11 Temmuz 2014 Cuma

Antropoloji Nedir?

FELSEFE Ders Notları 2
Antropoloji
Antropoloji Nedir ?

Antropoloji; kültür bilimidir. Antropologlar tüm toplumları, kültürleri, insan kalıntılarını ve fiziksel, biyolojik yapılarını inceler. İnsanın iskelet, kafatası gibi fiziki yapısını araştıran antropoloji, insanlık tarihinin en eski dönemlerinin aydınlatılmasına yardımcı olur.  

Bu bilim insanı kültürel, toplumsal ve biyolojik çeşitliliği içinde anlamaya; insanlığı başlıngıcından beri insanların çeşitli koşullara nasıl uyarlandığını, bu uyarlanma biçimlerinin nasıl gelişip değiştiğini, çeşitli küresel olayların nasıl dönüştüğünü görmeye ve göstermeye çalışır.  

Antropoloji en geniş anlamı ile insan bilim demektir.

Temel İlkeleri

Bütüncülük, Evrensellik, Uyarlanma, Bütünleşme, Kültürel Görecilik, Karşılaştırmacılık
Antropolojinin üç temel sorusu: Toplumun ölçeği büyüdükçe ve toplum karmaşıklaştıkça çatışmalı öğeler artar, toplumun katmanları arasında çıkar ayrılıkları ortaya çıkar. Büyük ölçekli toplumlarda antropolog için o toplumu bütünlüğü içinde görmek zorlaşır. 

Bu çeçevede antropolojinin üç temel sorusu vardır:
  1. İnsanlar, toplumlar ve kültürler neden ve nasıl değişirler?
  2. İnsanlar, toplumlar ve kültürler neden farklıdırlar ve nasıl farklılaşırlar?
  3. İnsanlar, toplumlar ve kültürler neden ve nasıl benzeşirler?
Sosyal-Kültürel Antropoloji: İnsanın, biyolojik varlığının dışında yarattığı toplumsal-kültürel alanı, bütün  çeşitliliği ve benzerlikleri içinde kavramaya ve anlamaya yönelmiş antropoloji dalıdır.

Biyolojik Antroploji: İnsanın biyolojik çeşitliliğini, canlılar dünyası içindeki yerini ve evrimini, eski insan topluluklarının karşılaştıkları sağlık sorunlarını ve onların demografik özelliklerini inceleyen geniş bir alandır.

Biyolojik Antropolojinin Alt Dalları: 
  • Primatoloji: İnsanların en yakın akrabası olan iri maymunların ve diğer primatların toplumsal yaşamını ve biyolojisini inceler.
  • Paleoantropoloji: İnsan atalarının ve ilk insan türlerinin fosil kalıntılarını inceleyerek insan evriminin genel bir manzarasını ortaya koymaya çalışır.
  • Biyoarkeoloji: Eski insan topluluklarının iskelet kalıntılarına bakarak onların yaşadıkları sağlık sorunları demografik özelliklerini belirlenebildiği ölçüde ölüm nedenlerini büyüme ve gelişme durumlarını geçim etkinliklerine ve yaşam koşullarına bağlı fiziksel değişmelerini ele alır.
  • Fiziksel Antropoloji: Yaşayan insan topluluklarının biyolojik çeşitliliğini büyüme ve gelişme sorunlarını inceleyen antropoloji dalıdır.
  • Adli Antropoloji: Cinayete kazaya yada katliama kurban gidenlerin yada doğal felaketler sonucu hayatlarını kaybedenlerin iskelet kalıntıları üzerinden kimliklerin ve ölüm biçimlerinin belirlenmesi elde edilen kanıtların mahkemelerde kullanılmasını sağlayan bir alandır.
  • Popülasyon Genetiği: İnsan toplulukları arasındaki kalıtımsal ilişkileri fark ve benzerlikleri inceler.
Tarihsel Arkeoloji: Yazılı kayıtlar ve arkeolojik kazılarla bağlantısı içinde yakın geçmişe ait toplumların ve kültürlerin yaşam ve geçim biçimlerine, kültürel hayatlarına ışık tutmaya çalışır.

Homosantrizm: Antropolojinin gelişmesiyle sarsılan insan merkezli dünya görüşüdür. Homosantrizm; insanı bütün canlılar ve cansızlar dünyası içinde merkezi bir değer olarak alan, insan üzerinden diğer canlıları ve cansız dünya üzerindeki tahakkümünü ve denetimini meşrulaştıran görüş, her şey insan için ilkesidir.

Herder: İnsanın türsel ortaklığına karşın, onun yarattığı kendine özgürlüğünü vurguladı ve tarihin içinde ayrı ayrı ve kendi dinamiği içinde inşa olan kültürlerin farklı insanlar yarattığını temellendirdi.

Nomotetik Yaklaşım: Genel bir ilkeye yada yasaya yönelik bilgi üretimi yada verilerin değerlendirğildiği yaklaşımdır.

İdyografik Yaklaşım: İnsani gerçekliğin çeşitli yönlerini her birinin kendi özel tarihsel gelişimi ve konumu açısından değerlendirerek her biri için benzersiz birbirine kıyas edilemeyecek ve ortak bir ilkeye varılamayacak bir bilgi alanı açma yaklaşımıdır. 

Emik Yaklaşım: Topluluğun öznel değerleriyle fiziksel ve toplumsal dünyayı onların doğa üstü ile girdiği ilişkiyi anlama ve anlamlandırma becerisidir.

Kültürel Görecilik: Başkalarının inanç ve davranışlarını onların kendi gelenek ve deneyimleri içinde değerlendirmek ve yorumlamaktır.

Anropolojik Arkeoloji: Maddi buluntular arasında hiçbir ayrım yapmadan insan toplumlarının ve kültürlerinin maddi kalıntılar üzerinden özgün kültürlerin maddi kalıntılar üzerinden özgün zamanlardaki hallerini ve değişimini izlemeyi öngörür.

Prehistorya: Yapılan kazılar sonucu yazı öncesi çağlardaki yaşam ve geçim biçimlerini üretim araçlarını .küçük araç gereçlerini inceleyerek zaman içindeki kültürel değişimi anlamaya çalışır. Kurama göre evrim geçirmemiş canlı yoktur.

Etno Arkeoloji: Eski toplumların yaşam ve geçim biçimlerini anlamak kullandıkları simgelerive aletlerin işlevlerini çözümlemek için yapılan araştırmadır.

Marco Polo'yu ve Evliya Çelebi'yi ilk antropologlar olarak sayabiliriz.

Kıta Avrupası'nda antropoloji denince, daha çok fiziksel ya da biyolojik antropoloji anlaşılmaktadır. Kıta Avrupası Antropolojisi yapısalcı ve Marksçı modellere yakındır.
Amerikan Antropolojisi özellikle Franz Boas'ın  etkisiyle kültür kavramını esas alan bir  antropoloji gelişti.

Yaşlandırma: Doğa ve insanlık tarihinde belli bir dönemde yaşamış belli bir nesnenin veya öznenin çeşitli biçimlerde elde edilen kanıtlar veya bulgular üzerinden bugüne göre yaşının tahmin edilmesidir.

Geosantrizm: Dünyayı güneş sisteminin ve evrenin merkezi olarak gören bakış açısıdır.

Etnosantrizm:  İnsanların kendi kültür ve toplumlarını merkeze koyarak dünyaya bu pencereden baktıkları etnik merkezci bakış açısıdır.

Paleontoloji:  İnsan merkezci dünya görüşünü ve dünya algısını dönüştüren en önemli etki hiç kuşkusuz jeolojinin yerkürenin tarihini araştırırken başvurduğu fosil kayıtlar bilgisidir. Paleontoloji çeşitli katmanların arasında taşlaşmış olarak çıkan çeşitli dönemlerde yaşamış canlı kalıntılarının incelenmesi yoluyla canlılara ait bir evrimleşmenin evrenini göstermeye çalışan araştırma alanıdır.

Canlıların evrimine ait gözlemlere dayanan ilk bilimsel açıklama Charles Darwin  tarafından yapılmıştır. Darwin 1959 yılında Türlerin Kökeni adlı kitabında gözlemlerine dayanarak biyolojik evrim kuramını ortaya koymuştur. Bu kurama göre evrim geçirmemiş canlı yoktur. Doğadaki değişimler türlerinde değişerek, koşullara uyarlanmasına yada değişemeyerek yok olmalarına neden olan bir baskı oluşturuyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Copyright 2013-2017 | İbrahim BAYRAKTAR /dev/null Web Günlüğü