Aristoteles etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aristoteles etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ocak 2014 Pazartesi

Aristoteles

FELSEFE Ders Notları
İlkçağ Felsefesi
Aristoteles

Aristoteles ya da kısaca Aristo MÖ 384 – 7 Mart MÖ 322 dolaylarında Trakya'daki Stageira'da Makedonya kralı II. Amyntas'ın (Philippos'un babası) hekimi olan Nikomakhos'un oğlu olarak dünyaya gelmiş ve genç yaşlarında Atina'ya giderek Platon'un Akademia'sına girmiştir. Platon ile Batı düşüncesinin en önemli iki filozofundan biri sayılır. Fizik, gökbilim, ilk felsefe, zooloji, mantık, siyaset ve biyoloji gibi konularda pek çok eser vermiştir.

Aristoteles MÖ 385 dolaylarında Atina'ya tekrar dönmüş ve kendi okulunu kurmuştur.Okul "Liseus" isimli bir bölgede olduğu için Liseum adıyla anılmış, okul öğrencileri tartışmalarını genellikle yürüyüş yollarında gezinerek yaptıkları için bu okulun öğrencilerine peripathetikler (gezinenler) de denmiştir.

Aristoteles düşünce tarihine etkileri bakımından başta gelen eserlerinden biri, mantık disiplinini adeta tek başına inşa ettiği Organon'dur. Bu eser kategoriler (Kategoriai), Peri Hermeneias  (Önerme Üzerine), I.Analitikler (Analytika I), II Analitikler (Analytika II), Topikler (Topika) ve Sofistik Çürütmeler (Peri Sophistikon Elegkon) adlarını taşıyan altı kitaptan oluşur ve akıl yürütmenin dayandığı temel ilkeleri inceler.

Aristoteles'in felsefenin gelişimini çağlar boyu en çok etkilemiş eseri Metafizik, onun "ilk felsefe" (protephilo sophia) dediği varlık sorunlarını ele alan eserdir.

Aristoteles'in Varlık Anlayışı

Ona göre Platon, idealarla fenomenler, tümel ile tekil arasında inandırıcı bir bağlantı kuramamıştır. Bu bağlantıyı kurmak için yaptığı bütün denemelere rağmen, idealar dünyası fenomenler dünyasından ayrı, başka bir dünya olarak kalmıştır. İdea öğretisi öz ile görünüşü, varlık ile oluşu birbirinden koparıp ayırmıştır. Platon'un birbirinden ayırdığı bu iki dünyayı birisi algılanan ,öteki düşünce ile kavranan kendi gerçek kavramında yeniden birleştirmek Aristoteles'in başlıca problemi olacaktır. İdea ile fenomen arasında öyle bir bağlantı kurulmalı ki bu bağlantı bize algılananı kavramsal bilgi ile açıklayabilmeyi sağlasın. 

Bu bağlantıyı da Aristoteles şöyle kuruyor: Ona göre idealar, tek tek nesnelerin özüdür; bunların varlıklarının varoluşlarının nedenidir; bunun böyle olduğunu göstermek de felsefenin ana ödevidir. Platon da iki ayrı dünya vardı: İdealar dünyası (asıl gerçek olan dünya; duran, kendi kendisiyle hep aynı kalan dünya), bir de duyu dünyası (meydana gelip yok olan nesnelerin, boyuna değişen şeylerin dünyası). Aristoteles için ise idealar dünyası duyular dünyasının içindedir.

Aristoteles felsefi görüşleri bakımından bir miktar Platoncu olsada bir çok önemli noktada hocasıyla ayrı düşmüştür. Bu ayrımın en belirgin olduğu konu varlık konusudur.

Aristoteles Platon'un eidos yada idea kavramlarını aynen benimsemiş ve eserlerinde kullanmıştır. Ama onlara yüklediği anlamlar Platon'un anlamlarından farklı olmuştur.

Aristoteles görünür şeyleri yani maddeyi (hylea) idea öz yada form ile bir arada, iç içe ele alan bu özgün varlık anlayışı, beraberinde birçok soru işareti getirmektedir. Bunların ilki görünür şeylerle ideaların yada madde ile özün birbirleriyle ilişkilerinin ne olduğu sorusudur.

Aristoteles maddenin ancak form ile gerçekik kazandığını form sayesinde biçimlenip niteliğe büründüğünü varlığa geldiğini düşünmekteydi.

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü