8 Haziran 2014 Pazar

SQL'de OUTER LEFT/RIGHT/CROSS JOIN Kullanımları

OUTER JOIN-LEFT JOIN Kullanımı
  • INNER JOIN'den farklıdır. 
  • Soldaki tablo baz alınarak sorgu çalıştırılmasıdır. 
  • Soldaki tablodan tüm kayıtlar çekilir ve sağdaki tabloda eşleşen kayıtlar aynen yazılır. 
  • Eşleşmeyen kayıtlar için NULL değer verilir.
NOT : Örnek sorgulamalarda Northwind Database'i kullanacağım. bk: Nortwind Database Kurulumu 
 
LEFT JOIN Kullanımı : SELECT <sütun_ad(lar)ı> FROM <ilk_tablo> LEFT JOIN <ikinci_tablo> ON <ilk_tablo>.<anahtar_alan> = <ikinci_tablo>.<anahtar_alan>  

Örnek Sorgu : Sorgumuz SELECT kısmında iki sütun tekbir sütun adı altında birleştirilmiştir. Çalıştırıldığında çalışanın tam adı ve müşterilerden aldığı siparişler ve tarihleri listelenecektir.

SELECT Employees.FirstName+' '+Employees.LastName AS Name,OrderID,OrderDate
FROM Employees LEFT JOIN Orders ON Employees.EmployeeID=Orders.EmployeeID
 
 
OUTER JOIN-RIGHT JOIN Kullanımı 
  • LEFT OUTER JOIN işleminin tersini yapar.
  • Sağdaki tablonun baz alınarak sorgu çalıştırılmasıdır. 
  • Sağdaki tablodan tüm kayıtlar çekilir ve soldaki tabloda eşleşen kayıtlar aynen yazılır.
  • Eşleşmeyen kayıtlar için NULL değer verilir.
RIGHT JOIN Kullanımı : SELECT <sütun ad(lar)ı> FROM <ilk_tablo> RIGHT JOIN <ikinci_tablo> ON <birinci_tablo>.<anahtar alan> = <ikinci_tablo>.<anahtar_alan>

Örnek Sorgu : Sorgumuzda tüm müşteriler ve verdikleri siparişlerin tarihleri listelenecektir.

SELECT companyname, customers.CustomerID, orderdate
FROM customers RIGHT OUTER JOIN orders ON customers.CustomerID = orders.CustomerID
 
 
 OUTER JOIN-CROSS JOIN Kullanımı
  • İlişkili tablolar arasındaki tüm eşleşmeleri listeler.
  • Ortak bir alan belirtilmesine gerek yoktur.
  • CROSS JOIN kullanılırken ON ifadesi kullanılmaz.

Örnek Sorgu : Üreticilerin çalışabilecekleri tüm olası gemi şirketleri listelenir.

SELECT suppliers.companyname, shippers.companyname
FROM suppliers CROSS JOIN shippers
 

21.Yüzyıl: Küreselleşme ve Dijtal Çağ

FELSEFE Ders Notları
21.Yüzyıl: Küreselleşme ve Dijtal Çağ - Kültür Tarihi

Soğuk savaş sonrasının ilk çatışması, ABD’nin 1990’da Irak’a müdahale etmesidir.

Slovenya, Hırvatistan ve Makedonya 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmiş ve Yugoslavya’dan ayrılmıştır.

Birleşmiş Milletler, 1944 yılında kurulmuştur. Uluslar arası barış ve güvenliğin korunmasından sorumludur.

Genel Kurul bütün üye ülkelerin katılımıyla oluşur. Gerektiğinde ilgili maddelerin verdiği yetkiyle Birleşmiş Milletler silah gücü kullanabilir.

Dünya Ticaret Örgütü, hükümetlerin iç ticaret yasalarını ve düzenlemeleri nasıl yapacağı konusunda yasal çerçeveyi hazırlayan kurumdur.

Birleşmiş Milletler’e bağlı kuruluşlardan bazıları; dünya gıda örgütü, uluslar arası çalışma örgütü, eğitim, bilim ve kültür örgütü, dünya sağlık örgütü, uluslar arası adalet divanı, uluslar arası atom enerjisi, uluslar arası telekomünikasyon birliği ve UNİCEF’dir.

Uluslar arası Adalet Divanı, Genel kurul ve Güvenlik konseyi tarafından değişik ülkelerden seçilen on dört yargıçtan oluşan, devletlerarası uyuşmazlıklar konusunda uluslar arası hukuka göre çalışan Lahey’de faaliyet gösteren kuruluştur. Divan’ın yetkisini kabul eden üye ülkeler alman kararlara uymakla yükümlüdür.

Küreselleşme; ticaretin, sermayenin, kültürün, teknolojinin ve bilginin yerküredeki hareketliliği, ulaşılabilirliği ve birçok alanda global bütünleşme ve dayanışma anlamına gelir.

McLuhan, küreselleşmeyi dünyanın mekansal olarak küçülmesi, küresel köye dönüşmesi olarak açıklamıştır.

Küreselleşme, ulus ötesi hareketliliği, uluslar arası ilişkileri ve bağımlılıkları artırmıştır, çok uluslu şirketlerin birçok ülkede aynı anda etki alanının büyümesine yol açmıştır.

Küreselleşmeyle birlikte, küresel krizlerin etki alanı genişlemiştir, uluslar arası alanda ekonomik bütünleşmede canlanma meydana gelmiştir, yabancı yatırımlarda artışlar görülmüştür.

2008 krizinin sonuçları şunlardır; özellikle taşınmaz mallar sektöründe ani iflaslar yaşanmıştır. bankalar iflas etmiştir, enflasyon yükselmiştir, çalışanların gelirleri düşmüştür, 2008 ekonomik krizi küresel nitelikli bir krizdir.

Uluslar arası Para Fonu, Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerden bir kaçı hariç bütün üye devletlerin katılmak durumunda olduğu, doğrudan küresel finans düzenini takip eden, dünya borsaları, döviz ve ödemeler konusunda düzenlemeler yapan kuruluştur.

Uluslar arası Para Fonu, 1944’de kurulmuştur.
Uluslararası Para Fonu ekonomik sorun ve kriz yaşayan ülkelere Dünya Bankası aracılığıyla kredi verir.
Uluslar arası Para Fonu, ekonomik sorun ve kriz yaşayan ülkelere yan kuruluşu gibi çalışan Dünya Ticaret Örgütü aracılığıyla belli bir vade ile (5 yılı geçmeyen) krediler vermekte ve kredinin nasıl kullanılacağını belirleyerek aralıklarla denetlemekte ve gerektiğinde kredileri serbest bırakmamaktadır.

Uluslararası Para Fonuna üye devletlerin hisseleri % 25’i altın, % 75’i milli para ile fona ödenmiş ya da taahhüt edilmiştir.

Uluslararası Para Fonunun üst kurulu guvernörler heyetidir, guvernörler heyetinde her üye ülke fona
iştirak hissesi ile orantılı oy sayısına sahiptir, ABD en fazla oy hakkına sahiptir.

Dünya Ticaret Örgütü, 1995 yılında kurulmuştur.
Dünya Ticaret Örgütü, dünyada çok taraflı ticaret görüşmelerini yönetir ve uygular, ticari anlaşmazlıklara çözüm arar, ulusal ticaret politikalarını denetler, küresel ekonomi politikalarının yapımında görev üstlenir.

Hükümetlerin iç ticaret yasalarını ve düzenlemeleri nasıl yapacağı konusunda yasal çerçeveyi hazırlayan kurum, Dünya Ticaret Örgütü’dür.

Çevre, hava, su kirliliğinin artması, 'ozon tabakasının delinmesi, atıkların neredeyse çözülemez bir soruna dönüşmesi gezegenimizin doğal yapısını olumsuz etkilemiştir.

Küresel ısınma sonucunda örneğin dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller, taşkınlar yaşanırken, bazı bölgelerde kuraklıklar ve çölleşme meydana gelmekte, kışlar sıcak geçmekte, ilkbahar erken sonbahar geç gelmekte, bu da doğadaki canlıların ve bitkilerin yapılarını ve verimliliğini doğrudan etkilemektedir.

Çernobil nükleer reaktör kazası 1986 yılında yaşanmıştır.

Her tür bilginin elektronik makineler aracılığıyla en hızlı şekilde işlenmesi, teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişimde kullanılmasına bilişim denir.

Bilgisayar ve iletişim olanaklarını kullanarak farklı biçimlerdeki bilgiyi oluşturmak, saklamak, alışverişini yapmak üzere kullanılan teknolojinin kendisine bilgi teknolojisi denir.

1980'li yıllardan başlayarak toplumsal olandan bireysel olana doğru önemli bir yönelme gerçekleşmiştir.

Baudrillard bu dönüşümü “Toplumsalın Sonu” olarak adlandırmıştır.
Baudrillard’a göre gerçek artık var olan bir şey değil, sürekli üretilen bir şeydir. Günümüzde gerçek işlemsel bir şekilde modeller aracılığıyla yeniden üretilen şeydir. Bunu Baudrillard hiper gerçek ya dasimülasyon olarak adlandırmıştır.

İnternet (interconnected Networks), 1985 yılında kullanılmaya başlanmıştır.

Evrendeki fiziksel olayların anlaşılmasına ışık tutan, ülke ekonomilerine uzun vadede yarar sağlayan araştırmalara bilimsel amaçlı uzay araştırmaları denir.

Uzay araştırmalarının kategorileri şunlardır; bilimsel amaçlı programlar, haberleşme programları, dünyayı gözleme çalışmaları, uzay taşımacılığı programları, uzay istasyonu kurma programları.

Herhangi bir organizmanın, embriyonun veya bir DNA parçasının çoğaltılması işlemine klonlama adı verilir.

Klonlama üç şekildedir:
  • Klonlama moleküler
  • Çoğaltımsal
  • Terapi amaçlı 
Terapi amaçlı klonlama insan embriyolarının kök hücrelerinin alınması ve hasta insanlarda kullanılması esasına dayanır. En çok tartışma yaratan klonlama türü, terapi amaçlı klonlamadır.

Kültür endüstrisi kavramını Adorno ve Horkheimer geliştirmiştir.

Mimaride günümüzde egemen olan anlayış, 1950’Ierden itibaren modern mimarinin biçimciliğine getirilen eleştirilerle eklektik bir eksende biçimlenen postmodern mimaridir.

Venturi, mimarideki dekoratif bileşenlerin önemine ve mimarideki vazgeçilmezliğine vurgu yapmıştır. Robert Venturi’nin “Mimarlıkta Karmaşıklık ve Çelişki” adlı kitabı mimarlık anlayışı açısından önemlidir.

”Açık Yapıt”, “Gülün Adı Ve “Foucault’un Sarkacı” adlı eserlerin yazarı, Umberto Eco’dur.

Fatih Akın, son dönem yönetmenlerinden biridir. Duvara karşı adlı filmi, Türk sinemasının önemli filmleri arasında yer alır.

“Cevdet Bey ve Oğulları” ve “Beyaz Kale” eserlerinin yazarı, Orhan Pamuk’dur.

Tutunamayanlar, Oğuz Atayan eseridir.

Mahrem, Elif Şafak’ın eseridir.

Sevgili Arsız Ölüm adlı eser Latife Tekin’e aittir.

“Uzak” filminin yönetmeni, Nuri Bilge Ceylan’dır.

Sanat topluma hizmet etmelidir görüşünün hız kazanması, günümüz sinema sanatının büyük dönüşüm göstermesini sağlamıştır.

Dansın kurgusunu, yapısını, adım düzenini yani hareket akışını tasarlayan ve bunun metnini oluşturan sanatçılara koreograf denir.

20.Yüzyıl: Savaşlar Ve Değişimler Yüzyılı

FELSEFE Ders Notları
20.Yüzyıl: Savaşlar Ve Değişimler Yüzyılı - Kültür Tarihi

Birinci dünya savaşı sonrasında jeo-poiitik açıdan birçok imparatorluk ya çöker ya parçalanır (Avusturya Macaristan imparatorluğu, Osmanlı imparatorluğu, Almanya imparatorluğu (topraklarını kaybeder, küçülür); Rusya imparatorluğu yerini Bolşevik devrimine bırakır.

İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) insanlığın tanımış olduğu en büyük savaştır.

100 milyon asker ve sivil, 61 devlet, 22 milyon kilometre karelik bir alanda savaşmıştır. Elli milyon ölü vardır ve bunların yarısı sivildir.

Yahudiler toplu kıyıma uğrarken, Slavlar, Çingeneler, Engelliler, Eşcinseller, dini cemaatler ise ciddi takibata ve sürgüne, hatta kıyıma uğramıştır.

1991’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği dağılmıştır.

1917 Ekim Devriminin kuramcısı ve lideri Lenin’dir.

Stalin, hem SSCB’de, hem sosyalist ülkelerde ve sosyalist partilerde kendisinin de yönlendirdiği diplomasiyle kült bir kişilik olur.

Fakat Stalin’in uyguladığı rejimin ikiyüzlülüğü, (farklı ulustan yüz binlerce kişinin Sibirya’ya sürgün edilmesi, özellikle yönetim kadrosundan önemli kişilerin düzmece suçlamalarla idam edilmesi ve faili meçhul ölümler, kolektif yönetim anlayışından uzaklaşması ve yasaları çiğnemesi, aydın yazar kıyımı, vb.), Dünyada sosyalizme inanmış ve gönül vermiş birçok emekçi, aydın, yazar, sanatçı hayal kırıklığına uğrayacak ve komünizmin de totaliter bir rejim olduğu ortaya çıkacaktır.

Atlantik’in öteki yakasında Amerika Birleşik Devletleri ise huzur ve refah içindedir.

Bilimsel buluşlar, yenilikler süre gitmektedir. Otomobil endüstrisi hızla yaygınlaşmakta, radyo ve bazlı elektronik aletler günlük hayata girmiş, bankalar halka hizmet vermeye başlamıştır.

Batıda Amerika hayranlığı ve modası başlar.

Fakat bu liberal kapitalist ideoloji 1929’da önemli bir krizle karşılaşır:
  • Halkın bankalardan kredi çekerek ve borçlanarak Borsaya katılımı, sonunda felaketi getirir.
  • 1929’da sistemin tamamı birkaç gün içinde çöker.
Bankalar iflas eder, fabrikalar kapanır, hammaddeler depolarda çürür, milyonlarca insan işsiz kalır.

Almanya’da ise 1920’lerden itibaren Sovyet Devrimini ve Kapitalizmi Yahudi-Musevi girişimi olarak lanse eden Nasyonalist Parti, güçlü iş dünyasının da desteğini kazanarak 1933’de Hitler’Ie iktidar koltuğuna oturur.

Almanya da Hitlerin propagandasının temelinde yatan görüş Sovyet devriminin ve kapitalizmin Yahudi girişimi olduğudur.

Almanya’da Nasyonalist Parti, güçlü iş dünyasının da desteğini kazanarak Hitler’le iktidar koltuğuna oturur.

Hitler, kısa zamanda silahlanarak bütün acımasızlığıyla diktatörlüğünü kurar, 1939’da başlayan işgalleriyle II. Dünya Savaşı dehşetini başlatır.

Almanya da ki nasyonal sosyalist görüşün benzeri olarak İtalya da faşizmin yeşermesini sağlayan lider Mussolini’dir.

İspanyadaki, destansı direnişleri edebiyata ve sanata konu olan Cumhuriyetçiler, bu hareketi Franco rejimine karşı geliştirmişlerdir.

II. Dünya Savaşının sonunda atom bombasının atılmasının yarattığı olumsuz etkileri anlatan “kız çocuğu” şiiri Nazım Hikmet RAN tarafından kaleme alınmıştır.

Ünlü İtalyan yönetmen Visconti, enkazlar arasında unutulmaz filmler çekmiştir.

İngiltere’nin öncülüğünde Fransa ve İtalya’yla imzalanan Sevr Antlaşması, İmparatorluğun elini kolunu bağlar.

1919’da Mustafa Kemal'in önderliğinde başlayan Kuvayı Milliye bağımsızlık hareketi, Ege bölgesi kentlerinden başlayarak, yeni başkent Ankara yakınlarına dek uzanan Yunan İşgalini, yer yer zaferlerle durduracak ve ülke işgalden temizlenecektir.

Kurtuluş Savaşının başladığı 1919’dan itibaren Türkiye olağanüstü olaylarla yüzleşmiştir.

1920’de Sevr Antlaşması Osmanlı Devletini parçalamıştır ve aynı yıl Şeyhülislam Mustafa Kemal için ölüm fetvası vermiştir.

Ardı ardına gelen yenilikler yeni bir Türkiye kimliğinin doğacağının kesin göstergeleridir;
  • Medeni Kanun kabul edilir.
  • Arap alfabesinden Latin alfabesine geçilir; eğitim-öğretim kurumlan birleştirilir.
Sosyal hayat kökten bir değişime girmenin, bir bakıma laik, açık bir toplum olmaya yönelmenin hem mutluluğunu hem sancılarını yaşamaktadır.

Kültürel alanda 1932’de açılan Halkevleri (Halkodaları) kısa zamanda ülke çapında yaygınlaşır. Ülkenin evlatları ilk sanatsal etkinlikleri, ilk mesleki beceri kurslarını buralarda izlerler.

İstanbul Üniversitesinde yeni reformlar yapılarak özellikle Hitler rejiminden kaçan yüz elli dolayında yabancı öğretim üyesine kucak açılır. Yeni bilim kürsüleri kurulur.

1951’de Halkevleri, 1954’de de Köy Enstitüleri kapatılmıştır.

Mahatma, Milletin Babası anlamına gelir.

Tunus, 1957’de Türkiye’yi örnek alarak Habib Bourgiba’yla Cumhuriyet rejimine geçer. 

1969'da Yaser Arafat’ın Filistin Kurtuluş Örgütünü (FKÖ) kurmasıyla bağımsızlık mücadelesi hız kazanır ve hatta dünya ilk kez bu örgütle uluslararası terörizmi tanır.

Soğuk Savaş, iki süper güç olan SSCB ile ABD arasındaki ve haliyle onların müttefikleri arasındaki gerilimleri, siyasal ve ideolojik çatışmaları içeren ve II. Dünya Savaşının hemen bitiminde başlayıp SSCB’nin dağılma tarihi 1991’e kadar devam eden dönemdir.

Bu dönem ülkelerin kendi kaderlerini kendi tayin etme hakkını engelleyen ideolojik, diplomatik ve askeri kararlarla doludur.

Örneğin Amerika Birleşik Devletlerinin, 1947’de, on altı Avrupa ülkesiyle imzaladığı uzun vadeli yardım MarshalI Planı, hem askeri hem ekonomik bir bağımlılık yaratma planı olarak eleştirilmektedir.

Türkiye’nin NATO’ya üye olduktan sonra 1953’de Kore Savaşına katılması ülkede şaşkınlık yaratmıştır.

Sosyalist cephede ise, 1955’de SSCB önderliğinde NATO’nun. karşısında yer alan Varşova Paktı kurulur.

Silahlanma yarışı hızlanır. Dünya siyaset sahnesine istihbarat teşkilatları Sovyet KGB ve Amerikan CIA çıkar.

Yasakçı zihniyet Nazi Almanya’sında sistematik bir kıyım uygulamıştır:
  • Sol düşünceli yazarlar ve sanatçılar cezalandırılmış
  • Bilim adamları ülkeyi terk etmiş
  • Yazarların kitapları yakılmış
  • Bestecilerin eserlerinin çalınması yasaklanmış
Hitler sanatı yasaklamıştır.

Sovyet Rusya’da ise devrimin ilk yıllarından itibaren Anna Akhmatova, Pasternak, (yazarın ünlü Doktor Jivago’su yasaklanmış ve 1958’de kazandığı Nobel Ödülünü alması engellenmiştir), Nabukov, Soljenitzin gibi yazarlar, Shostokovich gibi kompozitörler, Tarkovski, Paradjanov gibi film yönetmenleri ve geniş bir aydınlar topluluğu eserleri yüzünden yargılanmışlar, yasaklanmışlar ya da sürgüne gönderilmişlerdir.

ABD’de, senatör McCarty’nin başlattığı sosyalizm sempatizanı olan aydınları, Hollyvvood aktörlerini, yazarları, yönetmenleri hedef alan “Cadı Avı” on yıl sürmüş, yüz elli dolayında yazar, istihbarat teşkilatı FBI’nın kayıtlarına girmiştir.

İsrail de oldukça sert sansürcü bir devlet olmuştur: Bir dönem Gazze Şeridinde yazı makinesi ve faks kullanılmasını yasaklamış-, Filistin tarihiyle ilgili yazılara sansür koymuştur. Hatta bir kitap sergisini bombalamıştır.

Ülkemizde Nazım Hikmet (1901-1963), gençliğinin en verimli yıllarını 15 yıl hapiste ve 12 yıl sürgünde geçirmiştir ama kendi sözleriyle şair” tepeden tırnağa hasret ve ümitten ibaret” tir.

Gazeteler yanında, haber toplayan, onu görsel ve işitsel medyaya dönüştüren gazetecileri barındıran basın ajansları önemli bir enformasyon işlevini yerine getirir.

Basın ajansları önemli bir enformasyon işlevini yerine getirir.
  • France Presse, AssociatedPress, CNN, gibi uluslararası ajanslar
  • Anadolu Ajansı (resmi), Doğan, İhlas Haber Ajansı gibi yerli ajanslar 
Bunlardan ünlü ABD ajansı Associated Press (AP) 1848’de kurulmuş olup bugün yetmişin üzerindeki ülkede hizmet vermektedir.

Ülkemizde Milli Mücadele öncesi de aktif olan İstanbul basını, Kurtuluş Savaşının başlamasıyla iki farklı düşünsel kutupta (Tanin, Tevhidi Efkar, Osmanlı İmparatorluğu yanlısı; Akşam, ikdam ve İleri gibi gazeteler Milli Mücadele yanlısıdır) yerini belirler.

Bu dönemde ki gazetelerin ünlü yazarları arasında Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Emin Yalman, Falih Rıfkı Atay, Yakup Kadri sayılabilir.

İlk mizah dergisi Diyojen (1870)’dir.

Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Seyfi Orhon gibi edebi kimliklerin 1922’de çıkarttığı Akbaba Dergisi, 1933’den sonra yeni harflerle yayınlanır.

Tek partili dönemde iktidar yanlısı tutum izleyen, zaman zaman muhalif olan dergi, 1977'de yayın hayatına veda etmiştir.

1946’da çıkmaya başlayan ve kısa zamanda büyük tiraja ulaşan Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat İlgaz’ın birlikte çıkardığı Markopaşa dergisi, toplumcu ve gerçekçi siyasal mizahıyla hem güldüren hem düşündüren önemli bir mizah dergisidir.

Tüm alanlarda kullanılan ilaçlardan ve besinlerden dolayı, ekoloji-tarım dengesi bozulur; aşırı üretim toprağı yorar; kullanılan ilaçlar çevreye zehir saçar hale gelir.

Üstelik bir yandan da ürünlerin genetiği üzerinde oynanmaya (uluslararası kısaltma adı: GDO) başlanmıştır.

20. yüzyılın en önemli buluşlarından biri olarak kabul edilen ve elektronik devrelerin can damarı olan transistorlar, 1947 yılında yapılmış ve teknolojide yepyeni bir çığır açılmıştır.

İnşaat sanayisinde konstrüksiyonlarda, beton, çimento türevleri gibi sağlam dayanıklı malzemelerin üretimiyle gökdelen ve uydu kent inşaatları yaygınlaşır ve kısa zamanda yarattıkları ıssızlaştırma, yalnızlaştırma sorunlarından dolayı tartışılmaya başlanır.

20 Temmuz 1969'da ABD Apollo uzay aracı Ay’a ayak basar.

Frankfurt Ekolünden, 1960’lı yılların etkileyici ismi Herbert Marcuse (1898-1979) ise, sanat eserinin gerçekçiliği ve politikliği yüceltme gibi bir kaygısı olmaması gerektiğini, “sanatın hayatı değil, hayatın sanatı taklit ettiğini” savunmuştur.

Jean-Paul Sartre (1905-1980) 1943’de yayınladığı “Varlık ve Hiçlik” adlı kitabında, varoluşun insanın maddi özünden önce geldiğini; insanın dünyaya gelip var olduktan sonra kendi özünü yarattığını ve bu süreçte insanın ancak insana yol gösterebileceğini savunmuştur.

Roland Barihes, “Çağdaş Söylemler” (Mitolojiler) adlı kitabında, “Afrika tenli, yani zenci bir askerin Fransız ulusal askeri giysisiyle yani Fransız vatandaşı olarak Fransız Bayrağı altında selam duruşunu gösteren ünlü fotoğraf, düz anlamda bayrağı selamlama gösterisidir, ama ikinci anlamı bir zamanların emperyalist Fransız Sömürge İmparatorluğunun evlatlarının, daha doğrusu bir zamanların kölelerini yüceltme ve yurttaş kabul etme gösterisidir” demektedir.

Levi Strauss’a göre antropoloji bilimi, psikoloji ve psikanaliz ile de çok yakın bağlantı halindedir.

Gustav Jung kolektif bilinçaltı üzerinde durarak bir tür sosyal psikanaliz geliştirmiştir.

1950’lerden itibaren tüm ülkelerde yeni davranış biçimleri geliştiren ve yeni kültürler yaratan genç bir kuşak vardır.

Batıda hippiler özgürlük, barış ve aşk adına uzun saçları alışılmadık giysileri ve aşırı alkol tüketimleriyle ilgi çekse de kısa sürede kaybolur.

1964’de, Berkeley Üniversitesi öğrencilerinin örgütlediği ilk öğrenci hareketi büyük yankı bulur.

Bunu besleyen protest müzik kültürü Bob Dylan, Joan Baez gibi şarkıcılarla gençlik Vietnam Savaşma büyük tepki gösterir. Öğrenci hareketleri Atlantik’ten Avrupa’ya sıçrar.

1968’de, Fransa’da öğrenciler üniversite amfilerini, tiyatro salonlarını, sanat merkezlerini işgal eder; barikatlar kurulur. Buna işçi sendikaları destek vererek genel greve giderler.

Gençlik sanki yarın değişim gerçekleşecek hayalinde iken anarşi yükselir, hareket sonuçsuz kalır.

1968 hareketi, bugün gençliğin dünyada yeni bir kültür ve siyaset anlayışı yarattığı hareket olarak inceleme konusudur. Bu yıldan sonra, eğitim programları gözden geçirilir, yeni reformlar yapılır, üniversitelerin özerkliği gündeme gelir.

Birinci Savaş sonrasında SSCB’de kurulan Devlet Sinema Enstitüsü, ünlü yönetmen Sergei Eisenstein’ı dünyaya tanıtır, yönettiği “Potemkin Zırhlısı” dünya sinemasının ilk başyapıtlarındandır.

Konusunu Kuzey-Güney Savaşı yıllarından alan ve bu tarihsel fonda trajik bir aşk dörtgeni oluşturarak insanın psikolojik dünyasının derinliklerini ve çelişkilerini ustalıkla yansıtan filmin adı Rüzgâr Gibi Geçti'dir.

Sinema sanatı ünlü ödülleriyle (Oscar), festivalleriyle (Venedik, Berlin, Antalya, Cannes) dünyanın dört bir yakasında bir yaşam tarzı olmuştur.

Modern dans balenin değişmez kurallarına tepki olarak her tür müziğe uydurulabilen, hareket stili alanı özgür olan, düşünce ve kavramları somutlaştırmayı amaçlayan dans türüdür.

Caz Müziği zenci sanatçıların öncülük ettiği Afrika’nın töresel müzik ve danslarını, eğlencelerini, zaman zaman da sömürgeleştirmeden dolayı İngilizlerin ilahilerini barındıran müzik türüdür.

Sıra dışı popüler bir müzik grubu olan “The Beatles” isminde yer alan “Beat” kelimesi ritim anlamına gelmektedir.

Postmodern düşünce, haliyle, belli bir merkezi olmayan; özneyi ve egoyu öne çıkaran, ifade alanında heterojenliği, çoksesliliği, bölünmüşlüğü benimseyen ileri teknolojiler çağı düşüncesidir.

Umberto Eco kinetik sanatta “formların renklerin ve düzlemlerin hareketiyle değişken bir plastik sanat form” yaratıldığı düşüncesindedir.

1934’de İstanbul Şehir Tiyatrosunun başına getirilen Muhsin Ertuğrul (1892-1979) sadece İstanbul’da değil, Ankara’da da Devlet ve Şehir Tiyatrolarının, Konservatuarlarda Sahne Sanatları Bölümlerinin yapılandırılmasında, salonların açılmasında etkin bir rol üstlenir.

Türk Beşleri adıyla anılan bestecilerin isimleri ve bazı eserleri kısaca şöyle anılabilir:
  • Cemal Reşit Rey: Cumhuriyetin Onuncu Yıl Marşı
  • Ulvi Cemal Erkin: Sinfonietta
  • Haşan Ferit Alnar: Kanun Konçertosu
  • Adnan Saygun: Yunus Emre Oratoryosu
  • Necil Kazım Akses,
  • Senfoni 5: Atatürk Diyor ki
Nazım Hikmet, öncelikle memleketine vurgundur ve ona dair yazmıştır: “Kuvayı Milliye Destanı” ve “Memleketimden İnsan Manzaraları” yoğun belge ve kanıtlar içeren tarihsel destanlardır ve bu destanın içinde epik, teatral ve müzikal anlatı tekniğiyle ülkemizin insanları vardır.

Ama o aynı zamanda bir dünya şairidir. Dünya emperyalizm tarihinden kesitler içeren "Benerji”, “Taranta Babu” gibi eserler yazmıştır.

Dünyamız bugün çokkültürlülükle (mültikültüralizm) karşı karşıyadır. Çokkültürlülüğü öncelikle kimlikle ilgili bir kavram gibi düşünmek yerine, kültürle kaynaşmış ve ondan beslenen diller; inançlar ve uygulamalar olarak görmek gerekir.

Avrupa'da ve Osmanlılarda Modernleşme

FELSEFE Ders Notları
Avrupa'da ve Osmanlılarda Modernleşme - Kültür Tarihi

 Modern sözcüğü Latince kökenli bir sözcüktür.

Batı kavramı ile özdeşleşen kavram modernleşme kavramıdır.

Avrupa ve Amerika’da teknoloji, bilim, demokrasi, ulus devletler ve kapitalist üretim sisteminin ortaya çıkmasına modernleşme denir.

Modernleşme ile birlikte sömürgecilik ve Avrupa emperyalizmi yaygınlaşmıştır.

Modernizm, daha çok düşünce, sanat, eleştiri ve edebiyat alanında çıkan akımlar için kullanılan terimdir.

Avrupa kültüründe modernizmin ortaya çıkışı 19. yüzyılı ifade eder.

Rönesanstan beri Avrupa kültür tarihinin geliştirdiği sistematik süreç olarak tanımlanan kavram Modernité kavramıdır.

Modernite coğrafi bölgelere ve farklı kültürlere göre değişik zaman dilimlerinde ve o bölgelerin veya toplumsal yapının koşullarına göre ortaya çıktığından farklı Modernite biçimlerinden söz edilir.

Bilginin ampirik yöntemlerle ve duyularımızla elde edilebileceğini savunan düşünür Locke’dir.

Güneş sistemi teorisi Kopernik’e aittir.

Bir devletin başka bir devletin veya topluluğun bulunduğu yeri güç kullanarak işgal etmesi ve kendi politik yönetimin kurması ve o bölgenin ticaretini doğrudan kontrol etmesi sömürgecilik olarak tanımlanır.

Aydınlanma düşüncesi ile Fransa’da krallık ve aristokrasiye karşı görüşler ortaya çıkmış ve Fransız Devrimi ile tüm dünyada yeni politik düzen başlamasına olanak sağlamıştır.

Makinelerin üretime başlaması sanayileşmenin ilerlemesinde etkili olmuştur.

Sanayileşme ile burjuvazi güçlenmiş ve kendi yararına eğitim, ticaret alanında önemli yasalar koydurmuştur.

Modernleşme ile birlikte sanayileşme süreciyle elle yapılan basit üretim yerini makineli üretime bırakmıştır.

Engels ve Marks’ın dialektik materyalizm kuramlarını geliştirmelerinde etkili olan ekonomik duruma ilişkin Nüfus kırsal kesimlerden kentlere doğru yoğunlaşmıştır.

Modernleşmenin getirdiği yenilikler arasında yer alan zamanı yaşama kavramı ile zaman para ile ölçülen bir olgu olmuştur.

Modernleşmenin getirdiği yenilikler arasında yer alan zaman kavramı ile insanların çalışmanın yanı sıra eğlencenin gerekliliğine olan inançları arttı.

Comte ve Durkheim Sosyolojinin kurucularındandır.

Comte’a göre farklı toplumsal grupların yapısını ve örgütlenmesini ve bu grupların geçirdiği dönüşümleri inceleyen bilim dalı sosyolojidir.

Geziler sonucu ve diğer kültürlerden getirilen güzel nesnelerin toplanması ve bu nesnelerin değerinin belirlenmesi için hangi malzemeden yapılmış, kim için, nasıl, kim tarafından gibi soruları yanıtlamak için yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan yeni bilim alanı sanat tarihidir.

Toplumsal olguları, değişimleri nesnel incelemek gerektiği üzerinde duran bilim adamı Durkheim’dir.

İnsanın sadece positivist değerlerle ele alınamayacağını insanın dışarıdan görülemeyen ve saklı duygu ve düşüncelerinin de olduğunun ileri sürülmesiyle ortaya çıkan bilim Psikanaliz’dir.

Psikalanizin kurucusu Freud’dur.

Toplumların tipli canlı organizmalar gibi işlediğini öne sürerek toplum evrimini incelemiş ilk sosyolog Spencer’dir.

Geliştirdiği diyalektik yöntemiyle mantık konusundaki yaklaşımlarıyla ve özellikle estetik alanında çözümlemeleriyle öne çıkan Alman düşünür Hegel’dir.

Tez-antitez ve sentez Hegel'e aittir.

Bilinç, bilinçaltı, ego, süper ego gibi kavramların bireyin iç dünyasını anlamada yeni bir yönelim oluşturan bilim Psikanalizdir.

Doğabilimci, evrim teorisinin yaratıcısı Darwin’dir.

Hegel’e göre Sanatsal güzellik de mutlak düşünceden ortaya çıkar.

Buluşlarıyla dünyaya yön veren biyolog ve genetiğin kurucusu Mendel’dir.

Tüm ahlaki, siyasi, dini ve toplumsal değerleri hiçe indiren ve yok sayan nihilizmin kurucusu olan düşünür Nietzche’dir.

Eskiden Tevrat ve İncil kökenli hikayeler, Yunan ve Roma mitolojisinden gelen efsaneler, kahramanlık hikayeleri, aristokrasinin yüceltilmesi, mitolojik kavramlar resmin konusunu oluştururken izlenimci resim anlayışına göre sanayileşme ve kentleşmeyle ortaya çıkan günlük yaşamdaki değişiklikler de resimlere yansımıştır.

Nesnelerin ışık altındaki kırılmalarına dikkat etmiş ve kübist sanatın ortaya çıkmasında öncü rol oynayan ressam Cezanne’dir.

Sanatsal olmayan şeylere verilen sanatsal değer anlamında kullanılan kavram kitsch’dir.

İzlenimci bir ressam olmasına rağmen nesnelerin ışık altındaki kırılmalarına dikkat etmiş ve kübist sanatın ortaya çıkmasında öncü rol oynayan ressam Cezanne’dir

Paris’teki Salonlara ilk kez resim sunan, ancak akademik kurallara uymadığı ve sanatsal değeri olmadığı gerekçesiyle sergiye katılmaları kabul edilmeyen ve bu nedenle eserlerini Reddedilenler adıyla başka bir yerde sergileyen ressamlar Monet ve Manet’tir.

Çirkin ve zevksiz anlamı taşıyan, sanatsal olmayan şeylere verilen sanatsal değer anlamında kullanılan kavram kitsch’dir.

Sanatta avant garde kavramı tasarlanabilir bir geleceğin öncü adımlarını ifade eder.

19.yy yeni bir edebi ürün doğuşuna tanıklık etmiştir. Bahsedilen edebi ürün romandır.

19.yy'da eserlerini veren ünlü roman yazarları Dostoyevski, Balzac, Tolstoy ve Viktor Hugo yer alır.

Modernleşme sürecinde kitle iletişim aracı olan gazeteler önem kazandı, her gün çıkarılmaya başlandı.

Toplumsal yapıdaki sosyal eşitsizliği hiciv tekniğiyle göstermeye çalışan, çizginin dilini kullanarak figürlerin göze batan özelliklerini abartarak, çabuk anlaşılabilir siyah beyaz desenlerle yapılan iletişim aracı karikatürdür.

Afiş sadece etkinliklerin habercisi olarak kullanılmayıp aynı zamanda ürünlerin tanıtımını sağlayıcı reklam amaçlı da kullanılmaktadır.

Modernizm ve modernitenin merkezi olarak 1 .Dünya Savaşına kadar devam etmiş sanatsal ve kentsel yaşam Paris’tir.

Hem karikatürleri hem de karikatür tarzı yaptığı heykelleriyle karikatür alanının öncüsü Daumier’dir.
Modern fotoğrafçılığın başlaması Daguerre ile olmuştur.

Sinematograf sözcüğünden türeyen sinemanın doğuşu 28 Aralık 1895’dir.

Modern sinemanın kurucusu Lumiere’dir.

Asakir-i Mansure-i Muhammediyye adıyla eğitimli ve düzenli ordunun kurulması II. Mahmut zamanında olmuştur.

Teknik üniversite niteliğinde Mühendishane-i berri-i Hümayun III. Selim zamanında kurulmuştur.

Nizamı Cedid adıyla anılan askeri örgüt III. Selim tarafından kurulmuştur.

Batılı formlarda şiir ve oyun yazan ilk edebiyatçı Şinasi’dir.

İlk özel gazete Şinasi ve Agah Efendi tarafından çıkarılmıştır.

Modern Zamanlar filmi Charlie Chaplin’e aittir.

Osmanlı’da edebiyat, resim, mimari gibi tüm sanat alanlarında Avrupa etkili olmuştur.

Namık Kemal, Ali Suavi ve arkadaşlarının Hürriyet fikirleri Genç Osmanlılar Cemiyeti’nin kurulmasına öncülük etmiştir.

Modernleşmeyle beraber gelişen positivist düşünceyi Osmanlı dünyasına aktarabilmek için çeviriler yapan kişi Münif Paşa’dır.

İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’dir.

İttihad ve Terakki Cemiyetini de ortaya çıkaran Genç Osmanlılar Cemiyeti 1866 yılında kurulmuştur.

Sultan II. Mahmut tarafından Türkiye’ye getirilen Saltanat Muzıka-i Humayun’un şefi Donizetti Paşa’dır.

II. Mahmut için Mahmudiye Marşını besteleyen bestekar Donizetti Paşadır.

Sultan Abdülmecid için bestelenen ve 22 yıl boyunca çalınan marş Mecidiye Marşıdır.

İlk özel Türk gazetesi olan Tercüman-ı Ahval Agah Efendi tarafından çıkarılmıştır.

Mecidiye Marşının bestecisi Donizetti Paşadır.

Cirit 19.yy da çok popüler olmasına rağmen tehlikeli bir spor olduğu için II. Mahmut tarafından yasaklanmıştır.

Çoğu kez açık alanda evi andıran kendine has paravanlı sahnesinde sergilenen giriş, diyalog, fasıl ve bitiş bölümlerinden oluşan çalgı eşliğinde sahneye çıkan sosyal karakterleri şiveleriyle ve kılıklarıyla sergileyen seyirlik oyun türü ortaoyunudur.

Ortaoyununun ana karakterleri Pişekar ve Kavuklu’dur.

Genelde Ramazan’da ve kahvehanelerde topluluk önünde öyküler anlatılıp, taklitler yapılıp ve bitiminde sürç-i lisan ettikse affola denilerek bitirilen seyirlik oyun Meddah’dır.

1800’Iü yıllardan 1950’li yıllara dek İstanbul’da Direkler arası olarak adlandırılan mekanlarda sergilenen seyirlik oyunlar arasında ortaoyunu, Karagöz ve Hacivat, Meddah, gölge oyunu, tiyatro ve operet yer alır ancak bale yer almaz.

Aydınlanma

FELSEFE Ders Notları
Aydınlanma - Kültür Tarihi

Descartes, Fransa’da rasyonalizmin babası olarak kabul edilir.

Ünlü kral Friedrich Wilhelm, tarım ve sanayi alanında gerçekleştirdiği yeniliklerle modern Almanya’nın temellerini atmıştır.

18. yy tarım ve sanayi girişimlerinin canlandığı bir dönemdir. Özellikle İngiltere bu konuda öncüdür.

18. yüzyılda kitaba olan ilgi artmaya başlamıştır. Kütüphaneler devletin sarayın himayesindedir ama halk kütüphaneleri de açılmıştır.

Ulusların zenginliği adlı eser İngiliz iktisatçı Adam Smith’e aittir.  

Newton yerçekimi yasası, deniz sularının aya doğru çekilişi, gezegenlerin güneşe doğru çekilişi, hareket yasaları, ışığın prizmadan geçirilmesi, matematikte türev ve integral, felsefe ve bilimin farklılığı gibi konular üzerinde çalışmalar yapmıştır.

John Locke, insanın sistemli düşünme sisteminin sezgisel olarak değil, dünyevi deneyimlere ve yaşantılara bağlı olarak oluştuğunu ve halk ile kral arasında karşılıklı güven duygusu olması gerektiğini vurgulayarak önce İngiltere sonra da Fransa devrimlerine yön vermiştir. Liberalizmin öncü filozoflarındandır.

François Quesnay, Ekonomik Tablo adlı eserin yazarıdır. François Quesnay, ekonomiyi makro düzeyde tanımlamaya çalışan ilk ekonomik bilimcidir.

Adam Smith’in Ulusların zenginliği adlı eseri ekonominin ve ekonomi politiğin bir disiplin olarak ortaya çıkmasını ve sistematikleşmesini sağlamıştır.

Adam Smith, devletçi yatırımlara son vererek bireysel yatırımlara öncelik verilmesini savunmuştur. Ona göre üretim gücünün artması işbölümünün gelişimine bağlıdır.

Adam Smith’e göre işbölümünü belirleyen pazardır ve pazarın büyüklüğü ve canlılığı paranın geniş çaplı kullanılmasıyla olasıdır. Üretim gücünün artması işbölümünün gelişmesine bağlıdır.

Fahrenheit, cıvalı termometreyi icat etmiştir. Franklin ise paratoneri icat etmiştir.

James Watt, 1776’da buhar makinelerini bulmuştur.

Filozof Giambattista Vico, Yeni Bilim adlı eserinde tarihin evrimini irdeleyen, insanoğlunun içine düştüğü hataları yöneten yasalar olduğunu ve bunların tarihsel evrimde önemli rol oynadığı üzerinde durmuştur.

Jean Baptiste Lamarck, evrim ve genetik konusunda yaptığı çalışmalarla ilk kez bitkileri sınıflandırmıştır.

Luigi Galvani, kimyasal yollarla elektrik elde edilebileceğini keşfetmiştir.

Sanayi devriminin ilk öğeleri 18. yy’da İngiltere’de ortaya çıkmıştır. Bunu hazırlayan etmenlerin başında ticaretin büyümesi, deniz taşımacılığında gelişmeler, bilimsel buluşların getirdiği yeni teknikler gelir.

Kanunların Ruhu ve Acem Mektupları, Montesquieu’nun önemli eserleri arasında yer alır.

Jean-Jacques Rousseau, toplumu tüm üyelerinin birliğiyle kurulan siyasal bir yapı yani devlet olarak tanımlar. Siyasete olan ilgisi, onu bugün geçmişin siyasi baş yapıtlarından kabul edilen Toplumsal Sözleşme adlı eserini yazmaya sürüklemiştir.

Rousseau’nun Emile adlı eseri insan hayatında eğitimin yerini yetkin biçimde gören ilk kitaplardan kabul edilir. Emile’in dört eğitim devresi vardır.

Rousseau, “İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı” adlı kitabında, insanların toplumsallaşmasıyla eşitsizliğin doğduğunu, demirin kullanılması, tarımın gelişimi ve toprakların bölüşülmesiyle mülkiyetin ortaya çıkarak zengin fakir ayrımını getirdiğini ve köleliğin yaygınlaştığını vurgulamıştır. Rousseau, bir yanıyla akılcılığa, bir yanıyla da duyguculuğa açık bir düşünürdür.

Diderot, ansiklopedinin kurucusu ve gerçekleştiricisidir. Maddeci ve ateist olmasıyla ünlüdür.

’’Ormanda Uyuyan Güzel” ve “Kırmızı Şapkalı Kız” hikayelerinin yazarı Charles Perrault’dır.

Fransız devrimi yılında alınan önemli kararlar şunlardır:
  • Aristokrasinin imtiyazlarının kaldırılması
  • İnsan ve yurttaş haklan beyannamesinin imzalanması
  • Kilise ve ruhani kesimin mallarının devletleştirilmesi
  • Protestanların yurttaşlık haklarını kazanması
  • Fransa’nın departmanlara bölünmesi
  • Paris halkının ayaklanmaya katılması

Fransız devriminin insan haklan konusunda getirdiği yenilikler şunlardır:
  • İfade özgürlüğü evrensel bir değerdir.
  • İnsanların herhangi bir dine ait olma zorunluluğu yoktur.
  • Siyahların köleliği yasal olarak ortadan kaldırılmıştır.
  • Tek ve bölünmez ulusal birlik anlayışı doğmuştur.
  • Kültürel hayatta aydınlanma tüm sanat dallarını sarmıştır.

Peter Wagner, modernliğin 18. yy’da gerçekleşen demokratik ve endüstriyel devrimlerle yaygınlaştığını belirtmiştir.

Duygu ve Coşku adlı edebiyat hareketinin öncüleri Geothe ve SchiIIer’dir.

“Faust” ve “Werther’in Acıları” adlı eserler Wolfgang Von Goethe’e aittir. Werther, romantik edebiyatın çarpıcı eserlerindendir.

İdealist Alman felsefesinin babası, Emmanuel Kant’tır. Kant’a göre salt aklın sorgulaması, kanıt araması ve doğrulamasıdır.

Kant’a göre akıl insan olma yolunda ilerlemenin tek koşuludur. Kant kimsenin kimseye baskı yapmadığı, akılcılığın tek baskın güç olacağı bir düzen hayal eder.

Baumgarten estetiği, duyusal bilginin bilimi olarak tanımlamış ve felsefenin içinde ayrı bir disiplin olarak öngörmüştür. Ona göre estetik güzel hakkında düşünme bilimidir.

Barok anlatımda gerçekçi bir anlatımı benimseme söz konusu değildir. Duygular ön plandadır.

Barok müziğin doruk döneminde müziğe yön veren besteciler Bach, Vivaldi, Scarlatti, Haendel, Telemann’dir.

Mozart, Barok dönemden farklı olarak klasik dönemin ilk büyük bestecisidir.

Johann Sebastian Bach’ın çeşitli melodileri birbirine uydurma sanatı olan kontrpuan konusunda ve çok sesli müzikte üretici bir konunun birbirine benzer biçimde yenilenmesinden oluşan füg sanatının yapılanmasında çok önemli katkıları olmuştur. Batı müziğinin temel taşı kabul edilen büyük bestecilerden birisidir.

Mevsimler, ünlü besteci Antonio Vivaldi’nin eseridir. Doğa olaylarının müzik diline tercümesidir. İnsan düşüncesine ve estetik dünyasına seslenmiştir.

Giacomo Stradivari, yaylı çalgı yapımında gerek yapım tekniği gerekse boyama tekniğiyle erişilemeyen bir mükemmelliğin yaratıcısıdır. Bugün paha biçilemeyen kemanları ve viyolonselleriyle ünlüdür.

Wolfgang Amadeus Mozart, klasik dönemin ilk büyük bestecisidir. Operaları arasında komik opera türünde Figaro’nun Düğünü, Don Giovanni, Cosi Fan Tutte, ciddi operaları arasında ünlü Sihirli Flüt yer alır.

Dünyanın yaratışını konu edinen Yaratılış Oratoryosu Franz Joseph Haydn’ın önemli eseridir. İlk bölümde cansız bir dünyanın güneş ve denizin kükreyişiyle canlanışı, sonra canlı yaratıkların ortaya çıkışını ve son bölümünde de Adem ile Havva’nın yeryüzüne gelişini ve tanrıya şükranı dile getirir.

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü