31 Ekim 2015 Cumartesi

Sosyal Psikoloji Nedir?

FELSEFE Ders Notları 4
Sosyal Psikoloji 1
Sosyal Psikoloji Nedir?

Sosyal Psikoloji bireylerin, davranış, duygu ve düşüncelerinin başkalarının gerçek, hayal edilen veya ima edilen varlığından nasıl etkilendiğinin bilimsel yollarla araştırılmasıdır.

Sosyal Psikoloji insan etkilişimlerini ve bu etkileşimlerin psikolojik temellerini sistematik olarak inceleyen bir disiplindir. Kökleri 19.Yüzyılın sonunda Avrupa'da ortaya çıkan Völkerpsikoloji ve kitle psikolojisi akımlarına dayanır.

Völkerpsikoloji: 19.yüzyılda Almanya’da geliştirilmiş, kültürel davranışın tarihsel ve karşılaştırmalı olarak çalışılması gerektiğini öne süren bir sosyal psikolojik yaklaşımdır. 

Kitle Psikolojisi: 19.yüzyılın sonunda Fransız kuramcı Gustave Le Bon ile başlayan, bireysel psikolojiden farklı olarak kitlelerin kendine özgü psikolojisi olduğunu ileri süren bir sosyal psikolojik yaklaşımdır. 

Grup Zihni: Gustave Le Bon tarafından geliştirilmiş, çeşitli psikolojik mekanizmalar aracılığıyla, insan kollektivitesinin tek bir varlık, psikolojik kitle haline gelmesine işaret eden kavramdır.

Sosyal Etki, insanlar arasındaki etkileşimlerin, insanların düşünce ve davranışlarını etkilemesi olarak anlaşıldığında, sosyal psikolojinin ikna, tutum değişimi ve uyma davranışı gibi büyük bir alanını kapsamaktadır. 

Sosyal Etkileşim Alanı, sosyal davranışla, yani işbirliği ve çatışma, kişilerarası ilişkiler gibi insanlarla ilişkili davranışı kapsar. Sosyal etkinin ise bu alanlarla ilişkisi 2 yönlüdür; hem sosyal davranış hem sosyal algı alanındaki sosyal etkiden söz edilebilir. Dolayısıyla sosyal psikoloji, bu birbirine bağlı üç alanın toplamı olarak tanımlanabilir.

Davranışcı Sosyal Psikoloji: 20.yüzyılın başında ABD sosyal psikolojisinde ortaya çıkan ve gözlenebilir olan olguların çalışılması gerektiğini ileri süren sosyal psikolojik yaklaşımdır. 1920'lerde sosyal psikolojinin gelişimindeki diğer önemli bir olay da Thurstone ve arkadaşları tarafından tutum ölçüm teknolojisinin geliştirilmesidir.

1930’larda Almanya'da yükselen Nazizm dolayısıyla Avrupa'dan pek çok bilim insanı ABD'ye göç etti. Bu bilim insanlarından Kurt Lewin ve Solomon Asch ve Türkiye'den Muzafer Sherif (Muzaffer Şerif Başoğlu) ABD'deki sosyal psikolojiyi derinden etkilemişlerdir. Bu üçlü ABD'ye gittiklerinde davranışcılığın ağır bastığı bir sosyal psikoloji buldular. Gestalt psikolojisinden (temel olarak bütünselliğe önem veren bir psikolojik yaklaşım) etkilenmiş olan Lewin, Asch ve Sherif, bir yandan davranışçılığı reddettiler ve zihinsel olguları sosyal psikolojiye tekrar soktular, diğer yandan grup zihni yaklaşımını da reddettiler. Gestaltcı bakış açısından grubu gerçek bir psikolojik olgu olarak ele aldılar ve özellikle Lewin ABD'de grup süreçleri ve dinamikleri araştırmalarında bir geleneği başlattı. Bu gelenekte, Lewin'in öğrencisi Festinger'in grup içi süreçleri, kişilerarası etkileşimi ve sosyal etkiyi farklı biçimde anlamaya olanak veren sosyal karşılaştırma ve bilişsel çelişki kuramlarını anmak gerekir.

Sosyal Karşılaştırma: İnsanların kendi yetenek ve fikirleri hakkında bilgi sahibi olmak için kendilerini diğerleriyle karşılaştırma sürecidir.

Bilişsel Çelişki: Davranışla tutarsız olan tutumların yarattığı psikolojik sıkıntı ve bunun tutumları değiştirmek yönünde yarattığı baskıdır.

Sosyal Temsiller: Kurucusu Moscovici, sosyal olguların (örneğin: "yoksulluk" ve "delilik") verili bir kültür ya da toplumda anlaşılma biçimi ve bu anlama biçiminin söz konusu sosyal olguları yorumlamada bir temel sağlamasıdır.

Sosyal Kimlik: Kurucusu Henry Tajfel, bireyin benliğinin bir parçasını oluşturan, grup üyeliklerinden elde ettikleri kimliktir; bireyin benliğini başka bir parçasını oluşturan ve bireyin biricikliğiyle ilgili olan bireysel kimlikten farklıdır. 

Atıf Kuramı: Kurucusu Heider, insanların sosyal etkileşimde neden ve sonuç ilişkilerini nasıl çıkarsadıklarını açıklamak üzere geliştirilmiş bir yaklaşımdır. 

Sosyal Biliş: Nesneler değil, insanlar hakkındaki bilgiyi işlemeyle ilişkili zihinsel süreçlerin çalışılması ya da sosyal etkileşimle ilgili zihinsel süreçlerin çalışılmasıdır. 

Sınırlı Bilgi işleme: Kapasitesi insanın psikolojik kaynaklarının (örneğin; bellek ve dikkat) sınırlı olduğuna ve bu kaynakları korumanın psikolojik süreçlerin doğasını belirlediğine işaret eden bir terimdir.

Sosyal Psikolojide Araştırma Yöntemleri: Sosyal psikoloji bilimsel bir disiplindir. Bilimi diğer bilgi türlerinden ayıran, soruları yanıtlamada kullandığı yöntemdir. Sosyal psikologlar belirli bir olguyu betimlemek, iki olgu arasında bir ilişki olup olmadığını ve olgular arasındaki neden sonuç ilişkisini araştırmak için çeşitli yöntemler kullanmaktadırlar. Sosyal psikolojide kullanılan araştırma yöntemlerini deneysel yöntemler ve deneysel olmayan yöntemler olmak üzere iki geniş kategoride toplamak mümkündür.

Deneysel olmayan yöntemler; doğal gözlem, arşiv araştırması ve surveydir.

Doğal Gözlem: Belirli bir davranış konusunda doğrudan ve betimsel bilgi edinmenin yolu doğal gözlemdir. Söz konusu sosyal davranışı gözlemeyi, kaydetmeyi, not tutmak veya kamera çekimi ile kodlamayı içermektir. Sokakta yaşanan bir olayın ağaç arkasına saklanarak izlenmesi bir doğal gözlemdir.

Doğal Gözlemin Güçlü Yanları: 
  • Bu yöntem, doğal ortamında kendiliğinden ortaya çıkan bir davranışı araştırmada mükemmel bir yoldur 
  • Bu yöntemin kullanıldığı araştırmalar sık sık gerçek hayata uygulanabilen denencelerin geliştirilmesini sağlar, çünkü gözlenen gerçek hayattır.

Doğal Gözlemin Sınırlılıkları: 
  • Sayısal veri elde edilemediği için standartlaşma sorunu olabilir, 
  • Olaylarda insanlar ve zaman değişken olduğundan genel sonuç çıkarılmamalıdır, 
  • Gözlenme bilindiği andan itibaren tepkisel davranma ortaya çıkar. 

Korelasyon ve Korelasyon Yöntemi: İki ya da daha çok değişken arasındaki ilişkidir. Korelasyon Yöntemi; İki ya da daha çok değişken arasında kendiliğinden oluşan ilişkileri araştırma yöntemidir.

Survey: Davranışın ya da bir tutumun bir toplumda ya da belli bir grupta görülme derecesi ve bunların yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, sosyal ardalan vb. etmenlerle nasıl bir ilişki içinde olduğu araştırılmaktadır. Örneğin, lise gençliğinde uyuşturucu kullanma yaygınlığı nedir, uyuşturucu maddeye yönelik tutumlar nelerdir ve liselilerin uyuşturucular hakkındaki bilgi düzeyi nedir sorularına bu yöntem ile yanıt aranabilir. 

Surveyin Güçlü Yanları : 
  • Surveyle çok sayıda kişiden çok miktarda bilgi toplama olanağı vardır. 
  • Örnekleme tekniğiyle yapıldığı için, toplanılan bilgiden genelleme yapılır. 
  • Diğer yöntemlere göre zaman ve maddi kaynakların kullanımında tasarrufludur.

Surveyin Sınırlılıkları: 
  • Survey ile çok miktarda bilgi toplanır, ancak bu bilgi yüzeyseldir. 
  • Büyük örneklem alınması gereken durumlarda çok zaman ve paraya ihtiyaç vardır. 
  • Kendisine genelleme yapılmak istenen evren çok geniş ise, örneklem oluşturma bir sorun yaratabilir. Surveyde katılımcıların yanıtlarına bağlı kalma zorunluluğu vardır. Katılımcılar ise anket ve görüşmede çok çeşitli etmenlerin etkisi altında kalarak yanıt verebilirler.

Arşiv Araştırmasının Güçlü Yanları: 
  • Bu yöntemde cansız materyaller kullanıldığı için, insanların yer aldığı yöntemlerde ortaya çıkan sorunlar (yanıtların kişilik, beklenti gibi etmenlerden etkilenmesi gibi) bulunmamaktadır. 
  • Bu yöntemle, bir olgunun zaman içindeki değişimi ve gelişimi izlenebilir. 
  • Geçmişteki bir olguyu araştırmak için tek yoludur. 

Arşiv Araştırmasının Zayıf Yönleri:
  • Araştırmacı sadece var olan bilgiyle yetinmek zorundadır. 
  • Materyal çok olduğunda, materyalden örneklem seçimi, daha sonra tüm materyale bir genelleme yapılacağı için önem taşımaktadır.

Deneysel Yöntemler laboratuvar deneyleri ve alan deneyleridir.

Deneysel Yöntemlerde Kullanılan Sistemler: Örneğin, televizyon programındaki şiddetin çocukların daha sonraki davranışları üzerinde bir etkiye neden olup olmadığını sınayan bir araştırmada, televizyon programındaki şiddet düzeyi bağımsız değişken, çocukların saldırganlık içeren davranış düzeyi bağımlı değişkendir. 

Bağımsız Değişken: Bir deneyde bağımlı değişken üzerindeki etkisini görebilmek için değişime uğratılan değişkendir. 

Bağımlı Değişken: Bir deneyde bağımsız değişkende yapılan değişimlerin, üzerinde yol açacağı etkiyi görmek için ölçülen değişkendir. 

Denek: Bir deneyde tepkileri ya da cevapları gözlenen ya da ölçülen bireylerdir. 

Deney Grubu: Bir deneyde bağımsız değişkende yapılan değişimin uygulandığı gruptur. 

Kontrol Grubu: Bir deneyde bağımsız değişkende yapılan değişimin uygulanmadığı ve deney grubu ile karşılaştırmak için kullanılan gruptur.

Laboratuvar Deneylerinin Güçlü Yanları: 
  • Değişkenler arasında kesin bir nedensel ilişki kurmak ve denence sınamak en fazla laboratuar deneyinde mümkündür. 
  • Alan deneyi de dahil olmak üzere diğer tüm araştırma yöntemleri içinde kontrolün en üst düzeyde olduğu yöntemdir. 
  • Bütünüyle yapay bir ortamda gerçekleştirildiğinden, laboratuarda elde edilen sonuçların kesinliği de yüksektir. 

Laboratuvar Deneylerinin Sınırlılıkları: 
  • Laboratuvar deneyleri yapay bir ortamda gerçekleştirildiğinden, burada elde edilen sonuçları gerçek yaşama genellemek zordur. 
  • Gerçek yaşamdaki tüm deneyimler laboratuarda araştırılmaya uygun değildir. Örneğin, yoğun korku, nefret ve saldırganlık gibi duygular laboratuarda çalışılamaz. 
  • Sosyal psikolojide olduğu gibi laboratuarda denek olarak insan kullanılınca, kaçınılmaz olarak sonuçlar insanların önyargılarından, kişilik özelliklerinden ve beklentilerinden etkilenmektedir.
  • Laboratuvar deneylerinde deneklerin tepkisel davranmalarını önlemek amacıyla, deneyin amacının gizlenmesi ve insanların kandırılmaları önemli bir etik sorundur.

Alan Deneyinin Güçlü Yanları: 
  • Doğal ortamda yapılmış olsa da temel olarak deney yöntemi kullanılmış olduğundan, alan deneylerinde denence sınaması kolaylıkla yapılabilir. 
  • Alan deneyi doğal ortamda gerçekleştirildiğinden, sonuçların gerçek yaşama genellenme sorunu yoktur. 
  • Alan deneyi laboratuarda araştırılması zor olan konular için daha uygundur. Sosyal etki, propaganda gibi konular doğal ortamda daha kolay çalışılabilir. 

Alan Deneyinin Sınırlılıkları: 
  • Alan deneyi değişkenler arasında nedensel ilişki kurulmasına izin verse de, bu ilişki laboratuar deneyindeki kadar kesin değildir. Çünkü bu yöntemde araştırmacının kontrolü daha düşüktür. 
  • Bu yöntemde de deneklerin tepkisel davranma olasılığı vardır. Dolayısıyla deneklerin kandırılması etik bir sorun olarak alan deneylerinde de yaşanmaktadır.
--------------------------------------------------------------------
Kitle psikolojisi yaklaşımının önde gelen temsilcisi Gustave Le Bon'dur.
Kitle psikolojisi yaklaşımının temel fikri grup zihnidir.
Halk Psikolojisi olarakta tercüme edilen Sosyal psikoloji kavramı Völkerpsikoloji kavramıdır.
Völkerpsikoloji Wilhelm Wundt tarafından geliştirilmiştir.
Psikolojik sosyal psikolojinin temsilcisi McDougall'dır.
Psikolojideki davranışcılığı sosyal psikolojiye Floyd Allport taşımıştır.
Tajfel sosyal kimlik yaklaşımını geliştiren kuramcıdır.
Sosyal temsiller yaklaşımını Moscovici geliştirmiştir.
Atıf kuramının temeli Heider atmıştır.
Sosyal psikolojide en az kullanılan yöntem arşiv araştırmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü