Çatışma Teorisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çatışma Teorisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Nisan 2015 Pazar

İşlevselcilik - Çatışma Teorisi ve Sosyolojik İmgelem

FELSEFE Ders Notları 2
Modern Sosyoloji Tarihi
İşlevselcilik - Eleştirel Gelişmeler / Çatışma Teorisi ve Sosyolojik İmgelem


İşlevselcilik özellikle 1950’lerden sonra çok sayıda eleştiri almıştır. İşlevselciliğe yöneltilen en önemli eleştirilerden bazıları yine Amerikalı bir sosyolog olan C. Wright Mills cephesinden gelmiştir. Mills genel olarak Amerikan sosyolojisindeki, hem Parsons örneğindeki "Grand Teori" geleneğine hem de aşırı ampirist yaklaşımlara eleştirel yaklaşmıştır. Bunların yerine ise Mills makroskobik ve moleküler dediği iki araştırma yolu arasında mekik dokuyan uygulamalı araştırmalara dayalı değerlendirici bir sosyoloji önermiştir. Yapısal işlevselciliğe özellikle çatışmayı yeterince analiz etmemesi nedeniyle, Mills dışında başka cephelerden de çok sayıda eleştiri gelmiştir. 

Nihayetinde bu eleştiriler 1950’lerin sonu ile 1960’ların başı itibariyle Ralf Dahrendorf, Lewis A. Coser, John Rex, David Lockwood, Raymond Aron ve Randall Collins gibi sosyologların çalışmaları çerçevesinde Marksist olmayan yeni bir çatışma teorisinin gelişmesine neden olmuştur. 

Temelde Weberyan bir bakış açısına dayanan ve çatışmanın toplumda geçici değil, sürekli bir öğe olduğunu savunan bu teori, yapısal işlevselciliğin ihmal ettiği çatışmayı toplumsal analize dahil etmeye çalışmıştır. 

Soyutlanmış Ampirizm/Deneyimcilik Mills’in Sosyolojik İmgelem adlı çalışmasında "ortaya atığı ve ampirizmi bilimle eşitleyip kantitatif araştırma tekniklerini fetişleştiren sosyologların çalışmalarını adlandırmak amacıyla kullandığı bir terim"dir.

Sosyolojik İmgelem: Bireylerin kişisel yaşamlarındaki sorunlarla toplumsal düzeydeki sorunlar arasındaki ilişkiyi görebilecek bir bakış açısına ve yeteneğine sahip olmaları olarak tanımlanabilir.

Mills’in Sociological Imagination adlı çalışması Türkçe'ye Sosyolojik imgelem, Toplumbilimsel Düşün, Sosyolojik Tasarım ya da Sosyolojik Tahayyül olarak çevrilebilmektedir. İşlevselcilerin aksine Mills Amerikan toplumsal yapısını çözümlerken güç/iktidar analizi üzerinde odaklanır.

Mills'e göre iktidar seçkinleri üç kurumun komuta yerlerindeki seçkinlerden oluşmaktadır: 
  1. Büyük şirketlerin, özellikle savaş endüstrisini elinde tutan büyük şirketlerin yöneticileri,
  2. Ordunun üst rütbeli subayları,
  3. Federal hükümetin başındaki siyasal yöneticilerdir.
Mills'in Sosyolojik Yaklaşımı: Mills, Marksist olmamakla birlikte Marksizm'den oldukça uzak olan Amerikan sosyolojisinde bir yandan Marksist geleneği sürdürmeye çalışmış, bir yandan da Amerikan sosyolojisinin o dönemde ana akım teorisi olan yapısal işlevselciliği eleştirmiş, bu nedenle oldukça radikal bir pozisyonda kalmıştır. Mills bir yandan yapısal işlevselciliği ve büyük teorileri (grand teori) eleştirirken diğer yandan da bilimi ampirizimden ibaret sayan ve ayrıntılarla uğraşan mikrobakışlı ampirist yaklaşımları eleştirmiş, sosyolojinin makroskobik ve moleküler adını verdiği iki araştırma yolu arasında mekik dokuyan değerlendirici bir sosyoloji olması gerektiğini savunmuştur. Mills’e göre bu yol, en basit tanımıyla bireylerin kişisel yaşamlarındaki sorunlarla toplumsal düzeydeki sorunlar arasındaki ilişkiyi görebilecek bir bakış açısına veya yeteneğe sahip olmaları anlamında kullandığı sosyolojik imgelemi geliştirmenin ve uygulamanın en iyi yoludur.
Coser çatışma kuramı içinde ele alınmakla birlikte çalışmaları işlevselciliğe oldukça bağımlı özellikler gösterir. Coser çatışmayı çözümlerken George Simmel'in çatışma üzerine olan görüşlerinden oldukça etkilenmiş ve çatışmanın toplumsal yarar sağlayabileceği yönündeki düşünceyi büyük ölçüde Georg Simmelin Çatışma adlı klasik eserini yeniden formüle ederek geliştirmiştir.

Coser'a göre çatışma grup kimliğinin oluşumu ve sürdürülmesi üzerinde olumlu işlevsel bir etkiye sahiptir.

Coser’a göre çatışma düşmanlıkların serbestçe dile getirilmesini ve böylece "havanın temizlenmesini" sağlar.

Coser yakın toplumsal ilişkilerde hoşnutsuzlukların dile getirilmesinin ilişkilerin sürdürülmesini sağlama ve grubun çözülmesini engelleme gibi bazı olumlu işlevlere sahip olduğunu öne sürer.

Coser'ın işlevselciliğe katkısı konsensüsün yanı sıra çatışmanın da toplumsal yapıda denge sağlayıcı ve istikrar getirici bir etkiye sahip olduğunu göstermesidir.

Cooser - 1954 - Toplumsal Çatışmanın İşlevleri adlı çalışmasında çatışmanın toplumda her zaman var olduğunu ve sadece "parçalayıcı", "negatif" bir faktör olmadığını, grup ya da kişiler arası ilişkilerde bireylerin gruptan çekilmelerini önleyerek grup sınırlarının korunmasına katkıda bulunma gibi önemli işlevlere sahip olduğunu dile getirir.

Coser'ın çatışma teorisinin temel özellikleri: Coser'ın çatışma teorisi büyük ölçüde Simmel'in formel sosyoloji anlayışına bağlı kalan, yani çatışmayı bir sosyalleşme biçimi olarak gören, aynı zamanda çatışmanın olumlu işlevlerine odaklanarak bir bakıma yapısal işlevselci yaklaşımı da tamamlamaya çalışan bir teoridir. Coser için bir yapıda veya ilişkide çatışmanın ortaya çıkmaması o yapının veya ilişkinin çok istikrarlı olduğu anlamına gelmez, çünkü çatışma, grubu birbirine bağlayabilir, grup birliğini koruyabilir, emniyet supabı işlevi görerek yapıdaki gerginliğin yapıışına atılmasını sağlayarak yapıya denge ve istikrar getirebilir.

Dahrendorf: Türkçeye baskı veya zorlama olarak çevrilen coercion, Dahrendorf'un çalışmalarında zorlayıcı ve sınırlandırıcı meşru bir güç olan otorite konumundakilerin kitleleri itaat ettirme güçleri anlamında kullanılmaktadır.

Dahrendorf için kapitalizm endüstriyel toplumun sadece bir formudur.

Literatürde büyük ölçüde aynı anlamda kullanılan postkapitalist ve post endüstriyel toplum, "özel mülkiyetin, sınıfsal çıkarların ve sınıf çatışmasının "eksen ilkeler" olarak merkezi önemlerini kaybettiği bir toplumsal formasyonu oluşturmaktadır."

Dahrendorf postkapitalist olarak adlandırdığı toplumda çatışmanın üretim araçlarına sahip olanlar ile olmayanlar arasında değil otorite konumunda olanlarla ona tabi olanlar arasında ortaya çıktığını savunmuştur.

Dahrendorf'un Postkapitalist toplumsal formasyona dönüşümde rol oynayan  önemli değişimlerden bazılarını sınıflar:
  • Sermayenin Ayrışması
  • Emeğin Ayrışması
  • Yeni Orta Sınıf'ın gelişmesi
  • Toplumsal hareketliliğin artması
  • Eşitliğin Artması
Dahrendorf’a göre otorite: Normlar tarafından belirlenmiş belirli toplumsal rol ve mevkilere iliştirilmiş meşru güçtür.

Dahrendorf, otorite konumunda, yani egemen olanlarla tabi olanlar arasındaki ilişkileri yarı gruplar, çıkar grupları ve çatışma grupları kavramları çerçevesinde incelemeye çalışır. Buna göre her topluluk ve örgütte otorite konumundaki grubun çıkarları ile otoriteye tabi olan grubun çıkarları arasında bazen açık ancak çok defa gizli bir gerilim ve çatışma vardır. Yani grup çıkarları açık çıkarlar yada gizil çıkarlar olabilir. Gizil grup çıkarları açık amaçlar olarak ortaya çıkmadıkları müddetçe yarı grup çıkarlarıdır.

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü