11 Ocak 2014 Cumartesi

Sosyal Güvenlik ve Sosyal Sigortalar

FELSEFE Ders Notları
Sosyal Politika


Sosyal Güvenlik Kavramı 
  • Sosyal Güvenlik ilk defa 1935 tarihinde Amerikan Sosyal Güvenlik Kanununda kullanılmıştır. 
  • Terim anlamı olarak : Toplumu oluşturan bütün fertlerin uğrayacakları tehlikelerin zararlarından kurtarılma garantisi demektir. 
  • Dar anlamda : Hangi tehlikelerin hangi zararlarının nasıl ve ne miktarda seviyede karşılanacağından belirlenmesi dar anlamda sosyal güvenlik tanımını gerekli kılmıştır. 
  • Geniş Anlamda : Sebebi ne olursa olsun muhtaçlık ve yoksulluk yaratan her türlü duruma karşı korunma garantisi sağlanması anlamıdır. 
  • İnsana Yakışır İş : İnsanların çalışma hayatında yönelik bütün olumlu beklentilerinin ( hak ettiği ücret ve çalışma süresi gibi ) gerçekleştiği durumu ifade eder .
  • ILO tarafından belirlenen Sosyal Riskler (dar anlamda) : Hastalık, iş kazaları, Meslek Hastalıkları, Analık, Yaşlılık, Malullük, ölüm, İşsizlik aile gelirinin yetmezliği'dir. 
Tehlikeler 
  • Fizyolojik Tehlikeler : İnsanların ruh ve beden bütünlüğüne zarar veren hastalık, yaşlılık, analık ve ölüm gibi...
  • Tabii Afetlerden Kaynaklanan Tehlikeler : deprem fırtına su baskını toprak kayması ve iklim değişikliği gibi insanların kontrol edemediği can ve mal kayıpları vb..• 
  • Sosyo Ekonomik Tehlikeler : Krizlerin ortaya çıkardığı işsizlik, işini ve işyerini kaybetme , boşanma ve aile reisinin ölümü gibi...
  • İnsanların Sebep olduğu Tehlikeler : Gasp, hırsızlık öldürme, yaralama sakat bırakm... 
  • Kısa Vadeli Tehlikeler : Hastalık, analık, işsizlik, iş kazaları 
  • Uzun Vadeli Tehlikeler : Malullük, Yaşlılık, Ölüm 
Sosyal Güvenlik Teknikleri ve Yöntemleri (Kurumsal Yapı)
Sosyal güvenlik teknikleri bireysel teknikler ve Toplu ( kolektif ) teknikler olarak 2 ye ayrılır.
  • Bireysel Teknikler :  Fertlerin kendi irade ve istekleri ile kendi sosyal güvenliklerini sağlayacak tekniklerdir 
  • Toplu (kolektif) Teknikler : Toplum olarak toplu olarak bir arada yaşamanın ürünü olarak gelişen tekniklerdir. Karşılıklı yardımlaşma, dayanışma , iş birliğine dayalı gelir transferi dir. Bu tekniğin özünde birlikte hareket etme vardır.
Sosyal Güvenlik için Geliştirilen Teknik ve Yöntemleri 

Geleneksel sosyal güvenlik yöntemleri (Sosyal Yardımlar) 
  • Bireysel tasarruf ve her türlü sosyal yardımlardan oluşur. 
  • İnsanlık tarihiyle başlar.
Bireysel Tasarruflar
  • Aile içi Yardımlaşma
  • Aidiyet
  • Dini ve Sosyal yardımlar
  • Kurusallaşmış Sosyal yardımlar

Modern (günümüz) sosyal güvenlik yöntemleri
  • Sosyal Güvenlik Yöntemi (Primli Rejimler) : Devlet tarafından kurulması, zorunlu katılım esası ile prim ödeyerek katıldıkları, Hak ve Yükümlülüklerin kanunla belirlenir 
  • Devletçe Korunma Yöntemi : Muhtaç duruma düşen vatandaşların sosyal Güvenlik garantisi bir kamu görevi olarak üstlenmesi . Bu harcamaların tümüne Kamu Sosyal Güvenlik Harcamaları olarak bilinir 

Tamamlayıcı Yöntemler
  • Yaşlılık, malullük, hastalık ve işsizlik gibi muhtaçlık dönemlerinde kullanılmak üzere yapılan ayni ve nakti tasarruftur.
  • Kira geliri için bir gayrimenkul alarak emeklilik döneminde ilave gelir elde etmek.
  • Özel sigortaların hayat, kaza ve ölüm sigorta branşları ve bireysel emeklilik programları.
  • İş yeri ve iş kolu düzeyinde sendikalar veya meslek birlikleri öncülüğünde kurulan yardımlaşma sandıkları
Otto Von Bismark : Bir konfederasyon olan Almanya'nın birleşerek imparatorluğa dönüşmesinde en önemli rolü oynayan ve ilk başbakan Alman devlet adamıdır. Sanayi toplumunun çalışma hayatına yönelik sorunlarını çözmeye yönelik devletçi sosyal politika tedbirlerini kapsamlı şekilde uygulamıştır.(Bismark Modeli) Sosyal sigortaların kurulmasıda dahil olmak üzere hayata geçirdiği sosyal reformlar politikası ile sosyal devlet kavramının gelişmesini sağlamıştır.

Beveridge Modeli : Alman Bismark modeline karşı geliştirilen İngiliz sosyal güvenlik sistemi modelidir. İngiliz iktisatçı William Henry Beveridge tarafından geliştirilmiştir. Sistem vergilerle finanse edilmesi, fertlere herhangi bir karşılık olmaksızın asgari seviyede koruma garantisi sağlanması oluşturulmaktadır. Sağlık sistemide yine vergilerle finanse edilen milli sağlık sigortası modeli ile oluşturulmuştur.

Sosyal Sigortaların Tarihi Gelişimi 
  • İlk sosyal sigortalar 19.Y.Y son çeyreğinde Almanya da Otto Von Bismark tarafından kuruldu. Daha sonraları Bismark modeli olarak anılmaya başlandı. 
  • İngiltere Beveridge Modeli olarak sosyal güvenlik sisteminin oluşturdu.
  • Sosyal sigortaların kurulan en son sigorta kolu İşsizlik dir. (1907 Danimarka)
  • Türkiye de 1945 yılında Sosyal Sigortalar Kurulmuştur. 
Sosyal Sigortaların Özellikleri ve Özel Sigortalar 
  • Zorunluluk İlkesi
  • Finansmana Katılım İlkesi
  • Özerk Yönetim İlkeleri 
  • Kamu Sigorta Olma İlkesi 
  • Devletin Garantör olma İlkesi
  • Karşılık olma İlkesi
Sosyal Sigortaların Kapsamı
  • Prim ödeyenler aktif sigortalıya bakma 
  • Sigortalıların bakmakla yükümlü olduğu eş, çocuk ve ana babalarını bağımlı nüfus olarak kapsar ve pasif sigortalı olarak değerlendirir. 
  • Sigorta Kolları (Tehlikeler ) itibariyle Kapsam : ILO göre Sosyal Güvenlik Tehlikeleri 9 tanedir ve şunlardır . Hastalık (tedavi edici hizmetler ve iş göremezlik geliri verilmesi ), İş kazaları ve meslek hastalıkları, Analık, Yaşlılık, Malülluk , Ölüm, İşsizlik ve Aile gelirinin yetersizliği

Toplum

FELSEFE Ders Notları
Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar 


Toplum Felsefesi : Toplumun bilimsel yöntemler ve araştırmalarla değil, salt soyut ve varsayımsal özelliklerine göre sadece akıl yoluyla açıklanmasını öngören felsefedir.

Bütüncü (holistik) yaklaşım : Her varlığın içinde bulunduğu ortamla veya kendini oluşturan unsurlarla bütünlüğü içinde açıklanmasıdır. Bu yaklaşıma göre bütünün hem kendisi hem unsurları diğer parçalarıyla karşılıklı ilişki içindedir ve diğerlerinden bağımsız olarak açıklanamaz.

Toplum Felsefeleri 
  • Platon toplum, parçaların bütüne bağlı olduğu bir organizmadır der.
  • Toplumu iş bölümü ve toplumsal eşitsizlik etrafında yapılanmış birleşik bir sistem olarak ele alır.
  • Aristoteles ise karmaşık farklılaşmış bir yapı olan toplumsal bütünün bireylerden değil gruplardan oluştuğuna inanır.
  • Toplumun kökeninde insan doğasının yattığını düşünen Aristoteles insanlığın doğası gereği toplumsal ve politik özellikler taşıdığını belirtir.
Toplumsal Sözleşme Teorileri ve Toplum

İnsanların asosyal bir durumdan çıkmak için aralarında farklı nedenlerle sözleşme yaptıkları kendilerini bağlayan bu sözleşme temelinde toplum hayatına geçtikleri düşüncedir.

Thomas Hobbes: İnsanlar çıkarları için toplum olmuşlardır.  Toplum bireysel çıkarların gerçekleştirilme aracıdır.

John Lucke: Doğa durumu iyidir. Toplumsal çatışmaların ve uzlaşmaz çıkarların kaynağı özel mülkiyet ve toplumsal eşitsizliğin artmasıdır. John Lucke 'e göre insanlar hazza mutluluğa yönelip elemden kaçtıkları için herkesin kendi zevkleri ve mutluluğu yönünde davranmasının sağlanması gerekir.

Jean Jacques Rousseau: Toplum metalurjiyle ortaya çıkmıştır. İnsanların sadece basit fiziksel ihtiyaçlara sahip oldukları toplum öncesi bir doğa durumundan söz eder. Tüm evrende insanların arzuladıkları şeylerin sadece besin, cinsellik vb. yani doğal dürtüler olduğunu ifade eder.

Muhafazakar Tepki - Bonald - Tanrı toplumu 
  • Birey toplumu değil toplum bireyi biçimlendirir. 
  • Hayatın temel amacı özgürlük değil otoritedir.
Hegel: Aile, toplum, devlet ahlakisi. Maddi ilişkiler. Toplum kendine özgü kanunlara sahip yapıdır. Toplumun yapısal kanunu.(çıkarlar) bireylerin aile birliğindeki organik bağlılığından ayrılmış sadece birey olarak birbirleriyle satıcı ve alıcı, işci ve işveren, arz eden ve talep eden olarak belirli çıkarlarla karşılaşması esasına dayanır.

İç Dinamikler: Toplumun yapısı, işleyişi ve değişiminde etkili ooan içsel faktörlerdir.

Sosyal Fizyoloji: Toplum organizmadır. Saint Simon'ın toplumun organizmaya benzediğini ve incelenebileceğini belirtmek için geliştirdiği kavramdır.

Spencer: Sosyal darwinist. Organizmacı. Evrimin temel dinamiği nüfus gelişimidir.

Konsensüs: Fikir birliği...

Praksis: Aktif yaratıcı eylem...

Statüko: Mevcut durumu sürdürme...

Karl Marx
  • Toplum kompleks bir düzenlemedir.
  • Marx toplumu sosyal yapı veya sistem yani bütünsel bir birlik oluşturan sınıflar, toplumsal kurumlar, kültürel değerler vb. gibi karşılıklı ilişkili parçalara sahip şeyler olarak görür.
  • Kendi geliştirdiği praksiz kavramı temelinde özgürce eylemde bulunan insanların her toplumda gelişen öngörülebilir karşıtlık ve sınıf çatışması örüntüleri ışığında tarihin yönünü biçimlendirdiklerini düşünür.
Emile Durkheim
  • Toplumu bir arada tutan şey ahlakilik, kolektif bilinçtir. 
  • İnsanların sınırsız isteklerini kontrol altına almalıdır. 
  • Anomi Durkheim'e göre kargaşaya yol açar. 
  • Biyolojik analojiler yapmıştır. 
  • Organik dayanışma olmalıdır, mekanik dayanışma küçük yerlerde olur.
Max Weber 
  • Batı toplumlarının temel özelliği rasyonalleşmedir. 
  • Toplumun temeli hukuki otoritedir. 
  • Bürokrasi tarafsız güçtür. 
  • Örgütsel yapı şarttır. 
  • Gücün boyutları ekonomik,prestij ve çıplaktır. 
  • Büyük insan kitleleri daha pasiftir. 
  • Karizmatik ,geleneksel,rasyonel otorite...
Georg Simmel  
  • Temel ve genel etkileşim biçimleri sosyal disiplindir. 
  • Etkileşim vardır. 
  • Biçim ve içerik ayrımı toplumu açıklar. 
  • Saf sosyoloji oluşturmaya çalışmıştır. 
  • İnsanı sosyalleştiren bir çok form vardır.
Modern Toplum Teorileri
  • Yapısalcılık
  • İşlevselcilik
  • Yapısal-İşlevselcilik
  • Çatışma Teorisi

Medya

FELSEFE Ders Notları
Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar 


Yeni (Etkileşimli) Medya : Radyo, gazete, dergi ve televizyon gibi geleneksel medyadan farklı olarak kullanıcılarına etkiletişimli iletişim sağlayan cep telefonları, tablet ve avuç içi bilgisayarlar, oyun konsolları vb. internet erişimli iletişim ve enformasyon teknolojilerinin yeni adıdır.

Sosyal Ağlar : Bir ağ yada site içinde internet kullanıcılarına açık bir profil oluşturmalarına aynı ağ/site içerisinde iletişim içinde oldukları diğer kullanıcıların profillerini karşılıklı etkileşim içinde takip etmelerini sağlayan web tabanlı servislerdir.

Deregülasyon: Kamu yayıncılığı tekelinin kaldırılmasıdır.

Yakınsama: Farklı teknolojik ürünlerin birbirleriyle uyumu ve geliştirilmesidir.

Web 2.0: 2004 yılında geliştirilen , ikinci nesil internet hizmetlerini yani internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlar. Temelinde etkileşimli uygulama yatar.

Medya: Birbiriyle iletişimi olmayan, iletişim kuramayan iki düzlem ya da iki bağlam arasında iletişimi sağlayan araçlara denir. 
 
Medya Araştırmalarının Tarihçesi ve İlk Kuramsal Yaklaşımlar 
  • 20 yy ile 1940'a kadar medya çok güçlü ve ikna edici görüşü hakimdir. 
  • Bu dönemin hakim anlayışı, Hipodermik Şırınga Modeli dir. 
  • Bu modele göre medya mesajları insanların beynine tıpkı şırıngadan ilaç enzekte edilmesi gibi veriliyordu. 
Propanganda Analizi : Harol Laswell tarafından ortaya atıldı. Bu analiz savaş sonrası olumsuz koşulların, büyük ekonomik bunalımın ve siyasal istikrarsızlığın insanların psikolojisini kötü etkilediğini ve medyanın bir şırınga iğne gibi insanların bilincine girip onları manüpile edebileceğini belirtti. 
 
Paul Lazarsfeld : 1940 yılında ABD de arkadaşlarıyla birlikte yaptıkları araştırmada kitle iletişimi araçlarının etkisinin çok sınırlı olduğunu savundu. Propagandanın incelenmesinden vazgeçen ve şırınga modelinin ortadan kaldırmayı hedefleyen bu yaklaşım genellikle kitle iletişim araçlarının hangi koşullar altında izlerkitlenin tutum ve davranışlarında değişikliğe yol açtığını anlamayı amaçlamaktadır. 
 
İşlevselcilik : Medyanın demokratik ortak değerlerini insanlara özümseterek bir görüş birliği sağlamadaki rolüne dikkat çeker, 

10 Ocak 2014 Cuma

Toplumsal Tabakalaşma ve Eşitsizlik

FELSEFE Ders Notları
Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar 


  • Sosyolojide Toplumsal Tabakalaşma ve Eşitsizlik kavramları toplumda gruplar ve bireyler arasında var olan eşitsizlikleri tanımlamak için kullanılır.
  • Toplumun üyeleri arasında ekonomik, siyasi ve sosyal fırsatlara erişim açısından bir farklılık bulunmadığı kimsenin diğerine göre daha az eşit olmadığı sosyal adaletin tüm bireyler arasında sağlandığı "eşitlikçi" bir toplum daima erişilecek bir hedef olmuştur.
  • Toplumsal Tabakalaşma ve Eşitsizlik kavramlarında dönüm noktası 1789 Fransız Devrimi ve kapitalist toplumdur. Kapitalizm öncesi toplumlarda da eşitsizlikler var olmakla beraber bu eşitsizlikler "doğal ve kaçınılmaz yada mutlak" kabul edilmiştir.
  • Daha önceki egemenlerin öne sürdüğü soy ve ırka dayalı eşitsizlikler yerine Fransız Devrimi'nin insanlığa sunduğu özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ilkeleri evrenselleşmiş ve kayıtsız şartsız eşitlik çok önemli bir insanlık değeri olarak meşruiyet kazanmıştır.
  • İmtiyaz toplumdaki insanların elde etmek istedikleri özenilen ancak herkesin ulaşamayacağı fırsatları anlatmak için kullanılır. Ekonomik fırsatlara ulaşabilen kişiler aynı zamanda siyasi ve sosyal gücede ulaşabilir ve bu anlamda imtiyazlı olabilir. Ancak "prestij" kavramı toplumda önem verilen ve kültürel ve sosyal olarak anlamlı özellikleri işaret etmektedir.
Tarih İçinde Tabakalaşma
  • Kölelik Sistemi : Bir insanın diğer insanın üzerindeki mülkiyet hakkını tanımlayan en aşırı eşitsizlik.
  • Kast Sistemi: Tür, renk [Brahmin (din), Kashtriya (asker), Vaishya (tüccar), Shudra (işçi)] Orta Çağ'da özellikle Hindistan'da geçerli Hindu Felsefesi, din, töre, gelenek ve mesleki ayrımlara dayalı bir tabakalaşma biçimidir. Kast ifadesi ispanyol gemicilerin bu tür toplumlara verdikleri isimdir.
  • Feodalite: Soylular, serfler, din adamları...Feodalite'de topraklar kral tarafından soylular arasında dağıtılır. Toprakların alanı ve kullanımı hakları yasal olarak tanımlanır. Toprak da soylu derebeyi tarafından üzerinde yaşamakta olan serf aileleri arasında toprağı ekilmesi amacıyla dağıtılır. Soylular üretimden ve vergileri toplamaktan sorumludur. Serfler ise toprakta çalışarak vergilerini ürün olarak vermek ve askerlik yapmakla sorumludurlar.
  • Sosyal Sınıflar: Ekonomik kaynaklara aynı uzaklıkta yada yakınlıkta olan, üyelerinin siyasi güç ve iktidara erişebilirliği, toplumsal yaşam tarzları ve tercihlerinin birbirine benzediği, büyük bir topluluk kesiti olarak tanımlanabilir.
Sanayileşmiş ve ekonomik olarak gelişmiş toplumlarda üç sosyal sınıftan söz edilebilir :
  1. Üst Sınıf : Gayrimenkul ve menkul sahipliği, işveren, sanayici veya üst düzey yönetici
  2. Orta Sınıf (beyaz yakalılar) : Masa başı iş yapan, profesyonel mesleklere sahip olanlar, devlet görevlileri...
  3. Alt Sınıf (mavi yakalılar) : İmalatta çalışan işciler, el emeği ile çalışanlar, devlet görevinde daha alt ücretli işlerde çalışanlar.
  • Sosyal sınıflar kanunla ya da dinsel açıklamayla oluşturulmaz. 
  • Kazanılmış bir konum olabilir. 
  • Ekonomik temelli farklılıklara dayanır. 
  • Formal ilişkiler içinde belirlenir.
Toplumsal tabakalaşma Kuramları 

Karl Marx
  • Sosyal sınıf kutuplaşmayla oluşur. 
  • Sınıfsal mücadele vardır. 
  • Mülkiyet ilişkileri üretim araçlarının kontrolüne dayalıdır. 
  • Sınıf çelişkisi çözülemez.

Max Weber
  • Sosyal sınıf ve statü; politik parti tabakalaşmasının boyutlarıdır. 
  • Sosyal sınıf ekonomik çıkarlara ve zenginliğe bağlıdır. 
  • Pazar ilişkileri içindedir. 
  • Bireyin yaşam fırsatlarını belirler. 
  • Mülk sahipliği ön plandadır. 
  • Sosyal statü; şan,şeref,ünvandır. 
  • Partiye üye olmak ayrıcalık sağlar.

Weber'in tabaklaşma kuramında üç kavram önemlidir : 
İktidar-Güç, Egemen ve Üstün olma, Toplumsal Eylem


Yapısal İşlevselci Okul - T.Parsons, K.Davis ve W.E Moore

Tabakalaşma tarihten bağımsızdır ve o anda var olan toplumdadır. İhtiyaçlara göre işlevler belirlenir. Bütünü oluşturan parçalardır. Her türlü yeteneğe ihtiyaç vardır. Bazı işlevler diğerlerinden önemlidir. Herkesin farklı yetenekleri bulunur. Eğitim fedakarlıktır. Eğitime yüksek ödüller verilirse hevesli olurlar. Herkes aynı işi yapamaz.

E. O. Wright 

  • Karl Marx’ın sınıf kavramını modern topluma uygulamıştır.
  • Küçük burjuva sınıfı ile 3 sınıftan oluştuğunu söyler.

Toplumsal Hareketlilik 

  • Aile mesleğindeki değişikliktir. 
  • Yukarı hareketlilik modern toplumda, aşağı hareketlilik ilkel toplumda görülür. 
  • Yukarı hareketlilik konum değiştirme ve liyakattir. (D.V. Glass)

Kesişme Modeli: İş yaşamı odaklı işçilik gitmiş, tüketim odaklı yeni bir toplum gelmiştir. Sosyal sınıf, etnik köken, toplumsal cinsiyet eşitsizliklere neden olmuştur.

Pierre Bourdie

  • Sosyal sınıfların belirlenmesinde hobilere bakılmalı. 
  • Ölçek geliştirmede ilk çalışmayı yapmıştır.
  • Toplumsal sınıfların belirlenmesinde yaşam tarzı, tüketim, hobiler gibi farklı zevklere hitap edebilen konuların çalışılması gerektiği üzerinde durmakta ve ekonomik, sosyal sermaye, kültürel sermaye ve sembolik sermaye gibi dört yeni değişkenin eski sınıf analizlerindeki meslek , gelir, eğitim değişkenlerinin yerini alması gerektiğini savunmaktadır.

Baumann: Tüketimden dışlanmışlık.

  • Kast sisteminin meşruluğu ikinci hayat inancıyla olmaktadır.
  • Orta sınıfta imaj ve markaya düşkünlük vardır.

  • Mutlak Yoksulluk : Hanelerin ve bireylerin asgari geçim standardının altına düşmesini ve hesaplanmış yoksulluk sınırının altına düşenleri tanımlar.
  • Göreceli Yoksulluk : Konfora ve iyi yaşam koşullarına sahip olmanın olanaksız ve son derece kısıtlı hale gelecek kadar yatersiz kalması olaran tanımlanır.

Siyaset

FELSEFE Ders Notları
Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar 

Siyaset
  • Siyaset sadece ortak yaşamı mümkün kılan kurallarla ilgilenmez, aynı zamanda toplum halinde yaşamanın gerektirdiği kararlar ve karar alma süreçleri ile de ilgilenir.
  • Kimlerden ne kadar vergi alınacağı, bu vergilerin ne kadarına yol, su, elektrik gibi altyapılarına ne kadarının  harcanacağı, sosyal harcamalara, kamu yatırımlarında önceliğin hangi alanlara ve hangi bölgelere verileceği siyasetin ilgilendiği kararlar ve karar alma süreçlerinin başında gelmektedir.
  • Siyaset bir kez olup biten bir durumdan çok bir süreç olup, ortak kuralları birkez koyduktan sonra süreç sona ermez. Siyaset sürekli yenilenen ittifaklar yapma sanatıdır.
  • Her toplumsal kural siyasetle ilgili değildir. Ahlak, örf ve adet kurallarının ihlali halinde devreye bir ötorite girmez, toplumsal baskıya güvenilir.
  • Toplumsal hayatın doğasında çatışma olgusu yatar. Siyaset bu çatışmayı kontrol altında tutmaya ve düzenlemeye gayret gösterir.
Thomas Hobbes: "İnsan insanın kurdudur."
Hobbes bu sözüyle toplum halinde birarada yaşayan insanlardan bahsettiğimizde, birbirinden çok farklı, kıt olan maddi kaynaklarla birlikte manevi duygusal veya statüye ilişkin değerler içinde birbiriyle mücadele eden insanlarla gelir. Eğer mücadele sürecinde herkesin uyması gereken ortak kurallar olmazsa güçlü olanın hiç bir sınır tanımadan güçsüzü ezdiği bir kaos ve kargaşa durumundan bahsetmektedir.
 
Siyaset Biliminin Temel Kavramları ve Siyasal İdeolojiler
  • İktidar: Muhalefete rağmen yaptırım gücü olan. İktidar, bir kimsenin kendi istediğini bu talebe yönelik muhalefetin varlığına rağmen yaptırabilme gücüdür.
  • Meşruiyet: Osmanlıca "şer" kökünden gelir. Temel yasa olan "Şeriat"'a uygunluğu ifade eder. İktidara itaat etmeyi normal, olağan, olması gereken bir eylem olarak gösterebilmek demektir.
  • Devlet : Bölünmez, devredilemez egemen olan güç. Hukuki olarak egemenlik ve ülke sınırları içinde hakim olan kendisinde başka sınırlama kabul etmeyen herkesi bağlayan kararlar alan en üstün güç.
  • Egemenlik: Siyasal gücü ifade etmeye yarayan soyutlamadır.
  • Ulus-Devlet ve Küreselleşme: Modern toplumlarda devlet, ulus-devlet olarak nitelenir. Modern devletlet kendilerini bir ulus ile özdeşleştirirler. Devlet ulus egemenliğinin soyut tezahürüdür. Küreselleşmenin ulus-devletin sonunu getireceği iddia edilmiştir. Teknolojinin gelişimi küreselleşmenin hızını etkileyen dinamik bir hüviyettir.
  • İdeoloji: Düşünceleri inceleyen bilim (Tracy) Üst düzey siyasal aktörlerin sıradan insanları siyasete çekmesini kolaylaştırır. İdeoloji kelimesi ilk kez Fransız Destut de Tracy tarafından "düşünceleri inceleyen bilim" anlamında kullanılmıştır. Karl Marx ideolojiyi sınıf ve sömürü gerçekliğini gizlemek için egemenler tarafından oluşturulmuş düşünceler anlamında kullanmıştır. İdeolojiler insanları siyasal eyleme yani siyasete katılmaya çağırır. İdeoloji kısa, basit ve anlaşılır bir biçimde sıradan insanların duygularına hitap etmektir.
  • Liberalizme göre; güçlü ama sınırlı devlet olmalı. Liberal ideolojinin öne çıkardığı temel değer birey ve bireyin özgürlüğüdür. Birey özgürlüğüne en büyük tehdit devletten gelir, ancak liberalizm devletsiz bir toplum düşünmez. Liberalizm için devlet "gerekli şeytan"'dır.
  • Sosyalizm ekonomik eşitlik, paylaşma, kardeşlik, topluluk ve kolektif mülkiyet gibi değerleri öne çıkarır. Sosyalizmde Liberalizm gibi aydınlanma düşüncesinin ürünüdür. Karl Marx sosyalizm tarihinde dönüm noktasıdır. Marx'dan önce kaynakların eşit dağildığı eşitsizliklerin olmadığı bir toplum hayali kuran ütopyacı sosyalistler vardı.
  • Muhafazakarlık toplumu değiştirmeye çalışmadığı için ideoloji değildir. Özel mülkiyet kutsal değildir fakat çok önemlidir. Edmund Burke muhafazakarlığın babası  sayılmaktadır. Tezlerini Fransız Devriminin eleştirisi üzerinden açıklamaya çalışmıştır. Muhafazakarlara göre aklın gücü abartılmamalıdır. İnsan aklı mükemmel olmayacak kusurlu bir yaratıktır, bu nedenle toplumda hiç bir zaman mükemmel ve kusursuz olmayacaktır.
  • Sosyal Demokrasi; işçi sınıfının, devirmek yerine siyasetle kapitalizmi yenmesini anlatır. Kaynağında sosyalizme barışcı parlamenter yollardan geçme fikri yatar.
  • Faşizm bir ulus yada ırkın üstünlüğünü vurgulayan, devleti öne çıkaran otoriter bir 20.Yüzyıl ideolojisidir. Liberal değerler demokrasi ve aydınlanma düşüncesi karşıtlığı öne çıkmaktadır. Kesif propaganda ve acıtasyon faşizmin temel özelliğidir.
  • Milliyetçilik Her milletin kendi devletine sahip olması gerektiğini ifade eder. Devlet hakim milleti temsil eden bir kurum olarak milli kimlik ile örtüşmelidir. Devletin sınırları içinde mümkün olduğunca tek bir millet yaşamalıdır düşüncesi hakimdir. 

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü