3 Nisan 2014 Perşembe

Avrupa'da Rönesans Değişen Avrupa

FELSEFE Ders Notları
Avrupa'da Rönesans Değişen Avrupa
  • Hindistan 1487'de Portekizli Vasco da Goma  tarafından keşfedilmiştir. 
  • 1492'de Cenovalı Kristof Kolomb Amerika'yı keşfetmiştir.
  • İlk matbaa, ağaç oyma tekniği kullanılarak M.S 593'de ÇİN'de kurulmuştur. 1450'de Gutenberg, kurşun alaşımından yapılan dökme harfleri hazırlayarak bir basım yöntemi icat etmiştir.
  • Osmanlı'da ilk matbaa İstanbul'da gayrimüslim vatandaşlar tarafından kurulmuştur.
  • İtalya'da yeniden doğuşun yaşandığı ilk kent Floransa'dır. Floransa, 15.YY'da ortaçağda sanatı destekleyen ve çoğu kiliseye hizmet veren belli alanda uzmanlaşmış kişilerden oluşan zanaatkarların korunduğu lonca sistemini ticari loncalar olarak sürdüren kenttir.
Hümanizm : Napoli ve Floransa'da ortaya çıkan, bireyin eğitimini ön planda tutan gramer, tarih, felsefe konularında eğitim ve öğretimle bilinçli birey ve vatandaş yetiştirmenin hedeflendiği bir düşüncedir.

Dante'nin İlahi Komedya eseri dünya edebiyatının başyapıtlarındandır. Bireyin evrendeki konumu üzerine Dante'nin bakış açısıdır.

Giovanni Boccaccio, Decameron adlı eserinde kara veba ile yıpranan Floransa'da asil ve zengin ailelerinin hayatlarını kaleme almıştır.

Lorenzo Valla Zevk üzerine adlı eserinde, Epikür felsefesinden yola çıkarak bireyin kendisini mutlu eden şeyleri öz iradesiyle yapabileceğini öne sürmüştür. Teolojik eserlerin orjinallerinin okunması gerektiğini savunur.

Pica Della Mirandola, İnsanın Onuru üzerine adlı eserinde din, felsefe üzere görüşlerini özetler.

Platon Teolojisi, Ruhun Ölümsüzlüğü ve Yaşam Üzerine Üç Kitap adlı eserlerin sahibi Marsilio Ficino'dur. Yaşam üzerinde üç kitap eserinde bireyin sağlığının önemi, yaşamın insan bedeninde varlığı ve ruhun bedenle ilişkisini incelerken neoplatonist düşüncelerini yansıtmıştır.

Protestan reformunu tetikleyen önemli etkenlerden biride klasik çağ eserlerinin her dilde yazılı kopyasının basılmasıdır.

Machiavelli, Prens adlı eserinde siyasi ve politik gücün temellerini irdelemiştir.

Giorgio Vasari, Sanatçıların Hayatı adlı eserinde, sanatçıların yaşadıklarını kaleme almıştır.

Masaccio, eserlerinde gerçekçiliği perspektif ve chiaroscuro tekniğini kullanarak yansıtmıştır. Kutsal Üçlü adlı eserinde çağın  derin perspektif anlayışını mimari kompozisyon içinde vermiştir.

Botticelli, Venüs'ün Doğuşu adlı eserinde, Venüs'ün denizden köpükler içinden çıkışını betimlemiş, idealize edilmiş bir güzelliği sembolize etmiştir.

Chiaroscuro, insan bedeninde hacimsel olarak üç boyutluluk yaratmak için ışığın kontrast renk ve tonlarla verilmesidir. Bu tekniği Masaccio kullanmıştır.

Donatello, Davut Heykeli'nde çağın yeniliği olan realizm, natüralizm ve hareketlilik gözlenir.

Leonardo, bir baş yapıt sayılan Son Akşam Yemeği adlı eserinde İsa'yı ana figür olarak betimlemiştir. Havarileri İsa'ya doğru dönmüş veya ona bakan şekilde ifadelerini resmederek o anda yaşanan duyguyu yakalamaya çalışmıştır.

Mona Lisa, Leonardo da Vinci'nin eserlerinden birisidir. Dönemin sanatta yaygın düşüncesi "gerçeğe öykünme, onu yansıtma" anlayışıdır.

Georgius Agricola yazdığı kitapla mineralojinin babası olarak anılır.

Greenwich Rasathanesi 1675 yılında kurulmuştur.

Pieta, Michelangelo Buonarroti'nin ünlü eserlerinden biridir. Sanatçı, eserlerin derin duygu ve güzellik temalarını işlemiştir.

Kopernik, gezegenlerin güneşin etrafında döndüğü teorisi ile dönemin bilimsel devrimini yapmıştır.

Deliliğe Övgü adlı eser Erasmus'a aittir. Desiderius Erasmus'un Deliliğe Övgü adlı eseri hiciv ve ironi tarzında bir eser olup bireyin eleştirel düşünce biçimini irdeler. Kendi sözleriyle bakış açısı " Bütün insan ömrü, deliliğin yarattığı bir hayalden ibarettir." şeklinde özetlenebilir.

Montaigne Fransız rönesansına Denemeleriyle katkıda bulunmuştur. Dünyayı algılama ve değerlendirme biçiminin insanın kendisiyle kısıtlı ve değişken olduğunu vurgular. Aklın gerçeğe erişse bile kesin bilgiye sahip olamayacağını ifade eder. Septik yani şüpheci düşünceyi benimsemiştir.

Bacon, bilimsel metodolojini temellerini atmıştır. Bireyin doğa gözlemcisi olması gerektiğini vurgulamış, sorgulamaların deneylerle kavranması gerektiği ilkesini savunmuştur.

Macbeth, Othello, Romeo Juliet, Hamlet ve Kral Lear Shakespeare'nin önemli eserleri arasında yer alır. Romantizm akımıyla Shakespeare'in eserlerine yoğun bir dönüş yaşanmıştır.

Thomas More'ın Ütopya adlı eseri, hayali bir adada yaşayan bireylerin yaşamlarını konu alır. Fakat gerçekte İngiltere halkına ve yönetimine yöneltilen bir eleştiridir.

Jan Van Eyek, kuzey resim sanatında gerçekciliğin uygulayıcısıdır. Amolfini'nin Evlenmesi eserinde gerçekliği detaylarla vererek yağlı boya tekniğini geliştirdiği gözlemlenmiştir.

Albrecht Dürer, ahşap gravür tekniğinin uygulayıcısıdır. Dürer'in Apocalypse serisi, iyi ve kötünün kavramsal karşıtlığını zaman içinde vermeye çalışan ahşap gravür bir seridir.

Pieter Bruegel, Ölümün Zaferi adlı eserinde zengin, fakir herkesin umutsuzluğu yaşadığını resmetmiştir.

Jacopo Peri ve Corsi'nin söz ve müziğin armonik ve dramatik birlikteliğinin örneği olarak sahnelenen eseri, Dafne'dir.

İlk kez Adam Smith tarafından adlandırılan merkantalizm kavramı, 16.YY'da başlayan bir dönemin başlangıcını oluşturur.

Martin Luther, Protestan reform hareketini başlatan kişidir.

John Calvin, Hıristiyanların Kuramları adlı eserinde Tanrı'nın mutlak hakimiyetinin kabul edilmesini önermiştir. Kalvinizmin temellerini atmıştır.

Jean Bodin, monarşik yönetim biçiminde kralın Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi olarak yönetme ayrıcalığına sahip olduğunu ileri sürmüştür. Kral ise Tanrı'nın gözetiminde ve ona karşı sorumluluğuyla aristokrasi, ruhban sınıfı ve halkın istemlerine bağlı olarak değil, sadece Tanrı'nın buyurduğu şekilde yönetme ayrıcalığına sahiptir.

Anadolu Ortaçağı ve Selçuklu Aydınlığı

FELSEFE Ders Notları
Anadolu Ortaçağı ve Selçuklu Aydınlığı

Bizans imparatorluğu için, Doğu Roma İmparatorluğu adı da kullanılmıştır. Bu imparatorluk 395'te kurulmuştur. Batı Roma İmparatorluğu ise 476'da yıkılmıştır.

Tarih geleneği Anadolu'daki türk varlığını Selçuklular ile başlatır. Bu başlangıç 1071 Malazgirt ile simgelenir. Tarih geleneği, Anadolu da kurulan Selçuklu devletine Selaçika-i Rum adını vermiştir.
  • 1.Haçlı Seferi 1096 yılında gerçekleşmiştir. 
  • 1.Haçlı seferinde 1.Kılıçarslan mücadele etmiştir. 
  • 1243'deki Kösedağ savaşından sonra Selçuklular gerileme dönemin girmişlerdir.
Haçlı Seferlerinin Temel amacı müslümanların batıya ilerlemesini önlemek ve ticaret yollarını ele geçirmektir. Haçlı seferlerinin Avrupa'ya getirisi olarak ilk kez İslam medeniyetini yakından tanımalarını olmuştur. Dokuma, cam sanatı ve deri işlemeyi öğrenmişlerdir. El- Harezmi'nin cebir ve algoritmasını batıya götürmüşlerdir. İlk kez sıfır rakamını bu şekilde öğrenmişlerdir.

Siyasetname isimli eser, Selçuklu veziri Nizamülmülk'e aittir.

Bu eserde hükümdarların sahip olmaları gereken nitelikler, saltanatın  koşulları ve kuralları açıklanmıştır.

Selçuklularda kentlerde tüccar, esnaf ve işkollarına göre loncalar biçiminde örgütlenmeler söz konusuydu. Eğitim ve kamu hizmetini üstlenmiş kurumlar arasında ; Darulhadis, Darulkura, Darüsşifa, Bimarhane yer alır. 
  • Hadis öğretilen kurumlara Darulhadis
  • Ruh ve Sinir Hastalıklarının tedavi edildiği yere Bimarhane
  • Kur'an okuman yöntemlerinin öğretildiği yere Darulkura
  • Sağlık ve Tedavi hizmetleri verilen yere Darüsşifa 
Selçuklularda camilerin yapı tipini diğer İslam ülkelerinden ayıran en önemli özellik mihrap önünde fazla büyük olmayan kubbe bulunmasıdır.

Medreselerinde sağlık ve tedavi hizmetlerinin verildiği yerler de bulunurdu. 

Kapalı avlu Tipi Medreselere, Karatay medresesi (Konya) ve İnce minareli Medrese örnek verilebilir.

Açık  avlulu Medreselere ise Çifte Minareli medrese (Sivas) ve Yakutiye medresesi (Erzurum) örnektir.

Kervansaray : Yollar üzerinde kervanların dinlenmesi ve gecelemesi için inşa edilmiş büyük hanlardır. Yolcuları ve ticaret mallarını korumak için müstahkem yapılmış binalardır.Asya'daki kervansaraylar genellikle İpek Yolu üzerindedir.

Ribat : Kervansaray'ın köken olarak dayandığı yapıdır. Ribatlar İslam'ın ilk dönemlerinde daha çok korunma ve savunma ve ileri askeri hareketlerde kullanılmak amacıyla inşa edilmişlerdir.

Sultan Hanı : Kervansaraylarınbüyük ölçülü olanlarına verilen addır.

Künbet : Üstü koni veya piramit örtüyle kapatılan türbeler için kullanılan addır. Planları kare, daire ve çokgen olabilmektedir.

Bizans Sanatı Eski Roma ve Eski Yunan kökenlidir.

Yerebatan Sarayı  : Su ihtiyacını çözmek amacıyla yapılmıştır. Bizans döneminin mimari örneğidir.

Ayasofya Kilisesi : 532 - 537 yılları arasında İmparator 1.Jüstinyen tarafından yaptırılmıştır.

Anadolu Türk süslemelerinde ifade edilen terimler arasında: motif, figür, bezek ve resim sayılabilir.

Selçuklu sanatının dayandığı kaynaklar : Asya, Yerel Anadolu ve İslam çevresidir.

Gazali : Bir fıkıh ve kelam bilgini olan İranlı Gazali (1058 - 1111) şeriat ve tasavvufu uzlaştırarak  şer-i hükümleri mantığa dayandırmaya çalışmış ve felsefeye özellikle Yunan filozoflara karşı tutum takınmış ve İbn'i Rüşt tarafından eleştirilmiştir.

Ömer Hayyam : Matematikçi, düşünür ve şairdir. Cebirsel denklemler ve geometri konusunda buluşlarıyla ünlenmiştir. Ayrıca iki bölümlü dizelerden oluşan geleneksel İran şiir türü Rubai ustasıdır. Şiirlerinde dünyaya şüpheci bakışı, özgürlüğü ve mutluluğu dile getirmesiyle Batı'da ün salmıştır.

Mevlana  : 1207 - 1273 yılları arasında yaşayan Mevlana Celaleddin Rumi hayatını "Hamdım, piştim, yandım" sözleriyle özetlemiştir.  6 Ciltlik Mesnevisinde tasavvufi fikir ve düşüncelerini bir araya getirmiş ve bunları öyküler halinde anlatmıştır. Diğer bir önemli eseri Divan-ı Kebir'dir. Mesnevi Farsça yazılmıştır ve 25618 beyitten oluşmaktadır. Ölüm gününü düğün günü anlamına gelen Şeb-i Arus olarak ifade etmiştir. Sağdan sola kalbin etrafında dönerek bütün insaları, bütün yaratılmışları, bütün kalbiyle sevgi ve aşkla kucaklama gösterisi, sema töreni olarak ifade edilir.

Hüsn-ü Hat : Güzel yazı anlamına gelmektedir.

Hacı Bektaş-ı Veli : Makalat eserinde şeriat, tarikat, hakikat ve marifet adlarını verdiği dört kapı ve bu kapılara bağlı kırk makamdan söz eder. 

Yunus Emre : "Sevelim, sevilelim" sözü Yunus Emre'ye aittir. Bu söz Türk kültüründe atasözü niteliği kazanmıştır. Aruz ve Hece ölçüsüyle yazdığı şiirleri Divan adlı eserinde ve Risalet-ün Nushiyye (Nasihatler Kitabı) adlı mesnevi türü eserinde toplamıştır. Yunus Emre insan sevgisi ve kardeşlik temalarını işlemiştir. Moğol istilaları ve kıtlık döneminde yaşamış olması şiirlerinde insanı fakir, zengin, müslüman, hıristiyan ayrımı yapmadan yansıtmasında etkili olmuştur. Bir duyuş ve düşünüş şairidir.

Avrupa'da Ortaçağ Kültürü

FELSEFE Ders Notları
Avrupa'da Ortaçağ Kültürü

Avrupa tarihinde 5. ve 15. Yüzyıllar arasını kapsayan uzun dönem ortaçağ olarak adlandırılır. Avrupa'da ortaçağ Roma imparatorluğunun çöküşü ile İstanbul'un Osmanlılarca fethi arasında yaşanan 1000 yıllık bir zamandır.

Matbaanın keşfi, Amerika'nın keşfi, İspanya'da Müslümanların hakimiyetinin sona ermesi yeniçağın başlamasına zemin hazırlayan tarihsel olaylardır. Yine ortaçağ'ın başlamasına zemin hazırlayan istilalar ve göçler dizisi kavimler göçü olarak adlandırılmaktadır.

Kavimler Göçü nedeniyle yaşanan gelişmeler : 
  • Germen kökenli  kavimlerin Avrupa içlerine doğru hareketi
  • Göçebe kavimlerin Avrupa'ya yerleşerek entegre olmaları
  • Avrupa'da sosyal, ekonomik ve kültürel bir durgunluk sürecine girilmesi 
  • Sadece birbirleriyle değil kendi içlerinde sürekli mücadele halinde olan küçük devletler
Ortaçağ'da yaşanan gelişmeler : 
  • Madenlerin işletilmesi
  • Araba ve tekerlek yapımında gelişmeler
  • İlk dokuma makinası örneklerinin ortaya çıkışı
  • Ticaret gemilerinin gelişimi
  • Demir atölyelerinin çoğalması ve yaygınlaşması
  • At, tımar ve bakımının gelişmesi
  • Saban demiri yapımında gelişme
  • Silah, tüfek yapımında gelişim
  • İlk namlulu tüfekler ve ilk mekanik saatlerin bulunması
Ortaçağ'ın sonlarına doğru yerel diller yaygınlaşmış, teoloji ve bilim alanında bir üst dil olarak Latince kullanılmaya devam etmiştir.

Dönemin ilk kapsamlı tarih eseri : Gotların Tarihi - Yazar : Cassiodorus'dur.

Ortaçağ döneminin düşünce yapısı teolojik düşünceye ve tek mutlak gerçeklik tanrı kavramına dayanmaktadır.

Erken ortaçağ kültürünü belirleyen ve çok parçacılığı düzenleyerek homojen hale getiren en önemli faktör, Hristiyanlığın yayılmasıdır.

Hayvan Üslubu : Göçler çağı toplumlarının sanatlarını belirleyen ana eksen, hayvan üslubu olarak adlandırılmaktadır. Hayvan üslubu erken ortaçağ sanatının temel bileşeni olmuştur.

Anglo Sakson dünyasının ilk tarih yazarı : Bede, hristiyanlığı kabul eden ilk kraldır fakat o dönemde henüz pagan geleneklerinden tam olarak kopulmamıştır.

Hristiyanlığı yaymak isteyen manastırların başlıca üretimi el yazması İnciller ve diğer dinsel metinlerdir. Bu metinler hristiyanlaşan kavimlerin üretmiş olduğu il sanat formlarıdır.

Gemiler Viking kültüründe güç simgesi olarak kabul edilmiştir. Vikingler gemi yapımında ileri teknikler kullanmışlardır. 793 yılında Lindisfarne adasından başlayarak 11.YY'a kadar tüm kıtayı kasıp kavuran Viking akınları ile birlikte manastırlar yok olmuştur. Bu akınlar sonucunda Avrupa da yüzyıllarca sürecek Viking korkusu ve düşmanlığı ortaya çıkmıştır.

Kral Şarlman'ın en önemli politikası Avrupa'nın biçimlenmesidir.

Entellektüelleri sarayı çevresinde toplayarak büyük bir kültürel akım gerçekleştiren Şarlman'ın dönemi, karolenj rönesansı olarak adlandırılır.

Şarlman 'ın kültürel birlik idealini gerçekleştirmek için dil  ve eğitim sistemini yeniden düzenlemeye ilişkin yaptığı çalışmaların en önemli safhası, saray ve manastırlara bağlı yeni okulların açılmasıdır.

Latin kültürü ve Latince litaratürünün temsilcisi olan Alcuin'in etkisiyle Latince, edebiyat dili olarak Karolenj döneminde yeniden yükselişe geçer.

Karolenj Rönesansı : Bütünleşik bir Avrupa fikri için prototip teşkil eder.

Otto dönemindeki kültürel ve sanatsal atılımın izlenebildiği başlıca alanlar, ortaçağ sanatının başlıca belirme biçimleri olan mimari ve yazma kitaplardır.

Dönemin scriptorium'ları arasında en tanınmışı olan Reichenau manastırı, Otto resim sanatının başlıca örneklerini vermiştir.

Batı dünyasında anıtsal ölçüdeki ilk bağımsız heykellerinden olan Gero Haçı, İsa'nın çarmıha gerilişi konusuna insancıl bir yaklaşım getirmiştir.

Bir hac mekanı olarak rağbet görmeye başlayan ilk yer Kudüs'tür. Roma Kudüs'e alternatif olarak beliren ikinci önemli hac mekanıdır. 10.YY'dan itibaren ün kazanmaya başlayan İspanya'daki Santiago de Campostela ise aslında bir antikçağ mezarlığıdır.

5.Yüzyılda yerleşik yaşama geçen 6.Yüzyılda Hristiyanlığı kabul eden Cermen kökenli bir kavim olan Franklar, 8.Yüzyıldan itibaren güçlenerek, büyük bir Hristiyan İmparatorluğu kurarlar.

Engizisyon baskısı klisenin tehdit olarak gördüğü pek çok tarikatı ortadan kaldırır. Fakat 15. Yüzyıldan itibaren Engizisyonun yeni hedefi "büyücülük" olacak ve işkenceler, "büyücülerle savaş" adı altında devam edecektir. Esas itibariyle engizisyon farklı dinlerden olan halkı Hristiyanlığa döndürme kaygısını güdmüştür.

13.Yüzyılda yaşanan yükselişe zemin hazırlayan en önemli etken şehirleşme ve şehir kültürünün oluşmasıdır.

Romanesk ve Gotik Stiller

11.Yüzyıl başlarında 12.Yüzyılda gotik stilin belirlenmesine kadar tüm batı Avrupa da hakim olan stil romanest stilidir.

Romanesk Stil, tüm Avrupa'yı etkisine alan ilk büyük sanat akımıdır.

Romanesk Stilin belirgenleştiği dönemde artan inşaat faaliyetleri ve ilerleyen teknolojiyle kliselerin boyutları büyümüştür. Kliselerin anıtsal boyutları Hırıstiyanlık kurumunun gücünü ve zenginliğini simgeler.

12.Yüzyılın ortalarından itibaren başlayan gotik stilin özelliklerinin belirdiği ilk yapı Paris yakınlarında Rahip Suger tarafından yaptırılan St. Denis kilisesidir.

Anıtsal nitelikte katedral ve kilise inşaası gotik sanatın önemli özelliğidir.

15.Yüzyıla doğru zengin tüccar sınıfının oluşmasıyla değişen toplumsal yapı ve hümanizma düşüncesinin doğuşu ortaçağ kültürünün sonunu getiren kırılma noktası olmuştur.

Kristof Kolomb Amerika'yı 1492 yılında keşfetmiştir.

Platon ve Aristoteles gibi Yunan filozoflarının düşünceleri batıya ilk kez İslam filozoflarının çevirileri ve yorumları Endülüs devleti aracılığıyla ulaşmıştır.

Aziz Augustinos : İnancı temel almış ve aklın görevinin inanç yoluyla bilinen şeyleri açıklamak olduğunu ileri sürmüştür. Hristiyan kilisesini "Tanrı-Devletin yeryüzündeki temsilcisi" olarak tanımlayarak bağnaz düşüncenin öncülüğünü yapmış olan din düşünürüdür.

Aziz Anselmus : Felsefe ve İlahiyatın birlikteliğine öncülük eden, dinsel inancı akılla açıklamaya girişen düşünürdür.

Aquinalı Thomas : Bilgi, metafizik, siyaset, ruhun ölümsüzlüğü konularındaki yorumlarıyla skolastik düşüncenin önemli bir ismidir. Ortaçağ Hırıstiyan felsefesinin doruk noktasını temsil eder.

Dante Alighieri : İtalyan edebiyatının öncü bir başyapıtı olan İlahi Komedya'yı kendi yerel dilinde yazmıştır. Bu epik şiir Dante'nin Cennet, Cehennem, Araf ve Cennete olan yolculuğunu alegorik bir yaklaşımla anlatır. Yazarın usta bir şiir dili kullanması birçok ünlü yazar (Shakeaspeare), ressam, (Dalacroix) ve kompozitöre  (Franz Liszt) esin kaynağı olmuş ve bu sanatçılar kendi sanat türlerinde unutulmaz eserler vermişlerdir.

1 Nisan 2014 Salı

Sokrates'de Akıl ve Erdem

Sokrates belli bir düşünme tarzı önerir. Buna Sokratik yöntem denilmiştir. Sokratik yöntemde yapılan şey, kişinin sahip olduğu bilginin açığa konmasıdır yani bir anlamda dilbilimsel bir keşiftir. 

Haklarında zaten yeterli bir bilgiye sahip bulunduğumuz, fakat düşüncenin karışması, çözümlemenin eksik kalışı yüzünden, bildiğimizi mantıksal açıdan kullanamadığımız durumlarda mantıksal ilişkiler oluşturularak sonuca varılır. 

Sokrates’e göre bu yöntem açısından aklın kullanılması veya diğer bir deyimle aklın yol alma kapasitesi herkeste aynıdır. Ve iyi-kötü, doğru-yanlış, haklı-haksız konusundaki değerlendirmeler aklın bir faaliyeti niteliğinde bulunduğu için bütün insanlığı kapsayan ahlak ilkelerinin varlığını kabul etmek zorunludur. Sokrates bunu “erdem” kavramı ile açıklamaktadır.

Virüsler

Üzerinde anlaştığımız temel nitelikleri sıralarsak, "canlı varlık"; örgülenmeyi, özerklik ve değişmezliği kendinde toplayan en yalın nesnedir.

Virüs gibi, daha yalın örgülenmeler vardır elbet. Ancak, virüsler canlı varlıkların kimi niteliklerini taşısalar da, hepsine sahip olmaktan uzaktırlar. Ve bunun doğurduğu özerklik yokluğu onları birer canlı varlık saymamıza engel olur. 

Canlılığın Mantığı - François Jacop

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü