2 Ocak 2014 Perşembe

Platon

FELSEFE Ders Notları
İlkçağ Felsefesi
Platon

Platon, MÖ 427/428 yılı dolaylarında Atina'da doğdu. Ailesi Atina'nın ileri gelenlerindendi. Çocukluğundan itibaren iyi bir eğitim aldı. Sporlar, şiirle ve değişik düşünsel disiplinlerle ilgilendi.

Platon ya da Eflatun Antik klasik Yunan filozofu, matematikçi ve batı dünyasındaki ilk yüksek öğretim kurumu olan Atina Akademisinin kurucusudur. Bu akademi aynı zamanda günümüzdeki modern üniversite oluşumunun başlangıcı olarak da kabul edilir. Platon'un akıl hocası Sokrates ve öğrencisi Aristoteles ile birlikte bilim ve Batı felsefesinin temellerini atmıştır. Platon, Sokrates'in öğrencisiydi. Sokrates'e ilişkin bilgilerin çoğu Platon'un diyaloglarından edinilmiştir. Asıl adı Aristokles olan düşünür, geniş omuzları ve atletik yapısı nedeniyle, Yunanca Platon (geniş) lakabı ile anılmıştır.

Felsefe tarihinin en büyük düşünürlerindendir ve etkisi günümüze kadar gelebilmiş, sistematik felsefe çağının başlangıcını taşıyan filozoftur. Sokrates'in öğrencisi olmuş ve onun sorgulama yönteminden etkilenmiştir. Yaşadığı dönemde Atina, oligarşiyi savunanlar ile demokrasi yanlıları arasında şiddetli çekişmelere sahne olmaktaydı. Platon hem ailesinden dolayı hem de özel ilgisi onu sitedeki siyasal yaşamın bir parçası haline getirmiştir, iktidarı elinde bulunduran oligarşi yanlıları, zaman zaman şiddete başvurmakta ve Sokrates'ide kendi amaçları için alet etmeye çalışmışlardı. Demokrasi yanlılarının yönetime gelmesi ile de Sokrates suçu olmadığı halde Atina gençliğini sapkın inanışlara yönlendirdiği için idama mahkum edilmiştir. Bu duruma yakından şahit olan öğrencisi Platon yaşananların derin tesiri altında kaldı ve siyasi bakımdan da demokrasi karşıtı bir düşünceyi hayatı boyunca hep korudu. Bu olaydan sonra siyasetten vazgeçip felsefeye yöneldi ve çeşitli seyahatlere çıktı. 40 yaşından önce gittiği Güney italya'da yaygın bir düşünceye sahip Pythagoras'ın öğretilerinden etkilendi. M.Ö. 387-388 dolaylarında Atina'da Akademia adında felsefe, matematik, geometri, astronomi ve fizik eğitiminin verildiği okulu kurdu. Bu aynı zamanda Batı düşüncesinin ilk büyük akademisi olarak anılacaktı. Okul hem Platon'un kendi hayatında hem de düşüncesinin gelişiminde önemli bir adım oldu. Okulda Aristoteles de öğrenim görüyordu.

Platon, ilk büyük dizgesel yaklaşımı olan, bir dizge kuran, büyük bir filozoftur. Bazı yorumcular, Platon'un en önemli yanının, doğrunun araştırılmasında biricik kılavuz olarak "akıl"ı kabul etmesi olduğunu belirtmişlerdir. 

Hemen hemen hepsi diyalog şeklinde olmak üzere 30'dan fazla eser yazmıştır. Önemli eserleri dil, düşünce ve zaman bakımından seyirleri şöyle gruplanmaktadır:

Sokratik Dönem Eserleri : Gençlik döneminde kaleme aldığı ve Hocası Sokrates'in etkilerini taşıyan eserlerdir.  Savunma, Kriton, ion, Lakhes, Kharmides, Euthyhron, Lysis ve Devletin 1. Kitabı) Bu eserlerdeki amaç, erdemin ve onun alt türlerini tanımlama çabasını, erdemin değişen görünümünü değil, değişmez özünü bulabilme arayışıdır.

Geçiş Dönemi Eserleri : Hocasının eserlerinden sıyrılıp kendi özgün eserlerini ortaya koyduğu yapıtlardır. Protagoras, Gorgias, Menon, Euthydemos, Kratylos

Olgunluk Dönemi Eserleri : Özgün düşüncesini ortaya koyduğu ve Platoncu söylemin doruğa çıktığı eserlerdir. Symşposium, Phaidon, Devlet, Phaedrus

Yaşlılık Dönemi Eserleri : Öğretilerini çeşitli açılardan sınamaya ve sorgulamaya yönelik eserlerdir. Theaetetos, Parmenides, Sofist, Devlet Adamı, Philebos, Timaois, Yasalar.

Sofistler ve Sokrates

FELSEFE Ders Notları
İlkçağ Felsefesi
Sofistler ve Sokrates

Sofist 

Eski Yunan'da sofist ifadesi erken dönemde yetkin şairler için kullanıldığı gibi, Thales, Bias, Solon gibi toplumda saygın bir konuma yerleştirilen bilge ve düşünürler içinde kullanılıyordu. İfadenin bu kullanımına zıt olarak sofist nitelemesi, geç dönemde bazı oyun yazarlarının ve Platon'un metinlerinde kazanç peşinde koşan toplumsal saygınlığını yitirmiş yetenekli öğretmenler içinde kullanılmıştır. Platon döneminde öne çıkan sofistler ile birlikte Thales'in bilindiği Yedi Bilge'nin de sofist olarak adlandırılması bu ifadenin kullanım yaygınlığı hakkında fikir vermektedir

Yedi Bilge
  • Miletli Thales
  • Mytileneli Pittakos
  • Prieneli Bias
  • Solon
  • Linduslu Kleobulos
  • Chenli Myson
  • Sparta'lı Chilon
Sofistler, retoriği, bireyi sitede başarılı ve mutlu kılacak olan pratik yaşam becerilerinin başlıcası olarak görmekte ve onu politik erdem (politik arete) olarak nitelemekteydiler.

Sofistler dile hakim olmak ve nitelikli nutuklar üretebilmek için dilin ve düşüncenin yapısının ve işleyişinin iyi bilinmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Bu yüzden dili ve düşünceyi sistematik biçimde incelediler ve bu konuda önemli görüşler geliştirdiler.

Sofisler insan, bilgi ve toplum anlayışları tamamen insan-merkezcilik esasına dayandırılmıştı. İnsan-merkezcilik, başta varlık ve bilgi olmak üzere evrendeki tüm olguları insandan yola çıkarak açıklamaya çalışır. İnsanı her şeyin ölçüsü kılan bu anlayışta insan hakikati bulup çıkarmaz, onu bizzat kurar, üretir.

Sofistler doğa düzeni (physei) ile toplum ya da yasa düzenini (nomoi) birbirinden kesin biçimde ayıran ilk düşünürler olmuşlardır. Bu anlayışta insan, elbette doğanın bir parçasıdır ama diğer canlıların aksine, kendisine bambaşka bir dünya yaratabilmekte, kendi yasasını ve doğruluğunu üretebilmektedir. Doğada adalet, güzellik ya da iyilik gibi nitelemeler bulunmaz. Bunlar insanın kendisinin ürettiği ve ancak yasa düzeninde anlam kazanan kavramlardır.

Sofist tezleri en iyi özetleyen cümle "İnsan her şeyin ölçüsüdür" ifadesidir.

Sofistler insanı "politika yapan hayvan" olarak tanımlamaktaydılar. Bu tanımlama Platon ve Aristoteles tarafından da büyük ölçüde benimsendi ve "homo societus" ifadesinde nihai anlatımını buldu. Latince'deki "insan" (homo) ve "toplum" (societus) sözcüklerinden türetilmiş olan bu ifade insanın, özü itibariyle toplumsal bir varlık olduğunu vurgular. Başlıca Sofistlerden biri olan Gorgias "Hiç bir şey yoktur, olsa da bilinemez, bilinse de ifade edilemez" demiştir. Bu ifade, varlığın algısının kişiden kişiye değiştiği ve bu yüzden insanlar arasında varlığın niteliğine ilişkin özlü bir uzlaşının sağlanamayacağı düşüncesine dayanır.

1 Ocak 2014 Çarşamba

Parmenides, Anaksagoras ve Demokritos

FELSEFE Ders Notları
İlkçağ Felsefesi
Parmenides, Anaksagoras ve Demokritos

Parmenides'in felsefesi Elea ismi verilen bölgede etkinlik göstermesi nedeniyle Elea felsefesi olarakta adlandırılmaktadır. Elea felsefesi İtalya'daki Pitagoras okulunun fikir olarak devamıdır.

Parmenides'in Temel Felsefesi
  • Her şey bir'dir ve sadece bir vardır. Değişim yoktur. "Bir" bir küredir. Toprak, hava, su ve ateş gibi bir şey değildir.
  • Her şey ezeli ve ebedidir. Yoktan varlık, varlıktan yokluk meydana gelmez.

Parmenides öne sürdüğü değişim Yunanca'da kinesis sözcüğüyle ifade edilmektedir.

Kinesis Nedir?
  • Niteliksel değişme, bir şeyin özelliklerinin değişmesidir.
  • Niceliksel değişme, herhangi bir şeyin çoğalıp azalması
  • Mekandaki yer değiştirme yani hareket
  • Herhangi bir şeyin özünün değişmesi, dönüşüm
Parmenides'e göre, içinde yaşamakta olduğumuz evrenin, biri duyularımıza hitap eden öteki ise ancak akılla kavranabilecek olan iki görünümü vardır. Bunlardan ilki tamamen bir yanılgıdır ve duyular bize yokluk diye bir şeyin var olduğunu, evrende değişimin hüküm sürdüğünü söyler. Oysa akıl, yokluğu da değişimi de yadsımak gerektiğini bildirmektedir.

  • Görünüş (değişme) aldanıştır.
  • Görünüş zihnimizin yarattığı bir dünyadır.
  • Gerçek ise değişmez. 
  • Gerçeği akılla kavrarız.
  • Aklı olan insan gerçeğin değişmediğini, herhangi bir çokluk içermediğini, bir olduğunu kavrar.
Parmenides'in sorduğu en önemli soru : Nesne, obje Nedir?

Parmenides'e göre bir nesnenin en temel özelliği var olması olsada bu var olmanın hangi anlamda olduğunu söylememiştir. Yani fizik nesne midir, hayal midir, mitolojik, zihinsel yada inanma nesnesi midir? Bunu ortaya koymamıştır. Bunların ortak özelliği var olmaktadır. Var olmasını sağlayan şey de düşünmedir. Yani düşünmek ile var olmak  bu noktada özdeştir. Parmenides buradan hareketle felsefesini oluşturmuştur. Düşündüğüm her şey var olandır ve buda gerçektir. Ama ne tür bir gerçek olduğu ortaya konmamıştır. Parmenides aynı zamanda kavramsal düşünmeye giden yolu açmıştır. Var olmayan bir şey düşünülemez diyerek gerçekliği ve düşünceyi özdeşleştirdiğinde kavramlar dünyasının kapılarını da aralamış oldu.

Nesne Türleri
  • Fizik Nesneler
  • İdeal Nesneler
  • Zihinsel Nesneler
  • Hayali Nesneler
  • Dini Nesneler
Anaksagoras

Anaksagoras, evreni Empedokles'in yaptığı gibi dört unsura indirgemek yerine, spermatalar adını verdiği sonsuz sayıda unsur olduğunu ve tüm görünür evrenin bu unsurların birleşimlerinden ibaret olduğunu savunmaktaydı. Evrenin temel gerçekliğini birden çok maddi unsura dayandırdığı için o da Empedokles ve Demokritos gibi "çoğulcu maddeciler" arasında sayılır.

Anaksagoras, evrenin başlangıcındaki kaos durumunda her şeyin her şeyle karışmış durumda olduğunu, her şeyin her şeyde olduğunu savunmaktaydı. Şeyler, bu kaotik durumda henüz kendilerini diğer şeylerden ayrı kılacak herhangi bir niteliğe, biçime, sınıra sahip değillerdi.

Evreni meydana getiren unsurları, başlangıcındaki kaotik durumdan düzen, yani kosmos durumuna geçiren şey Nous'un ayrıştırıcı faaliyetidir. Nous, şeyleri birbirlerinden ayrıştırıp tabii sınırlarına kavuşturmak şeklinde işler ve bu yönüyle evrenin görünür düzenin nedeni olur.

Anaksagoras'a göre, Nous'un ayrıştırıcı gücüne rağmen evrendeki şeyler birbirinden asla mutlak anlamda ayrılamazlar. Bu yüzden evrende hiç bir şey yalın halde değildir. Her şeyde her şeyden bir miktar bulunmaktadır. Bu kuraldan bağışık olan tek varlık Nous'tur. Bazı şeyler Nous'tan da bir miktar pay taşısalar da, Nous'un kendisi yalın ve katıksız bir yapıdadır.

Ruhu bedenden, aklı maddeden kesin biçimde ayıran ve bir duyularımıza hitap eden, öteki yalnızca akılla kavranabilen iki alem öngören anlayışa "metafizik ikicilik" (metafizik düalizm) denir. Anaksagoras'ın Nous'u spermatalardan yani maddeden ayırması, bazı yorumcuların onu metafizik ikiciliğin öncüsü olarak değerlendirmelerine yol açmıştır.

Temel Görüşleri
  • Oluş ve yok olma olgularını reddetmiştir.
  • Evrende hareket ve dönüşümün varlığını kabul etmiştir.
  • Çoğulcu maddecidir.
  • Evren düzenini tek bir ilkeden yola çıkarak açıklamıştır.(Çoğulcu maddeci)
  • Spermata evreni olşturan sonsuz sayıdaki madde olarak görmüştür.
Anaksagoras Nous Kavramı
  • Naos diğer şeylerden farklı olarak arı ve yalındır.
  • Bazı şeyler Noustan bir miktar pay alır.
  • Nous şeyleri birbirinden ayırır ve yönlendirir.
  • Nous akıldır.Nous şeylerin kaostan çıkmasını sağlamıştır.
Anaksagoras Spermata Kavramı
  • Sonsuz sayıdadır.
  • Spermatalar birbirinden farklı özelliklere sahiptir.
  • Evreni meydana getirmişlerdir.
  • Kaosta birbirine karışmış haldedirler.
  • Spermata şeyler arasında ayrımı yapacak şekilde görülmemiştir.

Demokritos

Parmenides, mantıksal içerikli bazı akıl yürütmelerle doğa dünyasını baştan sona mantıksal bir içeriğe bürümüştü. Demokritos'un atomculuğu, doğa düzenini Elea mantığının etkilerinden korumaya yönelik etkili bir girişim olarak değerlendirilir.

Demokritos'a göre evrendeki her şey, kendi içlerinde hiçbir boşluk içermeyen, yine kendi içlerinde değişmez ve parçalanmaz olan, sonradan var olmamış ve yok olmayacak olan bazı temel unsurlardan oluşmaktaydı. Demokritos bu temel unsurlara "parçalanmaz", "bölünmez" anlamına gelen "atoma" adını vermiştir. Parmenides'in varlığa atfettiği tüm özellikleri atomlara atfetmiştir.

Demokritos'a göre atomlar ve boşluktan başka bir şey yoktur. Yani tüm evren düzeni, boşlukta birbirleriyle birleşen ve birbirlerinden ayrışan atomlardan ibarettir. Tüm oluş onların bir araya gelip dağılmalarıdır. Evrendeki her şey, onların oluşturdukları farklı birleşimlerden ibarettir.

Demokritos'a göre ruh bile atomların oluşturduğu bir birleşimden ibarettir. Ama ruhu oluşturan atomlar çok daha ince ve yuvarlak yapılı oldukları için diğer atomlara göre daha hareketlidirler ve bu da ruhun diğer maddelerden büsbütün ayrı olmasını sağlar.

Demokritos'un atomculuğunda hareket ya da oluş, artık maddenin kendiliğinden hareketi değildir, madde ya da atomlar arasındaki bir güçtür. Yani maddeler arası bir çekimdir, benzer atomlar arasındaki itilim ya da çekimdir.

Demokritos, Parmenides'in doğaya ilişkin teşhislerinin mantıksal bir nitelik taşıdığını, oysa fiziksel olanın mantıksal olandan farklı olduğunu keşfetmişti. Böylece felsefe tarihinde fiziksel olan-mantıksal olan ayrımını ilk kez belirgin biçimde ortaya koydu.

Demokritos, atomların, biri ikincil olan ve duyulara hitap eden, diğeri birincil olan ve ancak akılla kavranabilen iki yönleri olduğunu savunmaktaydı. Atomların birincil nitelikleri, evrendeki tüm değişime ve çokluğa rağmen değişmeden kalan şeyi oluştururken, ikincil nitelikler atomların duyularımıza hitap eden ve değişkenlik sergileyen tüm niteliklerinden sorumluydular.

Demokritos'un Atomlara Atfettiği Özellikler 
  • Ruh da atomlardan oluşmaktadır.
  • Evrendeki herşey atomların farklı birleşiminden oluşur.
  • Atomların birincil ve ikincil nitelikleri bulunmaktadır.
  • Atomların hareketini belirleyen güç aralarındaki benzerliktir.
Empedokles, Demokritos ve Anaksagoras'ın Benimsediği Ortak Yargılar
  • Evrende hareket vardır.
  • Evrendeki oluşu reddetmemişlerdir.
  • Üçüde çoğulcu maddecidir.
  • Üçüde akla önem vermişlerdir.
Demokritos ile Anasagoras'ın benimsediği ortak düşüncelerden biride : 
Her ikiside hareketi maddeden ayrı bir ilke olarak ele almıştır.

Demokritos'a göre iki tür haz vardır : 
  1. Bedensel Hazlar : Bunları ölçülü yaşamak gerekir. Bedeni ne ezmek nede rahat bırakmak gerekir.
  2. Zihinsel Hazlar : Kalıcı olan hazlardır. Varlığı temaşa etmek esasına dayanırlar.

29 Aralık 2013 Pazar

C Kaynakları Faydalı Linkler

C ve C++ Kullanıcıları Derneği
Boost C++ Kütüphanesi
C'de Sık Sorulan Soruların Yanıtları
www.codeguru.com
www.codeproject.com
Programcının Cenneti
C Programlama Wikipedia
Cplusplus.com
Hot Scripts (C & C++) 
Çağatay Cebi C Programlama
C ve Sistem Programcıları Derneği
C Programming Tutorial
CProgramming.com
C Programming Tutorial Beginners
C Programlama Notları
CondingUnit C Tutorials
Programming in C - UNIX System Calls and Subroutines using C
comp.lang.c Frequently Asked Questions
A collection of useful libraries written in C
The C Programming Language Standard
Microsoft C Language Reference
Online C/C++ Tutorials and Documentation
Tutorialspoint C Programming
learn-c.org
w3schools C Programming



C Programlama Diziler (Arrays)

C Programlama

Dizi (array) Nedir? 
Dizi, aynı tip verilerin birbiri arkasına tanımlanmasıdır. Dizi bir kümedir. Aynı tipte verilere tek bir isimle erişmek için kullanılır. Bir dizinin bütün elemanları bellekte peşpeşe saklanırlar. Diziler kullanılarak, aynı isimle birden fazla değişkene erişilebilir ve işlem yapılabilir. Diziler tek ya da çok boyutlu olarak tanımlanabilir ve dizi boyutu ihtiyaca göre ayarlanabilir.char, int, float ve double olarak tanımlanabilen dizilerde sadece aynı veri türünden değişken değerleri yer alabilir.

Dizileri tek boyutlu ve çok boyutlu olarak iki kısma ayırabiliriz. Tek boyutlu dizilere sayı dizilerini ve vektörleri örnek verebiliriz. Çok boyutlu dizilere ise matrisleri örnek verebiliriz..

Tek Boyutlu Diziler (one-dimensional array) : C Programlama Dilinde aynı veri tipinden olan değişkenler tek bir isim altında toplanarak tek boyutlu diziler oluşturulur. Aynı veri türünden ve farklı isimlere sahip çok fazla sayıda değişken tanımlamak yerine, dizi bildirimi yapıp tek isim kullanarak aynı sayıda değişken tanımlamak daha kolaydır.

Tek boyutlu dizilerin bildirimi için kullanılan genel yapı :  veritipi diziAdı [boyut];

Veri Tipi : Dizi elemanlarının tipini belirtir. dizi kaç elemandan oluşur ise oluşsun tipleri aynı olmak zorundadır.
Dizi Adı : Diziye programcının verecegi özerk ismi ifade eder.
Boyut : Dizilerin mutlaka bir boyutu olmak zorundadır. Dizi boyutları "[ ... ]" içeriğinde tanımlanır. 

Örnek :
// Örnek Dizi Tanımlama
// 100 elemanlı ve dizi adlı bir double dizisi
double dizi[100];

Örneğimizde 100 elemandan oluşan dizi adlı bir double dizisi oluşturuluyor. Köşeli parantezle içerisindeki 100 sayısı, dizimizin 100 elemanlı olduğunu ifade etmektedir. Tek bir köşeli parantez olduğu için dizimizin tek boyutlu bir dizi olduğunu söyleyebiliriz. 

Tek Boyutlu Dizilerde Atama : Bir dizinin tanımlaması yapıldıktan sonra, atama işlemcisini kullanarak bu diziye değerler atanabilir. C Programlama Dilinde de bir dizinin ilk elemanına 0 değeri ile erişim sağlanır.

Örnek :
int dizi[30];   // 30 elemanlı dizi isimli bir dizi oluşturur. //
dizi[0] = 15;   // Dizinin ilk elemanına 15 değerini atar. //
dizi[16] = 42;  // Dizinin 17. elemanına 42 değerini atar. //

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü