliyetlerde bulunan kişiler olmuştur. Ancak bu statüler altında çalışanların işçi sınıfının köklerini oluşturdukları söylenemez.

Sanayi Devrimi hangi alanda yaşanılan gelişmelerle, hangi ülkede, ne zaman yaşanılmıştır? 
Sanayi Devrimi; buhar, elektrik, gaz gibi keşfedilen yeni enerji güçlerinin, üretim sürecine uyarlanması ile birlikte 18. yüzyılın ikinci yarısında ingiltere’de yaşanılmıştır.

Sanayi Devrimi’nin koşulları üretim sürecini nasıl etkilemiştir? 
  • Öncesine göre daha hızlı, daha çok, daha çeşitli, daha düzgün (standart ), daha ucuz üreten makineler, insan ve hayvanın kas gücünün, doğa gücünün ya da bu güçlere dayalı mekanik düzenlemelerin yerini alarak kurulan ilk fabrikalarda kullanılmaya başlanmıştır.
  • Sanayileşmenin gelişip, yaygınlaşması ile fabrikalarda çalışan işçilerin sayıları hızla çoğalmış ve önceki dönemlerinde var olmayan yeni bir toplumsal kesim oluşmuştur.
    Sanayi Devrimi’nin ardından çalışma koşulları giderek neden ağırlaşmış ve yaşanılan olumsuzluklar neden çalışma yaşamı ile sınırlı kalmamıştır?
  • Fabrika sahiplerinin, aşırı kâr etmeye ve kapital (sermaye) birikimine yönelmeleri, maliyet içinde işgücü payının azaltılmasına yönelik uygulamalara yol açmış, bu yüzden de çalışma koşulları giderek ağırlaşmış, işgücünün demografik yapısını değiştirmiştir.
  • Çalışma koşullarının giderek ağırlaşması ile çocuk ve kadınların fabrikalarda yaygın ve yoğun biçimde acımasızca kullanımının, toplumsal yaşamın her alanına olumsuz yansımaları olmuş ve büyük çalkantılara yol açmıştır.
Sanayi Devrimi’nin yaşanıldığı dönemde geçerli ekonomi felsefesi ve kurulu hukuk düzeni, yaşanılan olumsuzluklara neden engel olamamıştır? 
Sanayi Devrimi’nin yaşanıldığı dönemde geçerli klasikliberal düşünceler, devletin ekonomik yaşama katılım ve karışımına karşıydı. Bu nedenle de devletler, giderek ağırlaşan çalışma koşullarına karşın, iş ilişkileri ve yaşamını düzenlemek gereksinimi duymamıştır.

Kurulu hukuk düzeninin dayalı olduğu hukuki eşitlik ve sözleşme serbestisi ilkeleri, fabrika sahipleri ile işçilerin nitelikleri ve içinde bulundukları koşullar nedeniyle yaşanılan olumsuzluklara engel olamamıştır.
Sosyal nitelikli ilk politikalarla kimlerin, hangi alanda, neden ve nasıl korunması öngörülmüştür?

Sanayi Devrimini yaşayan ülkelerde devletler; işçileri, iş ilişkileri ve yaşamında hukuki düzenlemelerle koruyabilmek için, sosyal nitelikli politikalar izlemeye başlamışlardır.

Sosyal Politika Genel Bilgiler

FELSEFE Ders Notları
Sosyal Politika



Sosyal Politika bilim dalını neden tanımlamak gerekir?
Sosyal Politika bilim dalını tanımlamak neden güçtür?
Sosyal Politika ile çevresindeki başka sosyal bilim dalları arasındaki konu ve yaklaşım farklılıklarını iyi kavrayabilmek için, bu bilim dalını önce tanımlamak gerekir. Sosyal Politika, sosyal nitelikli politikaları konu alır. Sosyal ve politika sözcüklerinin sözlüklerdeki anlamları Sosyal Politika bilim dalını doğru olarak ifade edebilmede yetersiz kalır. Ayrıca, Sosyal Politika bilim dalının tanımını oluşturan kavramların anlamları, tarihsel bir süreç içinde sürekli ve köklü biçimde değişmiştir. Bu bilim dalının niteliklerini eksiksiz olarak yansıtabilecek, her dönemde geçerli bir tanım yapabilmek bu nedenle güçtür.

Sosyal Politika : Devletin  ülke insanının refahına yönelik olarak aldığı kararlar ve sürdürdüğü uygulamaların bütünüdür.
  • Sosyal Politika kamuya ait politikalardır.
  • Sosyal Politikaların yürütücüsü devlettir.
  • İlke olarak yürütücülüğünü devletin yaptığı  kapsamınında o ülkenin sınırları ile şekillendiği düzenlemelerdir.
  • İlk ve en genel hedefi refah seviyesinin yükseltilmesi ve refahın toplumsallaşmasıdır.
  • Sosyal Politikanın sosyal barış hedefi toplumu oluşturan unsurları ayrıştırmak yerine birleştirme olarak ifade edilebilir.
  • Ana finansman kaynağı devlettir.
  • Sosyal Politikanın en önemli hedefi sosyal refahın sağlanması ve geliştirilmesidir.
  • Sosyal adalet hedefi bütün insanların bağımlı olmadan yaşamlarını sürdürebilmesi kendilerini geliştirebilme ve sosyal hizmetlere ulaşmasında eşit fırsatlara sahip olabilmesi olarak tanımlanabilir.
Sosyal Politikanın çıkışına yol açan ilk olay Fransız ihtilali ve ihtilal sonrasının düşünce ortamıyken diğeri ise Sanayi Devrimi'dir. Fransız İhtilali, Sanayi Devrimi sonrasındaki ekonomik ve toplumsal ilişkilerin gelişmesini sağlayan fikirlerin ortaya çıkmasını sağlamış, siyasal yapıları değiştirmiş ve Sanayi Devriminin doğuşunu hızlandırmıştır.

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü