6 Nisan 2014 Pazar

Kentleşme

FELSEFE Ders Notları
Kentleşme - İnsan ve Toplum

Kent : Toplumsal açıdan örnek olmaya, insaların göreli olarak geniş bir alanda, yoğun biçimde ve sürekli olarak birlikte bir yere yerleşmiş biçimidir.
Kentleşme : Kent sayısının ve kentlerde yaşayan nufusun artmasıdır.

Kentlileşme ise kent kültürüne ait değer, davranış ve tutumların benimsenmesi olarak tanımlanabilir.

Kentlerin Kökeni : Arkeolojik bulgular tarihte ilk kentlerin MÖ. 6000 yıllarında belirmeye ve M.Ö 4000 dolaylarında ortaya çıktığını göstermektedir. İlk kentler Maden Çağın da ortaya çıkmıştır. Bu kentler birer ordu karargahı durumundadır. Gıda ihtiyaçlarını istila ettikleri tarımsal bölgelerden sağlamışlardır.

Begel’e göre, ilk kentler maden çağında ortaya çıkmıştır.

Gordon Child “Kentsel Devrim” başlıklı makalesinde Mısır, Mezopotamya ve İndus Vadisi’nde ortaya çıkan ilk kentlerin neolitik köylerden ayıran temel özelliklerini incelemiştir.

Sanayi Öncesi Kentler : Batı ve batılı olmayan toplumlarda sanayi öncesi kentlerin ekolojik, ekonomik ve toplumsal örgütlenme biçimlerinin temel özellikleri ilk defa Sjoberg tarafından kaleme alınmıştır.
  • Ekolojik Örgütlenme : Nufuz az, sokaklar dar, mahalle ve sokaklar etnik farklılaşmayı yansıtmaktadır.
  • Ekonomik Örgütlenme : Mal üretimi ve hizmetin sunulması insan ve hayvan gücüne dayanmaktadır. Ağırlık ve ölçü birimi yoktur. Pazarlık yoluyla alım gerçekleşir.
  • Toplumsal Örgütlenme : Sınıfsal tabakalaşma vardır. Statü, konuşulan dil, kıyafet, yaş, cinsiyet belirginleşmiştir.
En önemli değişim endüstri devrimiyle olmuştur.
Kent merkezinden uzakta yeni yerleşim birimleri banliyoler kurulur.

Modern Kentleri Açıklayan Yaklaşımlar

Chicago Okulu: Sosyal Ekolojik Yaklaşım
Bu yaklaşım 1920’li yıllarda hızla büyüme sürecine giren Chicago’nun kentleşme deneyimi üzerine yapılan araştırmalardan oluşmuştur.

Hızlı göç alan Chicago kenti ticaret, finans ve taşımacılık merkezi olarak da önemli bir kentleşme deneyimi yaşıyordu.

Robert Ezra Park (1864-1944)
Robert Park, sosyal ekolojik yaklaşım ekolünün ilk kurucusudur. Park’a göre kent hayatı biyotik ve kültürel olmak üzere iki düzeyde örgütlenmektedir.

Kentin biyotik düzeyi, konut, mahalle, alışveriş merkezleri, iş ve ticari gibi alanları ifade etmektedir.

Kültürel düzey ise, biyotik düzey üzerinde kurulan değer, norm, örf ve adetler temelinde gelişen bir yapıdır.

Roderick D. Mckenzie
McKenzie ve Burgess sosyal ekoloji yaklaşımını kentin merkezden dışa doğru uzanan büyüme süreçlerini açıklamak için kullandılar. Kentsel büyümeyi ortak merkezli halkalar ile ifade ettiler.

McKenzie göre; birey grup ya da firmalar kent mekânında yer edinebilmek için mücadele etmektedir.

Ernest Burgess (1886-1966) : Ernest Burgess, ortak merkezli bölge modeli ile kentin büyüme modelini analiz etmektedir.
Kentsel büyüme modeline göre birinci dairede iş ve ticaret bölgesi yer alır.

  • Ticari iş merkezleri
  • Perakende satış mağazalar
  • Dükkanlar
  • Bankalar
  • Oteller
  • Tiyatro
  • Müze 
İkinci daire nüfus ve arazi kullanımının kaygan ve değişken olduğu geçiş bölgesidir. 
Üçüncü daire işçilerin oturduğu bölgedir.
Dördüncü daire üst sınıfların yaşadığı bölgedir.
Beşinci dairede ise yöre kentler (banliyöler) yer alır.

Ekolojik yaklaşıma göre, kentlerin içindeki farklı semtler ve bölgeler, kent nüfusunun, var olan kaynaklar için birbirleriyle rekabet etmeleri biçiminde doğal uyum gösterme süreçlerinin bir sonucu olarak oluşmuşlardır.

Louis Wirth (1897-1952) : Louis Wirth kentin ne olduğu ve kentin bir yaşam biçimi olarak kendine özgü nasıl bir davranış biçimi ürettiğini sorgulamaktadır. Kentli insanın davranış özelliklerini ve ayrı bir kent kültürünün nasıl oluştuğunu analiz etmektedir.

'Kentlilik’ nüfusun büyüklüğü, nüfusun yoğunluğu ve nüfusun çeşitliliği sonucunda oluşan kentsel yaşama ait bir davranış biçimidir. Kentte nüfus büyüklüğünün artması kişisel farklılıkların daha çok artmasına neden olmaktadır.

Nüfusun yoğunluğu kent insanının ve etkinliklerinin farklılaşmasını ve toplumsal çeşitliliğin artışını güçlendirir. Kentsel yaşamda fiziksel ilişkilerimiz yakın fakat toplumsal ilişkilerimiz mesafeli bir biçimde gerçekleşir.

Nüfusun çeşitliliğinin en önemli sonuçlarından birisi sınıf yapısı üzerinde olan etkisidir. Çeşitliliğin artması kentte var olan farklı kent kişilik yapıları arasında etkileşimin artmasına öncülük eder.

Bu etkileşim kentin katı sınıf yapısını kırmakta ve toplumsal tabakalaşma sistemi içinde toplumsal hareketliliği güçlendirmektedir.

Ekonomi Politik Yaklaşım 

1960'lı yıllardan sonra kenti ekonomi politik bir bakış açısıyla analiz eden yaklaşım içinde Henry Lefebre, Manuel Castells ve David Harvey yer almıştır.

Ekonomi politik yaklaşım kentleşme olgusunu, sermaye birikim süreçleri çerçevesinde analiz etmektedir. Ekonomi politik yaklaşım kentleşme olgusunu, Marksist teorinin temelini oluşturan; sermaye birikim süreçleri çerçevesinde analiz etmektedir.

Henry Lefebre (1901-1991) : Sermaye yatırımı, kâr, rant ücret, sınıf sömürüsünü ve eşitsiz gelişim gibi ekonomik kategorikleri kent analizinde kullanılmaktadır.

Lefebre kentleşmeyi beş boyutta ele almaktadır:
  1. Kentsel gelişim kapitalist sistemin oluşumu ve devamı ile ilgili bir süreçtir. 
  2. Sermayenin birinci birikim aşaması doğrudan üretim sürecinde oluşmaktadır. 
  3. Toplumsal faaliyetlerimiz, sosyal ilişkilerimiz mekân üzerinde gerçekleşmektedir. 
  4. Lefebre devletin mekân üzerindeki rolü üzerinde durmaktadır. 
  5. Lefebre’ye göre kapitalist toplumda kent mekânı “somut” ve "soyut” olmak üzere ikili bir işleve sahiptir.
Somut mekan : Günlük yaşam pratiklerimizi gerçekleştirdiğimiz, üzerinde yaşamımızı sürdürdüğümüz, ihtiyaçlarımızı karşıladığımız kullanım değerine sahip toplumsal mekândır.

Soyut mekan : Mekanın fiziksel bir parça olarak kullanım değerinin ikinci plana itilerek üzerinden kar ve rant edilen bir araca dönüşmesidir. 

Manuel Castells (1942-) : Castells’e göre kapitalist toplumda emek gücünün yeniden üretimi, yani emeğin ertesi gün çalışabilmesi için gerekli ihtiyaçlarının sağlanması gerekmektedir. Castells’e göre kentler ortak tüketim mekânları olarak kavramsallaştırılmaktadır.

Konut, altyapı, ulaşım, eğitim, sağlık, alışveriş, dinlenme gibi emeğin yeniden üretim sürecinin unsurları kentlerin ortak tüketim alanlarını oluşturmakta ve bütün bu ihtiyaçlar devletin müdahalesiyle çözülmektedir.

David Harvey (1935-) : Harvey çalışmalarında genel olarak kapitalist sistemin adaletsizliği üzerine odaklaşmaktadır. Ona göre, kentler kapitalizmin mantığını gösteren bir aynadır.

Kapitalist kentleşme üretim sürecinde yaşanan ekonomik krizlerin sonucunda kapitalistlerin kârlarını azamiye çıkarmak için kentsel yapılı çevreye yaptıkları yatırımlar sonucu oluşmaktadır. Modern kentlerin büyümesi kapitalistlerin kârlarını azamiye çıkarmak için kentsel mekana yapılan yatırımların sonucu gerçekleşmektedir.

Türkiye'nin Kentleşme Deneyimi

3 dönem altında ele alınır.
  • 1923 - 1950 Dönemi : Ankara başkent seçilir, ülkenin demiryolu ağları kurulur, Anadolu da  fabrikalar kurulur. ULUS - DEVLET olma sürecidir.
  • 1950 Sonrası : Kentleşme hızı yüksektir. Bunun sebebi ise iç göçtür. Marshall yardımları sonucu traktör sayısı artınca tarımda verimlilik yükselmiştir. İlk kuşak göçmenler barınak ve iş bulmakta sıkıntı çekmişlerdir. Barınak gece kondu konutlarla, iş ise sanayi ve hizmet sektöründe işlerde çalışmayla aşılmıştır. Aile, akraba, komşuluk, hemşerilik ilişki bağları önemlidir.
  • 1980 Sonrası : Kentleşmenin doygunluğa ulaşmasıdır. Kentler arası göç başlamıştır. Telekominikasyona öncelik verilmiştir. toplu konut yayılmıştır. Yeraltı raylı sistemler avm'ler, oteller, eğlence merkezleriyapılmıştır.
Dünya Kenti Kavramı : 1980 sonrası mal, hizmet ve sermaye akışının uluslar arası ölçekte hızlandığı bir dönemde ön plana çıkmıştır.
 
Friedman'a göre dünya kentlerinin özellikleri : 
  • Finansal hareketler yoğundur.
  • Şirketlerin yönetim merkezlerinin yoğunlaşması
  • Uluslararası kurumların yaygınlaşması
  • Önemli üretimlerin yoğunlaşması
  • Ulaşım ağının gelişmiş olması
Merkez ülkelerde yer alan dünya kentleridir. Sao Paolo ve Singapur ise çevre ülkelerdeki dünya kentleridir.

Uluslararası satışlarda önemli payları olan birçok firmanın merkezi New York kentindedir.

Bankaların varlıkları ve sermayenin yoğunlaşması açısından ele alındığında ise Tokyo, New York ve Londra ilk sıralarda yer almaktadır.
  • Chicago endüstriyel ilişkilerin merkezileştiği
  • Los Angeles askeri-endüstriyel alanında
  • Boston ise eğitimin yoğunlaştığı dünya kenti
Dünya kentleri dünya ekonomisinin mal, hizmet üretimi ve finansal akışın sağlandığı ve akışın bu merkezler tarafından denetim ve kontrolünün yapıldığı yerlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü