Felsefe Nedir? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Felsefe Nedir? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Temmuz 2014 Pazar

Felsefe Nedir?

FELSEFE Ders Notları 2
FELSEFE
Felsefe Nedir?

Karl Marx: "Filozofların şimdiye kadar dünyayı sadece anlamaya çalıştıklarını oysa önemli olanın dünyayı anlamaktan ziyade onu değiştirmek olduğunu" öne sürmüştür.

Sokrates: Felsefeyi esas itibariyle bir eleştiri ve sorgulama, karşılıklı bir tartışma faaliyeti olarak ifade etmiştir. Bu nedenle Sokrates insan zihnini tembelleştirdiğine inandığı yazılı söze değer vermemiş ve fikirlerini ortaya koyduğu yazılı hiç bir şey bırakmamıştır.

Phaidon Diyaloğunun Konusu - Hapishanedeki Sokrates

Doğurtma Yöntemi - Sokrates

Yazılı Eser Bırakmayan Filozof - Sokrates

Konfüçyüs: Doğu felsefesinin, Batı'daki filozof ya da bilgelerden, Yunan tarzı felsefe anlayışından farklı olarak doğayla veya şeylerin özüyle hiç ilgilenmediğini öne süren filozoftur.

Felsefe esas olarak düşünmeye ve sorgulamaya istekli insanların aralarında gerçekleştirdikleri ve entellektüel alışveriş süreçleri içinde, karşılıklı tartışmalarla ortaya çıkabilecek olgudur.

Phileosophia: Bilgelik Sevgisi (phileo:sevmek) (sophia:bilgelik) 

Felsefeyi Felsefe yapan şey: Tefekkür, Sorgulama ve Tartışmadır.

Aristoteles: Felsefenin Antik Yunan'daki doğuşunda ilk felsefeci ya da filozofların duydukları merak ve hayretin çok belirleyici bir rol oynamış olduğunu söyler. Nitekim Batı Felsefesinin ilk filozofu olarak kabul edilen Thales'le ilgili olarak aktarılan öykü yada anektod, bu durumu iyi bir biçimde açıklar.

Platon varlığı görünüşler ve idealar dünyası olarak ikiye ayırmış ve felsefeyi bütün disiplinlerin kraliçesi olarak adlandırmıştır.  

Mağara Benzetmesi - Platon
Üç Hayat Öğretisi Resmi - Platon
İdealist Bütünleştiriciliğin ilk ve en önemli Temsilcisi - Platon

Hobbes: "Gördüğü  olayların sebeblerini araştırmak insanoğlunun doğasına özgüdür. Bazıları daha çok araştırır, bazıları daha az ama herkes kendi iyi  ya da kaderinin sebeblerini araştıracak kadar meraklıdır." diyordu.

Felsefe, kalıcı ve nihai gerçekliğe nufuz edebildiği, gerçekten var olanın ne olduğunu gösterebildiği içindirki ön kabullere, sorgulanmamış kanaatlere, kısmi görüşlere ihtiyaç duymaz.

Felsefe, Platon'un gözünde kesin bilgiyi mümkün kılan yegane nesneler ortak İdeaları, yani ezeli-ebedi değişmez varlıkları konu aldığı içindir ki filozof doğallıkla çok özel türden bir bilgeliği, yani gerçekliğin hakiki doğasıyla ilgili kesinliği arayan kimse olarak ortaya çıkar.

Dünyanın açıklanması ve anlamlı kılınması, insanın çok boyutlu yapısı veya farklı katmanlara ayrılmış manevi gerçekliği sayesinde, dört eksen üzerinde gerçekleşir; Bilim, Din, Sanat ve Felsefe

Bilim ve Felsefe: Din ve Sanattan rasyonel bir temele dayanma, anlamlı kılma ve açıklama faaliyetine aklı katma noktasında farklılık gösterir. En güzel örnek: Muthos (Efsane) dan Logos'a geçiş olgusudur.

Nedensellik konusunu ilk ve en ayrıntılı bir biçimde ele alan kimselerin  Aristoteles, David Hume ve Immanuel Kant  gibi filozoflar oldukları söylenebilir.

Epistomoloji Konuları : Bilginin Doğruluğu, Bilginin Kaynağı, Bilginin Sınırları, Bilginin İmkanı

Felsefenin varlığı konu alan alt dalı Metafiziktir.

Felsefenin Alt Dalları:
  • Metafizik (varlık)
  • Epistemoloji (bilgi) 
  • Etik ve Estetik (değer)
Bilim ve Felsefe Arasındaki Farklar
  • Bilim ve Felsefe akla dayanan disiplinlerdir. Fakat yöntemleri farklıdır.
  • Bilim nesnel normlarla iş görür, felsefe ise öznel bir çaba olarak ortaya çıkar.
  • Bilim varlığı parçalar ve belli yönden ele alır, Felsefe ise onu bütün olarak ele alır.
  • Bilimden kanıtlamanın yerini ispat alır, felsefe ispat yada kanıtlamadan ziyade gerekçelendirme veya haklılandırma işlemine karşılık gelir.
Foucault'un geliştirdiği kavram  "iktidar - bilgi" kavramıdır.

Kant varlığın yapısının, Tanrı'nın varoluşu ve ruhun doğasıyla ilgili soruların ortak paydasını oluşturan temel bir nokta olduğunu öne sürüyordu.

Felsefenin Kurucu veya Bütünleştirici Boyutu 
Felsefenin kurucu veya bütünleştirici boyutu aslında, insanın zihninin bilişsel gelişiminin veya aklın bir hedefe yönelimli çalışmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Felsefede de söz konusu olan şey, bu olmuştur. Batı felsefesinin ilk filozofu olan Thales ile Anaksimandros ve Anaksimenes, dış dünyaya baktıklarında neredeyse sonsuz sayıda farklı şeyden oluşan birçokluk görmüş ve bu çokluğun ancak kendisinden türemiş olduğuna inanılan bir birliğe indirgenerek anlamlı kılınabileceğini düşünmüştü. Bu durum, gerçekten var olanın öz ya da kavram cinsinden olduğunu, gerçekliğin maddi olmayan bir yapı sergilediğini dile getiren idealist bir felsefenin kurucu yaklaşımıyla gerçekliğin madde cinsinden olduğunu ileri süren materyalist bir felsefenin birincisine karşıt bütünleştirici yaklaşımı üzerinden çok daha iyi bir şekilde ifade edilebilir. Bunlardan birincisi Platon’un idealizmi, ikincisi ise materyalist düşünürler tarafından geliştirilen atomcu teoridir. Söz konusu her iki teori de en yüksek düzeyde kurucu veya bütünleştirici teoriler olup varlığın bir alanına değil, neredeyse tüm yönlerine, hakikatin bütününe anlamlı açıklamalar getirmiştir.

Felsefenin Analitik Boyutu 
Felsefeci, felsefenin analitik veya çözümleyici boyutu söz konusu olduğunda, kavramları açıklığa kavuşturmaya, kavramlar arasındaki ilişkileri gözler önüne sermeye, akıl yürütme ya da çıkarımların mantıksal yapısını serimlemeye, düşünce ya da tezlerin sağlam bir şekilde gerekçelendirilmesine çalışır.

Felsefenin Eleştirel Boyutu 
Felsefenin kavramları analiz eden, düşünceler arasındaki ilişkileri araştıran analitik boyutuyla varlığın veya dünyanın çok çeşitli unsurlarını birbirine bağlayan kurucu veya bütünleştirici boyutunu  tamamlayan boyutu eleştirel boyutudur. Aslında o, felsefenin tamamen yeni bir yönü olmayıp bir anlamda ya analitik boyutun derinleştirilmesinden ya da çözümleyici boyut ile bütünleyici boyutun daha bir üst düzeyde sentezlenmesinden oluşur.

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü