11 Nisan 2015 Cumartesi

Bilişsel Gelişim

FELSEFE Ders Notları 2
Eğitim Psikolojisi
Bilişsel Gelişim


Piaget, zihinsel etkinliklerin nasıl oluştuğu üzerinde odaklaşarak kuramını geliştirmiştir Piaget zihinsel gelişim süreçlerini, akıl yürütme (uslamlama) işlemlerini, biyolojik temelini de göz ardı etmeksizin inceleyerek bilime çok önemli katkılar getirmiştir  Piaget deneylerinde, problem çözme durumunda çocukların, aynı yaşlarda benzer, farklı yaşlarda ise birbirinden farklı zihinsel etkinlikler sergiledikleri gözleminden yola çıkmıştır. İncelemeleri sonucu çocuklar arasındaki bu farklılığın, sahip oldukları bilgi birikiminden çok, durumu, olayı, problemi daha kapsamlı olarak ele almalarından ve daha karmaşık zihinsel işlemlerde bulunmalarından kaynaklandığını saptamıştır. Piaget bilişsel gelişimin birbirleriyle ilişkili dört faktörden etkilendiğini öne sürmüştür.

Bu Faktörler; Olgunlaşma, deneyim, sosyal etkileşim ve dengelemedir. Bunlardan olgunlaşma; gelişimin fiziksel alanıyla ilgilidir. Bu faktör özellikle merkezi sinir sisteminin olgunlaşmasını içerir.  Deneyim ise; fiziksel ve zihinsel etkinlikleri içerir. Deneyimler yaşamın ilk yıllarında yakalama, emme, yürüme,koşma,tırmanma fiziksel yönü ağırlıklı iken,ilerleyen yıllarda somut objeler hakkında düşünme ve giderek objelerle ilgili süreçler hakkında düşünme gibi soyut özellikler taşır. Sosyal etkileşim ise, oynama, konuşma ve diğer insanlarla iletişimi içerir. Diğer faktör olan dengeleme; yukarıda belirtilen üç faktör olan olgunlaşma,tecrübe ve sosyalleşme süreçlerini bir araya getirerek bilişsel yapıyı inşa etmeyi ve de yeniden inşa etmeyi içeren bir kavramdır.

Biliş: Algılamayı, tanımayı,akıl yürütmeyi ve yargılamayı içeren bilginin elde edilmesi eylemi ve sürecidir. Biliş, bilgiyi nasıl organize edeceğimizi, düzenleyeceğimizi, biçimini nasıl değiştireceğimizi belirler. 

Olgunluk: Belli becerileri kazanmaya hazır olunan andır.  

Bilişsel Yapılar:Bireyin gerek dış dünyadan gelen uyarıcıları-bilgileri işlemesine ortam yaratan hazır oluşluğudur.  

Şema: Kişilere, nesnelere veya olaylara onların anlamını oluşturmak için uygulanan örgütlü düşüncedir. Örnek: Bir topu alırken, alma şemanızı kullanırsınız. Topu birisine atarken ise bakma şemanızı ve atma şemanızı kullanırsınız.  

Korunum: Bir nesnenin sayı veya miktar gibi özelliklerinin görümündeki farklılıklara veya yüzeysel değişikliklere rağmen değişmeyeceğini anlama yönündeki bilişsel beceridir.  

Dengelenim: Bir denge durumu veya yeni bir duruma uyum sağlama becerisidir. Örnek: Bebeğin eline aldığı her nesneyi ağzına götürdüğünü düşünecek olursak Piaget’e göre bebeğin objeleri ağzına götürerek özümlediğini söyleyebiliriz. Her bir nesneyi ağzına götürdüğünde bebek "bu nesne ağza götürülebilir" ya da "bu nesne ağza götürülemez" diye şemalar oluşturmaktadır. Böylelikle de bir süre sonra gerçek dünyaya daha uyumlu hale gelir. )   

Özümleme: Yeni bilgiyi ve fikirleri almaya ve bunları varolan bilgilere veya şemalara uygun hale getirme işlemidir.(ilk kez görülen bir kaplana kedi demek..)  

Uyma: Var olan bilgiyi ayarlamayı veya şemaları yeni bilgilere ve fikirlere uydurmayı içeren işlemlerdir. Örnek: Kaplan vahşi bir hayvan onunla kedi gibi oynanmaz...Örnek:Çocuk oyuncağını eline alırken yakalama şemasını kullanması durumu özümlediğini göstermektedir.

Örgütleme: Elde edilen bilgilerin, daha sonra kullanılmak üzere, benzerlik ve farklılıklara göre sınıflanarak, gruplandırılması gerekir. Örnek:  Amcasının babasının kardeşi olduğunu öğrenen çocuk ikinci bir bilgiye  ihtiyaç duymadan dedesinin amcasının babası olduğunu bilir. Bu durum örgütlemenin ürünüdür.

Piaget'in Bilişsel Gelişim Dönemleri
  • Duyusal - Motor Dönemi (Bebeklik - İki Yaş)
  • İşlem Öncesi Dönem (İki Yaş - Yedi Yaş)
  • Somut İşlemler Dönemi (Yedi - Oniki Yaş)
  • Soyut İşlemler Dönemi (Oniki Yaş - Yetişkinlik)
Duyusal - Motor Dönemi (Bebeklik - İki Yaş) : Piaget'e göre bebekliile iki yaş arası dönemdir. Doğuştan getirilen duyusal özelliklerin ağırlıklı olarak kullanıldığı ilk dönemdir. Dönemin temel zihinsel etkinliği çevreyle duyular arasındaki etkileşimdir. Bebekler bu dönemde deneyimlerine isim verecek dile ve sembollere sahip olmadan ve olayları fikirleri anımsamadan o anki deneyime bağlanırlar. Bebekler neler olduğunu görür ve bunu hissederler.

Örnek :Eğer çocuk yaptığı davranışın sonucundan haz alıyorsa parmaklarını açma ya da kapama gibi bazı refleks hareketlerini düzenli olarak yapmaya başlar. Çocuk başlangıçta rastlantısal olarak yaptığı bir eylemin sonucundan zevk alırsa bu davranışını tekrarlamaya başlar. Yatağının üzerinde asılı duran oyuncağa değdiğinde ses çıkardığını fark etmesi gibi. 

İşlem Öncesi Dönem (İki Yaş - Yedi Yaş) : İşlem öncesi dönemde, düşünmenin niteliği değişir. Artık çocuklar bir önceki gelişim dönemindeki gibi yakın duyusal çevreye bağımlı değildir  İşlem öncesi dönemde, dikkati çeken bir özellik de benmerkezliliktir.  Benmerkezlilik, çocuğun veya ergenin kendi bakış acısı ile baska bir bireyinki arasında ayrım yapamamasıdır.

Piagete göre  iki yaş-yedi yaş arasındaki yıllarda sezgilerin klavuzlugunda işlem yapılan dönemdir.  

İşlem öncesi döneme Örnekler: Noel Baba'nın gerçek olduğuna inanma, annesi hastanede doğum yapan bir çocuk annesi eve bebekle geldiği için annesinin hastaneye her gidişinde eve bir bebekle döneceğini bekleyebilir. Bu dönemdeki cocuklar şu konularda zayıftırlar. Olayların sırasını açıklamak, sebep sonuç ilişkilerini açıklayamazlar, sayıları ve ilişkileri anlayamazlar. Kuralları hatırlayamazlar, 

Tersine Çevrilemezlik: İşlem öncesi dönemdeki bir çocuğun bir işlemi zihninde tersine çevirmedeki bilişsel sınırlılığıdır. Örnek: 3+4'ün 4+3 ten farklı olduğunu düşünecektir. 

Animizm: Çocuk cansız nesnelere de canlılara özgü nitelikler yükler. Örnekler: Deniz kıyısından çakıltaşı toplayan bir çocuk sadece bir taş almak yerine birden fazla taş toplayabilir. Bunun nedeni sorulduğunda çocuk "canları sıkılmasın" diye cevap verebilir.

Somut İşlemler Dönemi (Yedi - Oniki Yaş) :  Somut işlemler dönemi, ilköğretimin ilk kısmına karşılık gelen yılları kapsamaktadır.  Çocuk bu dönemde bir önceki dönemde kazandığı kavramlar üzerinde daha karmaşık zihinsel işlemler yapabilir hale gelmiştir. Nesnenin korunumunu kazanırlar. Çocuklar işlem öncesi dönemde bu beceriye sahip değilken somut işlemler döneminde sayı, madde, uzunluk, alan, ağırlık ve hacim korunumunu kazanırlar. Örnek: Bu dönemdeki  bir çocuğa, bir grup çocuğun fotoğrafı gösterilip, ne gördüğünü anlatması istendiğinde Somut İşlemler Dönemi çocuğu, "Elbiseli ve pantolonlu kızlar, gözlüklü ve gözlüksüz oğlanlar var. Buradaki çocukların bir kısmı kısa saçlı, bir kısmı da uzun saçlı." gibi açıklamalarla, birden çok özelliği aynı anda dikkate alabilir.

Soyut İşlemler Dönemi (Oniki Yaş - Yetişkinlik): Piaget'in kuramına göre en üst düzey soyut işlemler dönemidir. Hipotezler kurabilir. Düşüncelerini organize edebilir. Bu yıllarda düşünceler hakkında düşünebilme yetisinin yer aldıgı dönemdir. Bu dönemde en üst düzeyde zihinsel işlemler yapılır.

Ergen Benmerkezciliği: ELKIND tarafından ortaya konulan bu kavramdır. Ergenlik döneminde gözlenir. Ergenin hem bedeninde hem kişiliğinde  yogun değişiklikler oluşur.

Çifte Mesaj: Ergenlere ebeveynlerinin kimi zaman çocuk, kimi zaman da yetişkin  gibi davranırken ilettikleri mesajlardır.

Hayali Seyirci: Kendisiyle aşırı ilgili olan ergen, sanki çevresindeki bütün insanların da, kendisiyle aynı derecede ilgili olduğuna inanmaya başlar. Adeta sahnede oynayan bir aktris ya da aktördür. Bütün spotlar onun üzerine çevrilmiştir.

Ergen kendine öylesine bir dünya kurar ki oun yaşadıklarını, değil bu dünyada, bu evren kimse yaşamamıştır. Yaşadığı duygular, düşünceler açısından evrende biricik olduğuna inanır. ELKIND tarafından KİŞİSEL EFSANE olarak adlandırılan böylesi bir düşünceyi, her ergen geliştirmeyebilir.

Fiziksel Gelişim

FELSEFE Ders Notları 2 
Eğitim Psikolojisi
Fiziksel Gelişim


İnsan gelişimi, doğum ile başlamayıp, doğum öncesinde döllenme ile başlayan bir süreç içerir. Doğum öncesi gelişim de, genellikle dölüt, embriyo ve fetüs gibi gelişim evrelerine ayrılarak açıklanır. 

Döllenme: Anne ve babadan gelen 23 çift kromozomun anne karnındaki yumurtada birleşmesidir.
Zigot: Döllenmiş yumurtaya zigot adı verilir. Genetik yapısı 23 anneden 23 babadan olmak üzere toplam 46 kromozomdan oluşur.
Dölüt: Döllenme ile başlayan  (zigot) ilk iki haftalık zaman dönemidir
Embriyo: 3-8 hafta arasındaki organların biçimlendiği döneme denir. Embriyo gelişerek vücut organlarını meydana getirecek tabakalar meydana getirmeye başlar. Bunlar;
Ektoderm: En dıştaki tabakadır. Duyu organları, sinir sistemi, dış deri, saç, tırnak ve dişlerin bir kısmı oluşur.
Mezoderm: Orta tabakadır. Kas, iskelet sistemleri ile salgı ve dolaşım sistemleri meydana gelir.
Endoderm: İç tabakadır. Sindirim, solunum, karaciğer, akciğer gibi önemli organlar meydana gelir.
Fetüs: 3.Aydan itibaren başlar. Doğuma kadar devam eden organların büyüdüğü dönemdir. 
Bu dönemde; 
  • Kaslar gelişmeye başlar,  
  • Dördüncü ayda anne fetusu hissetmeye başlar,
  • Kalp atışı düzenlidir, 
  • Nefes alıp verebilir (6. ayda)
  • 4. ve 5.aylarda temel vücut yapısı tamamlanır. 
  • Cinsiyet belirlenebilir.
  • 5. aydan sonra beyne gönderilen uyaranlara tepki vermeye başlar
  • Beynin 7. 8. aylarda çalışmaya başladığı iddia edilmektedir.
  • Beynin gelişmesiyle organizma artık hem biyolojik hem de psikolojik bir varlık demektir.
  • Doğduğunda boyu 50 cm. Ortalama ağırlığı ise 3200 gramdır.
İnsan yaşamında fiziksel gelişimin enyoğun olduğu dönem doğum öncesi dönemdir.

Otozom: Vücut kromozomlarıdır. 22 çifttir
Genozom: Cinsiyet kromozomlardır. 1 çifttir.
Genotip : Anne babadan kalıtım yoluyla geçen yapılan ifade eder.
Fenotip: Genetik yapının çevrenin etkisiyle oluşan dışarıdan gözlenebilen şeklidir. Dış görünüştür
Androjeni: Bireyin kendi cinsiyetini reddetmeden erkek ve dişi özelliklerini potansiyeli ölçüsünde taşımasıdır.

Yumurta ve spermde 23'er kromozom bulunur. Bunlar birleşince zigotu oluşturur. 46 kromozom meydana gelir Her kromozom içinde yaklaşık 20.000 gen bulunur, Kişinin tüm genetik özelliklerin kodlandığı DNA’lar bu genlerde bulunur.

Genler baskın ve çekinik olmak üzere iki çeşittir.
Down sendromu genetik bir bozukluktur.  
Erkeğin cinsiyet kromozomları XY düzenindedir.
Kadının cinsiyet kromozomları her zaman XX düzenindedir.

DNA, GEN, KROMOZOM, ZİGOT, DÖLÜT, EMBRİYO, FETÜS şeklinde bir gelişim sırası işlemektedir.

Görme Duyusu: Yeni doğan bebeklerin görme duyusu gelişmiş duyularından birisi olmaklar birlikte yetişkinlerin düzeyinde değildir.
İşitme Duyusu: Yeni doğan bebekler, işitme sisteminesahiptir ve doğdukları andan itibaren işitebilirler. İlk bir kaç gün kulakları sıvı dolu olup bu sıvı işitmesini güçleştirebilir. Ancak birkaç gün içerisinde bu sıvı yok olur ve sesi ayırt etme kapasiteleriartar.

Koku Duyusu: Yeni doğan bebekler, yetişkinler kadar olmasa da doğdukları zaman çeşitli kokuları ayırt edebilmektedirler. Araştırmalar, yeni doğan bebeklerin hoş ve hoş olmayan kokuları ayırt edebildiklerini göstermektedir.

Tat Alma Duyusu: Yeni doğan bebekler, tatlı, ekşi, acı, tuzlu gibi temel tatları ayırt edebilmektedirler.

Dokunma Duyusu: Yeni doğan bebeklerde, dokunma duyusu gelişmiştir. Bebekler kendilerine dokunulduğu zaman tepki olarak bazı reflex eylemler sergilerler.

Motor Gelişim: Hareketlerin gelişimini ifade eder. Motor gelişim bebeğin gelişen hareket becerisine bağlı olarak bedenini  gittikçe artan bir biçimde kontrol altına alması demektir. 

Motor Becerileri: Yürüme, elle tutma, kavrama, bağırsakları ve sidik torbasını kontrol etme temel motor becerilerdir. 

Motor Gelişim Aşamaları Şunlardır: İlk hareketler oturma, emekleme, destekle yürüme, bağımsız yürüme...Bebek doğduğunda vücudunu kontrol edecek güçte değildir. Bebekte bu dönemde reflektif ve denetimsiz vücut hareketleri gözlenir. Beş aylık bebek başının kontrolünü sağlayabilir Bebek yedi aylık olunca kendi başına oturabilir. Sekizinde ayda destekle ayakta durabilir. Onuncu ayda emekler ve on birinde ayda elinden tutularak yürüyebilir. Çocuk yaklaşık 12 aylık olunca bağımsız olarak yürüyebilir.

Fiziksel Gelişim 3-5 Yaş : İlk çocukluk döneminde büyüme değeri azalır kaba ve ince motor becerilerin gelişimi hızla artar.

Gelişimin Temelleri

FELSEFE Ders Notları 2   
Eğitim Psikolojisi 
Gelişimin Temelleri

Gelişim: Organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal, sosyal yönden belli koşulları olan en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kaydeden değişimdir. Organizmanın büyüme, olgunlaşma, öğrenme etkileşimleri ile sürekli olarak ilerleme kaydetmesidir. Gelişme bir "üründür"’ve buna bağlı olarak "olgunlaşma bir "süreç"’ olmaktadır. Olgunlaşma ve öğrenme olmadan da "gelişim" olmaz. 

İnsanlardaki gelişimsel değişmeler niceliksel ve niteliksel olarak iki türlü gerçekleşmektedir.   
  • Niceliksel Değişme: İnsan gelişiminde miktardaki, sıklıktaki, büyüklükteki ve süredeki kolaylıkla ölçülebilen ve gözlemlenebilen değişmelerdir. 
  • Niteliksel Değişme:  Yaşam boyunca insanların fonksiyonlarındaki değişmelerdir.
Gelişim fiziksel, bilişsel ve psikososyal gelişim alanlarında gerçekleşmektedir.

Fiziksel Gelişim: Kişinin bedeninde ve anatomik özelliklerinde meydana gelen değişmeler.
Bilişsel Gelişim: Zihinsel aktivitelerde ortaya çıkan değişmelerdir. Algı, bellek, düşünme, problem çözme, akıl yürütme, dil gibi zihinsel aktivitelerdeki değişmelerdir.
Psikososyal Gelişim: Kişinin duygu, motivasyon, değer yargılar, kişilik ve diğer insanlarla ilişkileri ile ilgili olan değişmeleri kapsamaktadır.

Günümüzde kalıtım ve çevrenin insan gelişimini etkilemesi hakkında "hangisi" ve "ne kdar" soruları yerine, her ikisinin "nasıl" etkileştikleri sorusuna cevap aranmaktadır.

Türe ve bireye özgü kalıtımsal özellikler, döllenmeden ölüme kadar gelişimin bazı alanlarında güçlü etkilere sahiptir. Tüm insan hücrelerinde 23 çift kromozom bulunmaktadır. Bunlardan 22 çifti "otozom kromozomları" 23.çifti ise "cinsiyet kromozomudur". Bu çiftler kadın ve erkek olmayı belirlemektedir.  Bebeğin cinsiyeti, erkek sperm hücresinden hangi kromozomun döllenmiş yumurtaya geçtiği ile belirlenmektedir. 

Genotip: Bireyin sahip olduğu genetik özelliklerdir.
Fenotip: Bireyin sahip olduğu gözlenebilen özeliklerdir.
Androjen Kimlik: Bireyin hem kadın hemde erkeklere özgü olan cinsiyet rollerini kendi cinsiyeti içerisinde barındırmasıdır.

Doğum öncesi gelişimde çevresel faktörler, bebeğin doğum öncesinde ve sonraki gelişiminde önemli etkilere sahiptir. Bu çevresel faktörler annenin beslenmesi, annenin geçirdiği hastalıkları, ilaçlar ve kimyasal maddeler, annenin sigara içmesi ve alkol kullanması ve radyasyona maruz kalmasının yanı sıra annenin durum şeklinde ifade edilebilir.
Doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrasında ortaya çıkan çevresel faktörler, gelişimin bir çok alanında etkili olmaktadır. Örneğin cinsiyet, kuvvetli ve kalıtımsal temele sahip olmakla birlikte cinsel kimlik, çevresel faktörler tarafından etkilenebilmektedir.

Bebeklerde fiziksel ve sosyal faktörler bir arada zihinsel gelişimi etkilemektedirler.

Gelişim Süreci: 
  • Büyüme : Organizmada meydana gelen fiziksel ve fizyolojik değişikliklerdir.
  • Olgunlaşma : Genetik olarak programlanmış olan ve zamanla kendiliğinden düzenli bir sıra içerisinde ortaya çıkan biyolojik temelli değişikliklerdir.
  • Öürenme : Bireyin çevresi içerisindeki yaşantıları yoluyla meydana gelen, oldukça kalıcı olan davranış değişiklikleridir.
Büyüme, olgunlaşma ve öğrenme; yaşantı sonucu kişide gözlenebilir nitelik ve nicelik boyutundaki değişiklikleri içerir. Gelişimde bedensel özellikler birbirleriyle ilişkili olarak bir bütünlük içinde değişir. Örneğin bir çocuğun ıslık çalabilmesi parmaklarındaki kasların olgunlaşmasıyla ilgilidir. Çocuk, parmakla dudak arasındaki iş birliği sonucu ıslık çalma eylemini gerçekleştirir. Islık çalma eyleminde bireyden beklenen çaba, bireyin gelişiminde kendisinden beklenen görevleri yapabilecek davranış değişikliğini gösterme çabasıdır.

Büyüme ile gelişim birbirine karıştırılmamalıdır. Büyüme daha çok fiziksel özellikler için, gelişme ise fiziksel özelliklerin yanı sıra sosyal, duygusal ve zihinsel özellikleri de kapsayacak şekilde kullanılır.

Kritik Dönem Görüşü : Embriyolojik gelişimden hareketleortaya konulmuştur. Embriyonun geliştiği ilk 12 hafta içerisinde organ dokuları farklılaşmaktadır ve birçok organın temel yapıları ortaya çıkmaktadır.

Duyarlı Zaman Aralıkları : Gelişimsel kazanımlar da, belirli bir yaşantının, en çok etkileme potansiyeline sahip olduğu belirli zaman dilimleridir.

Gelişimin Temel İlkeleri
  • Gelişim birikimlidir.
  • Gelişim kalıtım ve çevrenin etkileşimi sonucunda gerçekleşir. 
  • Gelişim süreklidir ve belli aşamalar halinde gerçekleşir. 
  • Gelişim nöbetleşe gerçekleşir.
  • Gelişim baştan ayağa içten dışa doğru gelişir.
  • Gelişim genelden özele doğru gelişir. 
  • Gelişim bir bütün içerisinde gelişir.
  • Gelişimde kişiler arası farklılıklar vardır.
  • Gelişim bir bütündür.
  • Gelişimde kritik dönemler vardır. 
Gelişim Dönemleri
  • Doğum Öncesi Dönem: Döllenmeden doğuma kadar olan dönem.
  • Bebeklik Dönemi: Doğumla başlar ve yaklaşık 2 yaşına kadar sürer.
  • İlk Çocukluk Dönemi: 2 yaşından 5-6 yaşına kadar süren bu dönem "okul öncesi" olarak adlandırılmaktadır.
  • İkinci Çocukluk Dönemi: 6 yaş civarında başlar ve yaklaşık 11 yaşına kadar devam eder.
  • Ergenlik Dönemi: 11-13 yaşlarında başlayıp 18-20 yaşlarında son bulan bu dönemde, gelişimin bşr çok alanında hızlı değişimler yaşanmaktadır.
  • Genç Yetişkinlik Dönemi: 20'li yaşların başlarından 30'lu yılların ortalarına kadar sürer. Bu dönem ekonomik ve kişisel özgürlüğün kazanıldığı, mesleki gelişimin sözkonusu olduğu, bir başkasıyla yakın ilişkiler içerisinde yaşamanın öğrenildiği, bir eşin seçildiği, bir ailenin kurulduğu ve çocuk yetiştirilmeye başlandığı zamandır.
  • Orta Yetişkinlik Dönemi: Bu dönem yaklaşık 30'lu yılların ortalarından 60'lı yılların ortalarına kadar sürmektedir.
  • İleri Yetişkinlik Dönemi: 60'lı veya 70'li yıllarda başlar ve ölümle son bulur. Bu dönem azalan güce, bozulan sağlığa, emekliliğe ve azalan gelire uyum sağlama zamanıdır.
Gelişim Ödevleri
 
Bebeklik Dönemi Gelişim Ödevleri
  • Doğumdan sonraki çevresel değişikliklere uyum sağlama
  • Nefes almayı öğrenme
  • Emmeyi gerçekleştirebilme
  • Günün belli saatlerinde uyumayı ve uyanık kalmayı öğrenme
  • Katı yiyecekleri yemeyi öğrenme
  • Tuvalet alışkanlığını kazanma
İlk Çocukluk Dönemi Gelişim Ödevleri
  • Yürümeyi ve konuşmayı öğrenme
  • El göz koordinasyonunu gerçekleştirme
  • Öz bakım becerilerini (yemek yeme, giyinme gibi) kazanma
  • Cinsiyet farklılıklarını öğrenme
  • Anne, baba, kardeş ve yaşıtlarla yakın ilişki kurmayı öğrenme
  • Toplumun doğru ve yanlış olarak kabul ettiği kuralları öğrenmeye başlama
İkinci Çocukluk Dönemi Gelişim Ödevleri
  • Bedenini tanıma, kabullenme ve olumlu tutumlar geliştirme
  • Yaşıtlarıyla iyi ilişkiler kurmayı öğrenme
  • Cinsiyet rollerini kazanma
  • Okuma, yazma, matematik gibi temel okul becerilerini kazanma
  • Vicdan ve değerler sistemi oluşturma
  • Kişisel bağımsızlığını kazanma
Ergenlik Dönemi Gelişim Ödevleri
  • Her iki cinsiyetteki yaşıtları ile yeni ve daha olgun ilişkiler kurma
  • Cinsiyetlerine uygun sosyal rolleri kazanma
  • Aileden duygusal bağımsızlığını kazanma
  • Bir meslek seçme ve buna hazırlanma
  • Evliliğe ve aile kurmaya hazırlanma
  • Toplumsal sorumlulukları isteme ve gerçekleştirme
  • Kendine özgü bir değerler sistemi geliştirme
Genç Yetişkinlik Dönemi Gelişim Ödevleri
  • Bir mesleğe hazırlanma
  • Bir işe girme ve bir meslekte ilerleme
  • Toplum tarafından onaylanan bir sosyal gruba girme
  • Bir eş seçme ve eşiyle hayatını sürdürebilme
  • Çocuk yetiştirme
  • Evin yönetimine katılabilme
  • Toplumsal sorumlulukları alma
Orta Yetişkinlik Dönemi Gelişim Ödevleri
  • Yetişkinlere özgü toplumsal sorumlulukları alabilme
  • Ekonomik yaşam koşullarını oluşturma ve devam ettirme
  • Sorumluluk sahibi yetişkinler olmalarında ergenlik çağındaki gençlere rehberlik etme
  • Boş zamanlarını değerlendirecek etkinlikler geliştirme
  • Bedeninde oluşmaya başlayan fizyolojik değişikliklere uyum gösterme
İleri Yetişkinlik Dönemi Gelişim Ödevleri
  • Azalan fiziksel güç ve bozulan sağlığa uyum sağlama
  • Emeklilik ve azalan gelire uyum sağlama
  • Eşin ölmesi sonucunda ortaya çıkan yeni koşullara uyum gösterme
  • Yaşıtları ile yakın ilişkiler kurma
  • Kendi durumuna uygun fiziksel yaşam koşullarını düzenleme
  • Toplumsal sorumluluklarını yerine getirme

Eğitim ve Psikoloji İlişkisi

FELSEFE Ders Notları 2  
Eğitim Psikolojisi
Eğitim ve Psikoloji İlişkisi

Bireyin Gelişiminde Eğitim Sürecinin Rolü: Bireyler; yaşam boyunca düzenli ve sistemli bir biçimde değişmektedirler. Gelişim olarak nitelendirilen bu değişimler ise büyüme ve olgunlaşma ve öğrenme süreçleri yoluyla gerçekleşmektedir.

Çocuğun öğrenme yaşantıları yoluyla gelişiminde, içinde bulunduğu çevrenin koşulları ve çevrenin çocuğa yönelik davranış ve tutumları belirleyici olmaktadır. Ancak, gelişme sadece çocuğun büyümesi ve olgunlaşması ile gerçekleşmemektedir. Ayrıca öğrenme yaşantıları da çocuğun büyümesi ve olgunlaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Hem de çocuğun bilişsel ve psikososyal yönlerden de gelişimini sağlamaktadır.

Bireyin yeteneklerinin belirlenmesinde kalıtımsal faktörler oldukça belirleyici olmakla birlikte bu potansiyelin nasıl ve ne kadar ortaya çıkacağını belirlemede ailenin, okulun ve toplumun özellikleri etkili olmaktadır. 

Çağdaş eğitim anlayışında, eğitim öğrencilerin gelişimine yönelik oluşturulmakta, konu veya öğretmen merkezli bir anlayış yerine öğrenci merkezli bir anlayış sağlanmaktadır.
Çağdaş eğitim anlayışında, bireyin her yönden bir bütün olarak gelişimini sağlamayı hedefler.

Çağdaş eğitim anlayışında, geleneksel biçimde öğretim ve yönetim hizmetlerine yer verilmekle birlikte, öğrenci kişilik hizmetlerine de yer verilmektedir. Öğrenci kişilik hizmetleri kapsamında okul ortamında öğrencilere sağlık, sosyal yardım, rehberlik, özel yetiştirme ve sosyal, kültürel hizmetler verilebilmektedir.

"Bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kısıtlı ve istendik davranış değişikliği meydana getirme süreci" olarak tanımlanan eğitimin, bireyin süreci olarak tanımlanan eğitimin, bireyin her yönden gelişimini sağlayacak davranış değişiklikleri oluşturmaya çalışması gerekir.

İlk çocukluk yıllarından itibaren eğitim kurumları olan okullarda öğrenme yaşantıları yoluyla bireyin gelişimi sağlanmaya çalışılmaktadır. Her bireyin gelişimi kalıtımsal ve çevresel faktörler nedeniyle birbirinden farklıdır. Bu nedenle, eğitim sürecinde bireyler arasında bireysel farklılıklar vardır.

Ortaöğretim yıllarında ise soyut kavramlar ile kendi düşüncelerini ifade etmeye, olaylar arasında sebep sonuç ilişkileri kurmaya, kendi yetenekleri ile bir meslek seçmeye başlar.

Yükseköğretim yıllarında ise bir mesleğe hazırlanırken aynı zamanda çevresiyle yakın ilişkiler geliştirmeyi öğrenirler. Dolayısıyla eğitim sürecinde öğrencilerin yapmış oldukları çok sayıda davranış  değişiklikleri onlardaki gelişmelere  yol açar. Böylece eğitim sürecinde birey her yönden gelişir.

Bazı öğrenciler bu davranışları başarırken, bazıları zorlanır. Bazı öğrenciler hiç istenmemesine rağmen diğer arkadaşlarına karşı küçümseyici, fiziksel şiddet davranışları sergileyebilirler.

Bireylerin sağlıklı bir biçimde gelişmelerini sağlamak için bu davranışlarının anlaşılması ve buna uygun bilimsel çözümlerin sergilenmesi gerekir.

Hem eğitim hem psikoloji alanı bireyin davranışları ile ilgilidir. Eğitim bireylerde istendik davranış değişikliği yapmaya çalışırken, psikoloji davranışı ve altında yatan nedenleri anlamay ve açıklamaya çalışır.

Eğitim Psikolojisi öğrenme-öğretme sürecini inceleyen bir bilimsel çalışma alanıdır.

Tarihsel açıdan eğitim psikolojisi; 20.YY başlarında önce psikolojideki öncü kuramcılar tarafından başlatıldı. W.JAMES, J.DEWEY ve E.L.THORNDIKE gibi öncü kuramcılar eğitim psikolojisi alanını yarattılar ve biçimlendirdiler.

W.JAMES çocuklara eğitim vermede psikolojinin uygulamalarını tartıştı ve eğitimi geliştirmek için sınıfta öğrenme ve öğretmede gözlemin önemini vurguladı.

J.DEWEY çocukların sıralarında sessizce oturmalarıve alışılmış mekanik bir biçimde pasif olarak öğrenmeleri gerektiği düşüncesinin yerine, çocukların aktif öğrenen olarak görüldüğünde daha iyi öğrenilebileceğini belirtmiştir. Eğitimin tüm çocuklar üzerinde odaklanmasını, çocukların sınırlı bir biçimde akademik konularla eğitilmemesi gerektiğini, çocukların nasıl problem çözücüler olunacağını öğrenmeleri gerektiğini ve çocuğun çevreye uyumunun önemini vurgulamıştır.

E.L.THORNDIKE öğrenmenin bilimsel temelini geliştirmiştir. Ölçme ve değerlendirme üzerine yoğunlaşmıştır. Okulların en önemli görevinin çocukların muhakeme etme becerilerini geliştirmek olduğunu ve eğitim psikolojisinin bilimsel temele sahip olması gerektiğini ileri sürmüştür.

SKINNER 1950'lerde eğitim psikolojisinden etkilendi ve öğrencinin pekiştirilmesi üzerine programlanmış öğrenme kavramını geliştirdi.

BLOOM 1950'lerde öğretmenlerin, öğrencilerin kullanmasına ve geliştirmesine yardım ettiği hatırlama, kavrama, analiz, sentezleme ve değerlendirmeyi içeren bilişsel beceriler taksonomisini ileri sürdü.  

Eğitim Psikolojisinin Temel Boyutları: Eğitim sürecinde ve sınıf ortamında gelişim psikolojisinin bilgilerini ve öğrenme psikolojisinin bilgilerini ve öğrenme psikolojisinin ilkelerini kullanma oluşturur. Eğitim psikolojisi ortaya koyduğu bulgular ile öğretmenlerin nitelikli bir biçimde öğrenme öğretme sürecini gerçekleştirmelerine katkıda bulunur. 

Eğitim sürecinde eğitim psikolojisi bilgileri ve anlayışı ile hareket eden öğretmenler olaylara çok yönlü bakabilmeli ve öğrenci davranışlarını çok yönlü değerlendirebilmelidirler.

Eğitim psikolojisi eğitim uygulamasının pek çok yönleri hakkında içgörü sağlayabilir.
Eğitim psikolojisi öğrenmeye ilişkin önemli fikirler sunar.

Öğrenme yaşantıları, çocuğun büyüme ve olgunlaşmasında önemli rol oynar bilişsel ve psikososyal yönlerden gelişimini sağlar.

Eğitim psikolojisinin yanıtlarını aradıgı sorular? Okulda ögrencinin sosyal becerileri nasıl gelişiyor ve ögretmenin sınıf içi davranışları nasıl olmalıdır.

14 Şubat 2015 Cumartesi

PHP'de Değişken Kavramı (PHP Variables)

PHP'nin en büyük avantajı bir Script dili olmasıdır. PHP'nin bir Script Dili olması demek Compiler yardımıyla derleme usulü değil yazılan PHP kodlarının PHP desteği olan bir sunucuda çalışabilmesidir. Bu durum büyük ölçekli projelerde ciddi bir zaman kazancı sağlamaktadır. Örneğin ASP.NET ile proje üzerinde çalışırken projenizi çalıştırmanız gerekir fakat aynı uygulamayı PHP ile yaparsanız, proje üzerindeki bir dosyayı değiştirerek, derleme yapmadan uygulamanıza kaldığınız yerden devame debilirsiniz.

PHP'de değişkenler, sabitler ve dizinleri, projenizin içinde kullanacağınız verileri tutacak kutucuklar olarak düşünebilirsiniz. Kısaca değişkenin amacı bir değeri tekrar tekrar yazmak yerine onu tek bir kod ile kullanabilmektir. Değişkenler tüm programlama dillerinde vardır. 

Basit bir örnekle açıklamak gerekirse masanızda bir kutu olduğunu düşünün. İçerisine eşyalar koyuyorsunuz. ve kutu üzerindeki tanımlayıcı ismi değiştirebiliyorsunuz. Diyelim ki içine az kullanılan ama saklanması gereken önemli evraklarınızı koymak istediniz...bu durumda kutunun üzerine ne yazardınız? Tabiki Önemli Evraklar ismiyle bir tanımlama yapıp kutunun üzerine yapıştırırdınız. Bu tanımlamada önemli nokta ifadenin kısa, net ve özetleyici olarak kutu içeriğini doğru temsil edebilmesidir. Eğer sadece Evraklar yazsaydık içeriğin önemini atlamış olurduk.  

Php'de değişkenlerin kullanım şekli: $ (dolar işareti) ile birlikte yanına yazdığımız değer o değişkenin adını belirler. Değişken isimleri büyük-küçük harfe duyarlıdır.  En çok kullanılan değişken tipleri Integer ve String tipleridir. Integer tipi değişkenler sayılar için, String tipi değişkenler karakter dizileri için kullanılmaktadır. 

Değişken Tanımlama ve Atama Örnek:
<?php
$metin="Merhaba Dünya!";
$sayi=66;
?> 
İlk örneğimizde değişkenlerimizi tanımladık ve onlara istediğimiz değerler ile atama işlemini gerçekleştirdik. Dikkat edilirse değişkenlerimizde ne tür bir değer saklayacağını belirtmedik. PHP'de değişken tiplerinin belitilmesine pek fazla ihtiyaç olmaz. Veri tipini belirtmememizin nedeni PHP'nin  değişkene atanan değere göre türünü otomatik olarak kendisi ayarlamasıdır. Bu yönüyle PHP bize oldukça esneklik kazandırmaktadır.

Değişken tanımlarken nelere dikkat etmeliyiz?
  • Bir değişkenin adı harfle yada _ ile başlamalıdır.
  • Değişken isimlerinde boşluk bırakılmamalıdır. 
  • Boşluğun yerine _ işareti kullanabilirsiniz.
  • Değişken isminde a-z, A-Z, 0-9 ve _ karakterlerinin dışında başka bir karakter kullanamazsınız.
NOT: PHP dilinde büyük küçük harf ayrımı olduğunda $adi ile $Adi değişkenlerinin farklı değişkenler olduğunu unutmamalıyız.

String Tipinde Değişken Tanımlama Örnek:
<?php
$adSoyad= "İbrahim BAYRAKTAR";
?> 
Örneğimizde $adSoyad yazarak değişkenimizin ismini belirledik. Sonra ="İbrahim BAYRAKTAR"; tanımlaması ile $adSoyad değişkenimize İbrahim BAYRAKTAR değerini atadık. Bu işlemde atanan değeri çift tırnaklar " " arasına yazdık ve satırın sonunu ; (noktalı virgül) ile bitirdik. Eğer satır sonlarına ; koymazsak syntax hataları ile karşılaşırsınız. Sıra geldi değişkenimizi ekrana yazdırmaya:
<?php
$adSoyad= "İbrahim BAYRAKTAR";
echo $adSoyad;
?>

Kodlarımızı phpOrnekler adında bir klasöre uzantısı php olacak şekilde ornekDegiskenler adıyla kayıt edelim ve sunucumuzda dosya adını yazarak test edelim. Sayfada, $adSoyad değişkenine atadığımız değer olan İbrahim BAYRAKTAR yazdığını göreceksiniz.

PHP'de metin kullanırken mutlaka tırnak içerisinde kullanılması gerekir. Aksi takdirde PHP yorumlayıcısı bu metni komut olarak algılayacak ve bu nedenle syntax hatası verecektir. Düz metin içeren yerlerde tek tırnak, metin içerisinde değişken kullanmak istediğimizde çift tırnak kullanılır. 
<?php
$adSoyad= 'İbrahim BAYRAKTAR';
echo 'Ad Soyad: '.$adSoyad;
?> 

PHP'de nokta işareti birleştirmek demektir. JAVA'daki + işareti gibi...

Metnimiz içerisine 30$ ifadesini yazmak istersek ne yapmalıyız?
Metinlerimizde tırnak veya dolar işareti gibi PHP'nin algılayacağı (PHP için özel anlam ifade eden karakterler) yazmak istediğimizde o işareti yorumlayıcı tarafından etkisiz kılmamız gereklidir. Bunun için "\" işareti kullanılır.
<?php
$para= "30\$";
?> 

Integer Tipinde Değişken Tanımlama Örnek:
<?php
$sayi = 66;
echo $sayi;
?>
Yine string örneğimizde olduğu gibi phpOrnekler klasörümüzde bir dosyaya kaydedelim adres satırına dosya adresini yazarak test edelim. Çıktı olarak ekran 66 değeri yazdırılacaktır.

PHP'de bir değişken önceden tanımlanmadan kullanılır. Bir değişken tanımlandığında, o değişken bu değeri ilk kez alıyordur. Buna bağlı türü, yapısı vb. değişkenlik gösterebilir. Bu durumun istisnası DEFINE (tanım, değer) komutudur. Böylelikle $ işareti ile başlamayan değişmez bir değer oluşturmuş oluruz.
<?php
   define('PI', 3.14);

   echo PI;  

?> 
Değişken Değerini Değiştirmek Örnek:
<?php

$adSoyad= 'İbrahim BAYRAKTAR'; 
echo "Birinci Değer: $adSoyad'dır.<br />"; 

$adSoyad= 'Samet ULUTÜRK';
echo "İkinci Değer: $adSoyad'dır.";

?>
Örneğimizde $adSoyad adında bir değişken tanımladık ve bu değişkenimize ilk olarak "İbrahim BAYRAKTAR" değerini atadık. Daha sonra bu değişkeni echo ile yazdırdık ve ardından $adSoyad değişkenimize "Samet ULUTÜRK" değerini yeniden tanımlayıp yine echo ile ekrana yazdırdık.

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü