30 Ekim 2013 Çarşamba

Psikolojide Araştırma Yöntemleri

FELSEFE Ders Notları
Psikolojiye Giriş
Psikolojide Araştırma Yöntemleri
Psikoloji Biliminin Özellikleri

Psikoloji Bilimi Tüm insanları ilgilendiren Sorularla ilgilenir ve Bu Bilgileri Tüm insanlığın Ortak Birikimi Addeder : Tüm insanlığı ilgilendiren sorularla ilgilenen bilim, tüm insanlığın hizmetine adanmıştır. Örneğin şirketler kendi ürünlerini nasıl daha fazla satabileceklerini görmek için pazar araştırması yaparlar. Bu araştırmalarda anket ve deney gibi bilimsel yöntemlerden yararlanılır ama elde edilen bilgiler tüm insanlıkla paylaşılmaz ve şirket çıkarlarına hizmet eder. Psikoloji bilimi ise bütün insanlığı ilgilendiren bilgiler edinmeyi amaçlar. Bilim tüm insanlığa mal olmuş bir uğraş olduğu için bilimsel bilgiler açıkça paylaşılır. Paylaşılmayan bilgi bilimin bir parçası olamaz.

Psikoloji Bilimi Gözlemlerle Sınanabilir ve Yanlışlanabilir Önermelerden Oluşur : Bilimin temelinde otoritelerin görüşleri, yaygın inançlar, şahsi sezgiler değil, herkes tarafından nesnel olarak tasdik edilebilecek gözlemler yatar. Bu sebepten dolayı bilim gözlem ve akıl yürütme yoluyla tüm insanların üzerinde uzlaşabileceği önermelerden oluşur. Bugün Freud’un psikanalitik kuramları bilimsel kabul edilmemektedir çünkü önermeler gözlemlerle doğrulanamamıştır. Bu, bilim insanlarının her zaman görüşlbirliği içinde olduğu anlamına gelmez. Bir konu henüz tam anlaşılmamışsa o konu hakkında farklı teoriler üretilir ve bilim insanları bu teoriler arasında hangisinin daha geçerli olduğunu bulmak için deney ve gözlemler yapar. En nihayetinde hangi teorinin gerçeğe daha yakın olduğuna karar verecek olan ampirik gözlemlerdir. Uzun vadede bir teoriyi destekleyen gözlemler biriktikçe o konuda bilimsel bir görüşbirliği oluşmaya başlar.

Psikoloji Bilimi Kendi Hatalarını Düzeltecek Bir Mekanizma Üzerine Kurulmuştur : Bilimin diğer bilme biçimlerinden ayrılan bir özelliği kendi hatalarını düzeltecek bir mekanizma üzerine kurulmuş olmasıdır. Bilimsel bilgilere güvenmemizin sebebi budur. Bilim insanları ortadaki kanıtlara ve argümanlara bakarak fikirlerini değişltirirler. Yeni gözlemler, yeni teoriler ortaya çıktıkça eskileri gözden geçirilir ve kimi önermeler elenir. Bu bilimin zayıflığı değil aksine gücüdür. Bilime güvenmemizin sebebi asla değişmeyecek bilgileri şaşmaz bir kesinlikle göstermesi değil, eleştiriye, kendini gözden geçirmeye, eksiklerini tamamlamaya daima açık bir faaliyet olmasıdır. Zamanında kabul görmüş inanışlar bilimsel bir mercekten geçirilmiş olmasa bugün hâlâ dünyanın evrenin merkezinde olduğunu ya da kafatası şeklinden bir insanın karakterini tahlil edebileceğimizi sanmaya devam ediyor olabilirdik.

Psikoloji Bilimi Birikerek İlerler :  Newton, ‘Eğer daha ilerisini görebildiysem bunun sebebi devlerin omuzları üzerinde durmamdır,’ demiştir. Newton bu sözüyle kendinden önce gelen bilim insanlarının kendi bilimsel faaliyetlerine katkısından bahsetmektedir. Her yeni nesil araştırmacı bilimsel yolculuğuna geçmişten süzülüp gelmiş bilgi birikimini özümseyerek başlar. Bilgi üretimi bu birikimin üzerine inşa edilir. Bu süreç uzun vadede bilginin sistematik biçimde birikimine yol açar. Elbette, kimi zaman daha önceki nesillerin bulgu ve teorileri reddedilebilir. Ama yine de her nesil önceki nesillerin ürettiği yöntem ve bilgileri kendine çıkış noktası alır. Böyle olmasaydı da her nesil
bilimsel çalışmalara sıfırdan başlamak zorunda kalsaydı bugün evreni, hayatı, ve insanları anlayışımız çok ama çok daha sınırlı olurdu.

Bilimsel Süreç : Bilimsel İlkelerin Somutlaşmış Hali

Bilimin tüm insanlıkla paylaşılmak amacıyla edinilen bilgilerden oluşmaktadır. Bir araştırmacı ne kadar önemli bir bulguya ulaşmış olursa olsun, başkalarıyla paylaşılmadıkça bir değeri yoktur. Bu paylaşım günümüzde bilimsel dergiler yoluyla olmaktadır. Bilim insanları elde ettikleri bulguları paylaşıma sunmak için makaleler yazıp bu makaleleri dergilerde yayınlatmak için uğraşırlar.

Birikererek ilerleme prensibi gereğince araştırmacılar çalışmalarında konu ile ilgili diğer yapılmış çalışmalara atıfta bulunurlar.Bilimsel bir makalede dikkat edilmesi gereken bir nokta metodu açıkça ortaya koymaktır. Bunun nedeni benzer çalışmaları yapacak araştırmacıların testleri tekrarlamak istemeleri gerekirse ellerinde yeteri kadar bilgi olması gereğidir.

Araştırmacılar yazdıkları makaleleri meslektaşlarının eleştirmelerini isterler. Böylelikle makalenin hatalı  eksik yada anlaşılmaz olması riskini azaltmaya çalışırlar. Meslektaşlardan alınan bilgiler ile gerekli düzeltmeler yapılır ve araştırmacı makalesini yayın için bilimsel bir dergiye gönderir.

Sözdebilim
Bilimin gerektirdiği standarları taşımadığı ve bilimsel araştırmalarla desteklenmediği halde bilimselmiş gibi sunulan bil ve pratiklere Sözdebilim denir. Sözdebilim toplumda bilime duyulan saygı ve güvenin kötüye kullanılmasıdır. Bilimden en büyük farkı sunmuş olduğu iddialar değil iddiaları öne sürerken bilimsel ilkeleri ve süreçleri izlememesidir.

Sözdebilimi Nasıl Tanırız ?
  • Sıklıkla bilimsel tınılı terimler kullanarak bir bilimsellik kisvesi yaratır.
  • Test edilip doğruluğu sınanamayacak önermeler yapar.
  • Bilimsel ilke ve süreçlerden kopuktur.
  • Çoğunluklar ticari amaçlar için yapılmaktadır.
Kavram ve İşlemsel Tanım

Gündelik deneyimlerin parçası olan birçok olgu psikolojinin ilgi alanına girer. Hafıza, yaratıcılık, kişilik, önyargı, zekâ, liderlik, empati, maddiyatçılık, mutluluk, kadercilik, nezaket, özgüven, dikkat, korku, ahlâk, ve sevgi psikolojinin incelediği kavramlardan yalnızca birkaçıdır. Dikkat ederseniz bu
kavramların ortak özelliği mutlak bir fiziksel tanımları olmayan soyut kavramlar olmalarıdır.

Kavramları Ölçmenin Faydası Nedir?

Eğer kavramları sayılara dönüştürebilirsek onları daha yüksek bir hassasiyetle tasvir edebiliriz. Sayısallaştırma aynı zamanda bize elimizdeki bilgileri kıyaslama imkânı verir. Sayısallaştırma bireyler hakkındaki bilgileri birleştirip daha genel bilgilere varmamıza imkan tanır.

İşlemsel Tanım

Bir kavramın alabileceği değerleri sayılara dönüştürmeye yarayan tanıma işlemsel tanım denir. İşlemsel tanım sayesinde bir kavramı bir rakama çevirebiliriz. Kavramları sayılara dökerek hem daha net bir bilgiye hem de bu bilgiyi başka bilgilerle ilişkilendirme gücü kazanırız. Ölçümlediğimiz değerler üzerinden ortalama almak gibi işlemler yaparak grupları kıyaslayabiliriz.

Kavramsal  Geçerlilik

İşlemsel tanımımızın ölçmek istediğimiz kavramı doğru ölçebilme derecesine kavramsal geçerlilik
(conceptual validity) denir. Yüksek kavramsal geçerliliği olan bir işlemsel tanım ilgilenilen kavramın farklı değerlerini hassasiyet ve kesinlikle ölçer.

Ölçümsel Güvenirlilik

Bir ölçeğin yüksek kavramsal geçerlilik (reliability) taşıması için öncelikle güvenilir olması gerekir. Güvenilir bir ölçek aynı koşullar altındaki her ölçümde aynı sonucu verir. Bunun için ölçek rastlantıya bağlı ölçüm hatalarından arınmış olmalıdır. Psikolojide de güvenilir bir ölçek benzer koşullarda benzer değerleri veren bir ölçektir.

Güvenilir bir ölçek kavramsal geçerliliğin ilk şartıdır. Ama elimizde güvenilir bir ölçek olması bu ölçeğin ilgilendiğimiz kavramı ölçtüğü anlamına gelmez. Güvenilir ölçümler yüksek kavramsal geçerliliğe ulaşmamız için gereklidir ama yeterli değildir.

Duyarsız İşlemsel Tanımlar

Yüksek kavramsal geçerliliğe ulaşmamız için elimizdeki işlemsel tanımın güvenilir olmasının yanı sıra bize hassas ölçümler vermesi gerekir. Duyarsız bir ölçek ölçülen kavramın farklı düzeylerini birbirinden ayıramayan bir ölçektir.

Kirlenmiş İşlemsel Tanımlar

Bir işlemsel tanımın geçerliliğine gölge düşürecek bir başka unsur da ölçülen dışında başka kavramları ölçmesidir. Aynı anda ilgilenilen kavramın dışında kavramları da ölçen bir işlemsel tanıma kirlenmiş işlemsel tanım denir. Böyle bir tanım kullanıyorsak bir kavramı ölçtüğümüzü sanırken başka bir kavramı ölçüyor olabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü